ÖZELLEŞTİRMELERLE MİLLETİMİZE NE FAYDA SAĞLADINIZ?

ÖZELLEŞTİRMELERLE MİLLETİMİZE NE FAYDA SAĞLADINIZ?
14 Kasım 2021 23:30
955
A+
A-

Cihan Dura

Önce, basından iki gözlem:

1) Hükümet BOTAŞ’ın doğal gaz ticareti ile iletim bölümlerini ayırmış. Daha kârlı olan iletim bölümünü ileride hisse satışına uygun hale getirmiş. Bu işlem hükümetin, BOTAŞ’ı da satmaya hazırlandığı şeklinde yorumlanıyor. Çünkü kamu enerji şirketlerinde olası hisse satışı öncesinde yapılandırma hazırlıkları yapılıyormuş.

BOTAŞ hakkında kısa bilgi vereyim: Boru Hatları ve Petrol Taşıma A.Ş. (BOTAŞ) Türkiye Varlık Fonu Portföyünde yer alan bir kamu iktisadi teşebbüsü. Kuruluşu 1974… 2017’de Türkiye Varlık Fonu bünyesine katıldı. BOTAŞ esas itibariyle, Petrol ve Doğal Gaz Boru Hatları yapımı ve işletmeciliği, doğal gaz ve LNG depolanması ve ticareti, liman hizmetleri, uluslararası doğal gaz taşıma projeleri alanlarında faaliyet göstermektedir.

2) İkinci gözlemim 5.11.2021 tarihli Korkusuz gazetesinden, Barış Yarkadaş’ın “AKP 901 Arsayı Daha Sattı” başlıklı yazısından: “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün resmî sitesinden öğrendiğime göre, 20 gün önce satışa çıkarılan arsa-konut sayısı; bu süre içinde 2584’ten 1683’e düşmüştü. Bakanlık, 20 gün içinde 901 arsa ve konutu satmış. Devletin varlıkları böylece daha da azaltılmış oluyor.” Yazar soruyor: “Peki, bu satışlardan elde edilen gelirler nereye harcanıyor? Bu yoldan elde edilen kaynaklar, yeni yatırımlar için mi harcanıyor, yoksa AKP’nin yarattığı devasa borçların kapatılmasında mı kullanılıyor?”

20 yıldır böyle, tek yaptıkları bu: Milletin nesi varsa, hangi değeri varsa satıyorlar. Bundan sekiz yıl önce,2013’te kaleme aldığım bir yazımı hatırladım: “AKP İktidarı Türkiye’yi Nasıl Pazarlıyor?” Yazıma, bu makalemde yer alan o zamanki tespitlerden yararlanarak devam ediyorum.

● AKP iktidarının en büyük “başarı”sı kuşkusuz özelleştirmeler…, yani Cumhuriyet’in 80 yıllık birikimini yerli ve yabancı fırsatçılara satmak… AKP’den ön­ce­ki hü­kü­met­ler­den hiç­bi­ri, Cumhuriyetimizin birikimlerini böy­le­si­ne sa­tıp sa­vur­ma­mış­tı. Peki, neden satıyorlar? Çünkü, görünüşe göre özelleştirmeler AKP’nin finansman sıkıntısını hafifletiyor, ekonomik krizi bir süre daha erteleme, ayakta kalma imkânı tanıyor ona. Fakat aynı zamanda iktidarını siyasî bakımdan güvenceye alıyor. Çünkü AB’nin, ABD’nin isteklerini yerine getirmiş oluyor. Çünkü bu emperyalist ülkeler, onlara hâkim olan küresel şirketler devletçi politikalar istemiyor, Türkiye’de ‘açık ekonomi’ olsun istiyorlar.

AKP hükümeti sadece 38 milyar dolar kazanmak için, 10 yıl içinde hangi kuruluşlarımızı, Cumhuriyet’in hangi birikimlerini pazara sürmedi, açık artırmaya çıkarmadı ki! Bir kez daha soralım: AKP hükümeti neden bu kadar teşne milletimizin mallarını satmaya? Sebepleri var bunun: Bir kere AKP yönetimi Atatürk Türkiye’sine düşman, onun her şeyine düşman… Genel siyasetleri, Cumhuriyetimize ait, Atatürk’e ait ne varsa, onları hatırlatan ne varsa, silip yok etme hedefine dayalı görülüyor; tabii Cumhuriyet’in ekonomi politikasını da yani devletçiliği de… 

İkincisi, AKP iktidarı Batı’ya, Avrupa Birliği’ne (AB) ve ABD’ye muhtaç bir partidir, varlığını önemli ölçüde onlara borçludur. İktidarına dış desteği bu emperyalist merkezler sağlıyor. Söz konusu merkezlerin taleplerinden biri de özelleştirme yapmaktır.“Desteğimizi istiyorsanız, AB’ye girmek istiyorsanız, bütün kamu kuruluşlarını elden çıkaracaksınız” diyorlar.

