MİLLÎ DÖNEME NASIL GİRDİK?

MİLLÎ DÖNEME NASIL GİRDİK?
26 Eylül 2023 20:22
456
A+
A-

Cihan Dura

Atatürk 17 Şubat-4 Mart 1923 tarihinde gerçekleşen İzmir iktisat Kongresi’nin açış konuşmasını bizzat kendisi yapmıştır. Bu konuşmasında üzerinde durduğu önemli bir konu da Millî döneme girişimiz hakkındadır. Aşağıda özetleyerek sunuyorum:

Bir milletin doğrudan doğruya hayatın gerekleri ile uğraşamaması, o milletin yaşadığı devirler ve o devirleri belirleyen tarih ile çok ilgilidir. Biz de eğer uğraşamamış isek, gerçek nedenlerini, geçirdiğimiz devirlerde ve özellikle tarihimizde arayabiliriz. Fakat böyle bir araştırma yaptığımız zaman, itirafa mecburuz ki, biz henüz şimdiye kadar gerçek, bilimsel, olumlu anlamı ile millî bir devir yaşayamadık. Bundan dolayı da millî bir tarihe sahip olamadık. Bu noktayı açıklamak için Osmanlı tarihini hatırlayalım.

Osmanlı Devleti tamamen bitmişti. Fakat düşmanlarımız aynı zamanda Osmanlı Devleti’ni kuran Türk milletinin de aslî unsurunun da bu ülkenin gerçek halkının da mahvolduğunu sandılar. İşte bunda aldandılar. Osmanlı Devleti ve bunun gibi çok devlet kurmuş olan Türk milleti mahvolmamıştır. Tersine hayatına vurulan bu darbelerden, dış ve iç düşmanların bu nefret edilecek darbelerinden birdenbire bütün saklığını, bütün uyanıklığını takındı ve hayatını, onurunu kurtarmak için tam bir şerefle başını kaldırdı; birlikte ve dayanışmayla ortaya atıldı. İşte milletimiz o dakikadan itibaren millî bir devre girdi, halk devrinin başlangıcını kurdu.

İki Ana İlke: Tam Bağımsızlık ve Millî Egemenlik

Milletimiz, kesin ve gerçek kurtuluşa sahip olabilmek için, iki ilkeye dayanmanın şart olduğunu anladı. O ilkelerden birincisi Misak-ı Millî’nin ifade ettiği anlam ve ruhtur. İkincisi Anayasamızın belirlediği değiştirilemez gerçeklerdir.

Misak-ı Millî; milletin tam bağımsızlığını sağlayan ve bunun için ekonomisinin gelişmesine engel olan bütün sebepleri bir daha geri gelmemek üzere kaldıran bir düsturdur. Teşkilat-ı Esasiye Kanunu Osmanlı İmparatorluğu’nun tariholduğunu, onun yerine yeni Türkiye devletinin kaim olduğunu ilan eden bir kanundur.

Bu devletin hayatının da kayıtsız şartsız milletin yetkisinde kalabilmesi için, halkın bizzat kendi alın yazısını idare etmesi esasını şart kılan bir kanundur. “Artık Türkiye halkı için tek temsilci, yasama ve yürütme yetkisini almış olan kendi meclisidir, Türkiye Büyük Millet Meclisidir” diyen bir kanundur. Bu devletin hayatının da kayıtsız şartsız egemenliğin milletin sorumluluğunda kalacağını ifade eden kanundur. Bu kanun, hakimiyetin milletin uhdesinde kalabilmesi için halkın bizzat kendini idaresini şart kılan bir kanundur.Babıâli yerine Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükümetini koyan bir kanundur.

Birlik ve Dayanışma

Bizim halkımız; yararları birbirinden ayrı olan sınıflar halinde değil, tersine varlıkları ve çalışma sonucu birbirine lâzım olan sınıflardan ibarettir. Bu dakikada dinleyicilerim çiftçilerdir, sanatkârlardır, tüccarlardır ve işçilerdir. Bunların hangisi birbirinin karşıtı olabilir. Çiftçinin sanatkâra, sanatkârın çiftçiye ve çiftçinin tüccara ve bunların hepsine, birbirine ve işçiye muhtaç olduğunu, kim inkâr edebilir.
Bugün var olan fabrikalarımızda, daha çok olmasını umduğumuz fabrikalarımızda kendi işçimiz çalışmalıdır. Rahat ve mutlu olarak çalışmalıdırlar ve bütün bu saydığımız sınıflar aynı zamanda zengin olmalıdır ve hayatın gerçek lezzetini tadabilmelidir ki, çalışmak için kudret ve kuvvet bulabilsinler.

Bundan dolayı programdan söz edildiği zaman, âdeta denebilir ki, bütün halk için bir “Emek Misak-ı Millisî”dir. Ve böyle bir emek Misak-ı Millî’si mahiyetinde olan program etrafında toplanmaktan meydana gelecek olan siyasî şekli ise, sıradan bir parti yapısında düşünülmemek gerekir. Barıştan sonra meydana gelebilecek olan böyle bir siyasî şeklin şimdiye kadar olduğu gibi milletin kararlılığı ve imanı ile ve birlik ve dayanışmasının birbirine yardımcı olması ile başarılı olacağı hakkındaki inancım kuvvetlidir ve tamdır.

Atatürk bu konuşmasında ana fikir olarakşunu diyor:Biz şimdiye kadar millî bir devir yaşamadık. Osmanlı Devleti bitti. Ancak Türk milleti yaşıyor. İç ve dış düşmanların saldırılarına onuruyla karşı durdu ve muzaffer oldu. Millî dönemi, halk devrini başlattı. Kesin kurtuluş için iki ana ilkeye dayanmalıyız: Tam Bağımsızlık ve Millî Egemenlik!… Programımız bütün halk için bir Çalışma Millî Andı’dır. Bu program etrafında milletçe daima birlik ve dayanışma içinde olacağız ve başaracağız.

Kaynak: Türkiye İktisat Kongresi Açış Söylevi, İzmir 1923

https://www.atam.gov.tr/ataturkun-soylev-ve-demecleri/turkiye-iktisat-kongresini-acis-soylevi-izmir

Azim ve Karar, 26.09.2023

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.