SON YAPILAN TÜRK- AMERİKAN GÖRÜŞMESİ ÜZERİNE

SON YAPILAN TÜRK- AMERİKAN GÖRÜŞMESİ ÜZERİNE
22 Haziran 2021 14:36
796
A+
A-

Cumhurbaşkanı R. T.  Erdoğan 14 Haziran’da, NATO zirvesinde ABD Başkanı J. Biden ile bir görüşme yaptı.

ABD Başkanı görüşmeye ilişkin olarak, “verimli geçti, güzel geçti” yorumunu yaptı. “Son derece yararlı ve samimi bir görüşme oldu” diyen Erdoğanisesözlerine şöyle devam etti:karşılıklı saygı ve çıkara dayalı verimli bir işbirliği döneminin başlaması için güçlü bir irade bulunduğunu gördüm. Önümüzdeki dönemde bu hedefler doğrultusunda işbirliğimizi artıracağız.Erdoğan, Biden yönetimiyle “yeni bir başlangıç yapmaya” hazır olduğunu daha önce duyurmuştu.

Peki, günümüzün süper gücü ABD’nin Türkiye hakkındaki görüşleri nelerdir? Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı hangi duygu ve niyetleri besliyor? ABD nasıl bir devlettir? Aşağı yukarı biliyoruz. Ancak ABD’nin hakiki tutum ve hedeflerini bir de gelip geçmiş ve bugünkü Amerikan siyasetçi, yönetici, bürokrat ve işadamlarının kendi ağızlarından duymakta büyük fayda vardır. Bazı örneklerini aşağıda kısa kısa sunuyorum.

* * *

– Woodrow Wilson (ABD Başkanı, 1919): “Amerika’da Türk düşmanlığı inanılmayacak ölçüdedir. Türkiye haritadan silinmelidir.”

Rockefeller (1956): “Azgelişmiş ülkelere yapılan yardımda özel amaç, o ülke ekonomilerinin kilit noktalarını ele geçirmektir.”

J. F. Kennedy (ABD Başkanı, 1962): “Dış yardım ABD’nin dünyayı denetleme ve etkileme araçlarından biridir.”

– MarcParris (ABD’nin Türkiye Büyükelçisi, 1997-2000): “Türkiye’nin kenarda kalması savaşı birkaç hafta daha geciktirir, ancak ondan sonrası var. ABD’den yardım istemeye kalktığınızda, Beyaz Saray’ın telefonları hep meşgul çalar.”

– Paul O’Neill (ABD Hazine Bakanı, 2001): “IMF programlarının başlatıldığı ülkelerde, hükümetlerin, istediğimiz adımları atmaları; yapacağımız yardım programından önce gelmeli. Önce reform, sonra para!

-Barack Obama (ABD Başkanı, 2012): “Kendisiyle gurur duyduğum beş liderden biridir. Onun söylediklerine inanırız. Taahhütlerde bulundu, o doğrultuda ilerleyeceğine inanıyoruz. [Türkiye’deki] Amerikan çıkarları ve ilgileri konusunda titiz davranacağını biliyoruz.”

-Barack Obama (ABD Başkanı): “Asıl olan ABD devletidir. ABD’nin hedefleri değişmez.”

– Joseph Biden (ABD Başkan Yardımcısı, 2009): (Türkiye’nin Filistin davasını destekleyici tutumu üzerine): “Türkiye’nin etrafını ateş çemberine çeviririz.”

-Brad Sherman (Ermeni soykırım tasarısına “evet” oyu veren Amerikalı Demokrat Senatör):“Birkaç gün kızar ve unuturlar. Fransa’ya da kızdılar… Ama şimdi iki ülke arasındaki ticarete bakın. Ticaret hacmi tavan yaptı.”

