IRKÇILIK MI DEMİŞTİNİZ?

IRKÇILIK MI DEMİŞTİNİZ?
22 Nisan 2022 10:23
604
A+
A-

Ceyhun Balcı

Gerekeni değil de gerekmeyeni tartışma konusunda üstümüze yok. Uluç Özülker kaynaklı bir paylaşım ülkemizdeki yabancıların geldikleri ülkeye geri götürülmesi çabalarını “ırkçılık” olarak niteliyor.

Özülker, hariciye geleneğinden gelme, birikimli bir kişilik olmalı. Bugünün büyükelçileri Murat Mercan, Egemen Bağış, Ozan Ceyhun ve bu listeye eklenebileceklerle karşılaştırılamayacak yetkinlikte olduğu öngörülür.

Bolu belediye başkanı Tanju Özcan’dan sonra Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ’ın “yabancılara yönelik yaklaşımı” kimi çevrelerin ırkçılık sanrılarını depreştirdi anlaşılan. Her ikisi de bu insanları asalım, keselim demiyor. Konuşarak, görüşerek, anlaşarak, uzlaşarak herkes kendi ülkesine dönsün anlayışı ne zamandan beri “ırkçılık” oldu? Anlamak, yorumlamak olanaksız.

Özellikle büyük yerleşimlerde sokakta yürüyen 10 kişiden birinin yabancı olması sınayarak anlayabileceğimiz gerçeğe dönüştü.

Bu sorunu gündelik yaşama yansımasıyla algılamak çok daha kolay olur.

Bir yabancı sigortasız, güvencesiz çalıştırılabilir. Dolayısı ile ucuz işgücüdür. Buranın vatandaşına karşı avantajlıdır.

Bir yabancı ücretsiz sağlık hizmeti alır. Hatta, üreme gibi çok da temel gereksinim olmayan sağlık hizmetine sınırsız erişime sahiptir. Kamu sağlık hizmetinin kilitlenme noktasına sürüklendiği bugünlerde bu vicdanlara sığmaz durumun Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarında yaratabileceği duyguları yorumunuza bırakırım.

Tüm bu kışkırtıcı etkenlere karşın Türkiye’de yabancı düşmanlığından söz edilemez. Basına yansıyan çoğu olayın yabancı düşmanlığından çok başka nedenlere dayandığı söylenebilir.

Geçmediği köprüye, otoyola, tünele, geçide para veren bir yurttaş olarak ülkemizde biriken, ülkemizi tampona dönüştüren ve göz ardı edilmesi durumunda demografik değişikliklere yol açması kaçınılmaz olan bu sorunun çözümü için biraz daha para harcanmasına, özveride bulunulmasına karşı çıkacak durumum yok.

Türkiye, bir an önce para karşılığı tampon ülke olma onursuzluğundan kurtarmalıdır kendini.

Başta Suriye olmak üzere ülkemizde bulunan yabancıların ülkelerine geri dönüşü için gereken diplomatik ve parasal girişimlerde bulunulmalıdır. Hatta, bu doğrultuda söz konusu ülkelere yatırım yapılması için geri döneceklerin temel yaşam gereksinimlerinin giderilmesi amaçlı gerekli harcamalara katılmamız bile söz konusu olabilir.

Şimdiki durum sürdürülebilir değildir. Sürdürülebilir olmadığı gibi ülkemizin birliği, dirliği ve toprak bütünlüğü bakımından da sinsi tehlikeler barındırmaktadır.

Bu önemli sorunun çözümü için çabalayanlara “ırkçı” etiketi yapıştırmak yerine bu bağlamda yapılan hatalara odaklanmak, o hataların yinelenmemesi yönünde tutum almak başta Özülker olmak üzere aydınım diyenlere düşen öncelikli görevdir.

Yine de bir yerlerde ırkçılık arayacağız diyorlarsa bu kimseler, Ukrayna’ya bakabilirler.

Ukrayna’daki savaştan kaçışlar sırasında deri renkleri nedeniyle otobüslerden, trenlerden indirilenler, öldüresiye dövülenler, Polonya’da “sarı saçlı, mavi gözlü” olmadıkları için otellere alınmayanlar olduğunu Türk basınından değil ama yabancı basından öğrenmek olasıydı.

Bu örnek bir kez daha gösterdi ki, ülkemiz insanının ve elbette aydınlarının önde gelen sorunu “aşağılık duygusu”dur.

Bir an önce bu zararlı duygudan arınmalıdır toplumumuz.

Her şeye karşın Türkiye ırkçılığın ve yabancı düşmanlığının yerleşemediği ülkelerden birisidir. Durum böyleyken “ırkçılık” etiketini ulu orta birilerine yapıştırma çabaları kolaycılığın ürünüdür.

“Eyyyy…..” diye söze başlayanların hoyrat ve kolaycı yaklaşımı çok açıktır ki başkalarına da bulaşmıştır.

Özetle, “ırkçılık” diyenlere “aşağılık duygusundan arının” diyorum.

Not : Sosyal medyanın aynı zamanda bir yalan, yanıltma ve saptırma ortamı olduğuna sıkça tanıklık eden birisi olarak Uluç Özülker adına yapılan paylaşımın yapay hesap kaynaklı olmasını dilerim.

Azim ve Karar, 22.04.2022

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.