ATATÜRK’TEN ÜÇ ANEKDOT, ÜÇ ÖZLÜ SÖZ
Cihan Dura
O Felaket Günleri…
Tehlikenin coşkun bir nehir gibi Türkiye’nin üzerine yürüdüğünü görünce, katlanmadım, susmadım. İstedim ki, benden öncekilerin hatalarını düzeltebileyim, çamur ve batağa düşen Türkiye’yi çıkarabileyim.
Söz konusu olan, koca bir Türk milletinin ölüm kalım sorunuydu. Bu ölüm kalım manzarası karşısında özel düşüncelerin, özel kaygıların yeri mi olurdu?
Kendi kendime şu kararı verdim: Uygun bir zaman ve fırsatta İstanbul’dan kaybolmak, basit bir önlemle Anadolu’nun içine girmek, bir süre isimsiz çalıştıktan sonra bütün Türk milletine felaketi haber vermek…
Dediğimi yaptım, Anadolu’ya çıkar çıkmaz, Türk halkını dikkat ve uyanıklığa davet ettim. Doğabilecek tehlikelere karşı önlemler almaya başladım. Milletimin vekillerini topladım, dedim ki, hangi hizmet bize düşecekse koşalım. Hem şahsi düşünce varsa ve kaldıysa, hem kendi şahsımızı, kendi onur ve şerefimizi kurtaralım hem de şu ülkeyi, şu milleti uğradığı felaketten az zamanda kurtaralım.
Yoksul, Sermayesiz, Uzmansız Bir Ülke Nasıl Kalkınabilir?
Tarih: Kasım 1922…
Zafer kazanılmış, İngiliz maşası Yunan ordusu Ege’ye dökülmüştü.
Ancak Mustafa Kemal Paşa yeni bir görevin başında, yine çare arıyordu!
Paris temsilciliğinin yardımı ile siyaset, siyasî akımlar, ideolojiler, sistemler, ekonomi ile ilgili birçok kitap getirtmişti. Kitapların bir bölümünü evinde alıkoydu. Büyük bölümünü Fransızca bilen, bu konulara ilgi duyan arkadaşlarına dağıttı: “Çabuk okuyun, notlar alın. Sonra bilgilerimizi değiş tokuş edelim” dedi.
Yoksul, sermayesiz, uzmanı ve deneyimi az, talihsiz bir ülke sömürülme tuzağına düşmeden nasıl kalkınabilirdi? Bunun bir yolu var mıydı? Böyle bir yol yoksa ne yapacaklardı?
Muzaffer Komutan şimdi de yana yana bu soruların yanıtını arıyordu.
Biz Yapmazsak Kim Yapacak?
1925 baharıydı. Ülkemin ünlü ziraatçilerini çağırdım. Onlara ağaçsız, çorak Ankara’da büyük bir çiftlik kurmak istediğimi, bu çiftlik için bir yer aramalarını söyledim. Aradılar, taradılar, incelemeleri bitince geldiler, sonucu bildirdiler.
Onlara bugünkü Gazi Çiftliği’nin bulunduğu yeri işaret ettim, “burayı da gezdiniz mi” dedim. Şu yanıtı aldım: Burası, bir çiftlik kurulması için bulunması gereken niteliklerden hiçbirini taşımıyor; bir bataklık, çorak, fakir bir yer…
Yanıtım şu oldu: Doğru, Ankara’nın kenarında hem batak hem çorak hem de kötü bir yer… Ancak onu biz ıslah etmezsek, kim gelip ıslah edecek?
* * *
-Ahlak yasasının temeli kişisel sorumluluktur. Sorumluluk yükü her şeyden, ölümden de ağırdır. M. K. Atatürk
-Kitap okumak, benim en önde gelen, beni ben yapan niteliklerimden biridir. Hiç kitapsız kalmadım. Ömrümce okuyarak kendi kendimi tamamladım. Eğer böyle olmasaydı, milletim için yaptıklarımın hiçbirini yapamazdım. M. K. Atatürk
-Ben öğrendiğim ve düşündüğüm her iyi şeyi mutlaka uygulamışımdır. M. K. Atatürk
Kaynaklar: Cihan Dura, Ataname, Hayat Özlem Kayalı Yayınları, Ank., 2023; Cihan Dura, Atatürkçülük Dersleri, Atayurt Yayınevi, Ank., 2022.
Azim ve Karar, 12.02.2024