* * *

Thornburg Raporu (1947): Türkiye Amerikan çıkarlarının büyük önem kazandığı bir yerde bulunmaktadır. Türkiye bizden yardım isterse, yalnız sermayemizi değil, aynı zamanda hizmetlerimizi, geleneklerimizi ve ideallerimizi değerlendireceğimiz ve elden gitmesine fırsat vermeyeceğimiz bir yatırım fırsatı doğacaktır.

– Richard Podol (ABD görevlisi, 1975): “Yirmi yıldan fazla bir zamandır Türkiye’de faaliyette bulunan Amerikan yardım programı artık meyvelerini vermeye başlamıştır. Önemli mevkilerde Amerikan eğitimi görmüş bir Türk’ün bulunmadığı bir bakanlık ya da bir iktisadi kamu kuruluşu hemen hemen kalmamıştır. Bu kimseler halen bulundukları örgütte ‘ilerici güç’ niteliğini taşımaktadır.”

JudithYaphe (ABD Milli Savunma Akademisinde Öğretim Üyesi): “Türkiye tehlike algılaması konusunda artık homojen değil. Dahası, sistemin stratejik düşünme mekanizması zayıf ve gittikçe parçalanıyor. Artık tek Türkiye yok. ABD işi bitirdi bile!

Graham Fuller ve Paul Henze (CIA ajanları, 1980’ler): Atatürkçülük ölmüştür. Ulus devletler dönemi bitmiştir. Türkiye, Osmanlı gibi çok kültürlü, çok dinli, çok ırklı bir yapıyı dönmelidir. Bunun için en iyi yol Ilımlı İslam’dır. Etnik kimlikler kendilerini ifade edebilmelidir.”

-Albert Wohlstetter (Amerikan Savunma ve Savaş Stratejisti, 1980): “Humeyni Devrimi’ne Türkiye’de cevap vereceğiz.” (Çevirisi: Türkiye’de Amerikan İslam’ı kuracağız.)

Jan de Plessis (TEKEL’i 1,7 milyar dolara kapatanBritish AmericanTobacco Yönetim Kurulu Başkanı, 2008): “Sabır ve uzun vadeli hedeflerden bahsederken, arşivlerimizden çıkan 1932 yılında yapılan bir Yönetim Kurulu tartışmasını bilmek isteyeceğinizi düşündüm. ’Yıllık gideri 10 bin pound olan Türk Tütün Tekeli’nin idaresini üstlenmeliyiz.’ O tarihte bunun tatmin edici bir anlaşma olacağı düşünülüyordu. Bence yaptığımız modern anlaşma daha iyi ve her ne kadar bazı şeyler daha pahalı olsa bile, kesinlikle 76 yıl beklemeye değer.”

-Ramazan Kurtoğlu (İktisatçı ve Uluslararası Finans Uzmanı): “Amerika’nın yeni milli güvenlik konsepti; kendi içinde homojenliği beslerken, dışarısı için her ülkenin kendi içinde etnik ve dinsel mikrolaşmayı, cemaatleşmeyi ve çatışmayı öngörüyor.”

* * *

Ve sonuç:

Mustafa K. Atatürk: Bağımsız bir devlet bütün dünya milletleriyle, hükümetleriyle barış yapar. Barış halinde bulunduğu devletlerden çıkarları ortak olanlarla da ittifaklar yapabilir. Ancak güçlü olan devletlerle ittifak sorun yaratır. Bununla ilgili görüşüm şudur: Uluslararası dostlukların, ilgililere sağladığı menfaatleri ve getirebileceği sonuçları daima göz önünde tutmak ne kadar faydalı ise, küçük devletlerin büyük devletlerle ittifakında mevcut olan bir tehlikeyi de unutmamak gerekir. Güçlü ile zayıfın ittifakı; dış şekli ne olursa olsun, kuvvetsizin kuvvetliye tabi olması, onun emri altına girmesi gibi bir olaydır. Türkiye için, Batı ile uyuşmak kaçınılmaz olarak köleleşme anlamına gelir.

Azim ve Karar, 22.06.2021

[Ataname (2019) / Uluslararası İlişkiler, 5].

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.