Bir diğer sebep de doğrudan doğruya AKP yöneticilerinin iktidar hırsının mâli yönü ile, finansman ihtiyacı ile ilgilidir: İktidarbüt­çe açık­la­rı­na kay­nak bul­mak zo­run­da. Do­ğal­gaza, elek­tri­ğe zam yaptılar, olmadı. İğ­ne­den ip­li­ğe her şe­yin fi­ya­tı­nı artır­dı­lar, yi­ne de büt­çe­nin iki ya­ka­sını bir ara­ya getiremediler! O zaman ne yapacak? Gel­sin, Cum­hu­ri­ye­t’­in 80 yıl­lık bi­ri­ki­mi…

● Somut bir örnek Halkbank’ın özelleştirilmesidir.

Türkiye Halk Bankası kalıcı bir ekonomik kalkınma, sosyal denge ve toplumsal barışın korunması için esnaf-sanatkâr ve küçük meslek sahiplerine kaynak aktarmak ve sermaye birikimini başlatmak amacıyla kurulmuştu.  Ne var ki, kalkınma imiş, toplumsal barışmış, kaynak aktarmakmış,kimin umurunda. Halkbank da satıldı. Fakat nasıl? Satışa çıkarılan hisse senetlerinin yüzde 80’i yabancı kapitalistlere tahsis edildi;yalnızca yüzde 20’si yerli kurumsal ve bireysel yatırımcılara!…

Peki, Halkbank’ın satışa çıkarılan hisselerinin, neden yüzde 80’inin yabancılara tahsisi gerekli görüldü? Verdikleri yanıt şu: Yabancı satın almamış olsa idi, şu kadar milyar tutan hisse senedinin içeride, bu fiyattan satışı mümkün olamazdı. Şimdi nasıl bir yanıt vermeli buna? Hayatı paradan ibaret görüyorlar. Madem para çok önemli, neden önceden sağlam gelir kaynakları oluşturmadınız? Siz halkın malını bir tür av olarak görüyor ve ille birileri gelsin, avlasın istiyorsunuz. Müsait yerden de uçuruyorsunuz ki, işinin ehli, usta avcılar onları kolayca avlasınlar.

Zamanın Maliye bakanı ise sevinçten uçuyor, Halkbank’ın özelleştirilmesini büyük bir başarı olarak niteliyordu: ” Bu başarıda ulusal ve uluslararası yatırımcıların ülkemize güveni büyük rol oynadı. Tabii ki Halk Bankamız Türkiye’nin en güzide, en başarılı, en kârlı, en köklü bankalarından bir tanesi.”

Özelleştirmelerde ve benzeri uygulamalarda âdet oldu, hep aynı argüman ileri sürülür:Efendim neymiş, yabancılar Türkiye’ye güven duyuyormuş.  Vatan toprakların satarken de aynı argümanı ileri sürerler. Oysa yabancı bir ülkeye neden güvenir? O ülke emperyalizm tarafından, IMF ve Dünya Bankası tarafından “dizayn” edilmiştir de ondan! O ülkeden, gayet rahat bir şekilde tatlı kazançlar elde edecek, kendi ülkelerine kolayca transfer edebileceklerdir. Halkımıza artık çok daha olarakrahatlıkla, işbirlikçileriyle esaslı kazıklar atmaya devam edeceklerdir. Güven dedikleri bu değil midir?

* * *

Sonuç olarak, sormak lazım bu yöneticilere: Ne oldu, özelleştirme yaparak milletimize ne fayda sağladınız? Finansman sıkıntısını mı hafiflettiniz, borç yükünü mü azalttınız? Ekonomik krizi mi ortadan kaldırdınız, tam tersine kriz daha da ağırlaşarak karşınıza dikilmedi mi? AB’nin, ABD’nin isteklerini yerine getirince her şey çözüme bağlanacak mı sandınız? Emperyalistlerin iştahının sonu olmadığını, Türkiye’yi iliklerine kadar sömüreceklerini öğrenmediniz mi?

Ne oldu?Ancak kendinizi kurtardınız. Yalnızca iktidarınızı güvenceye aldınız.

Ancak onun da sonu geldi.

Döviz yok, üretim yok. Kur yükseliyor, fiyatlar artıyor. Üretim yok, enflasyon doludizgin, İstihdam düşüyor, borçlar katlanmayı sürdürüyor.

Olan, talihsiz milletimize oldu.

Azim ve Karar, 14.11.2021.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.