… VE KUR’ANDA HALKI MUSA’YA “AYOL” DEDİLER!

… VE KUR’ANDA HALKI MUSA’YA “AYOL” DEDİLER!
11 Ekim 2022 17:22
342
A+
A-

Reha Ören

Jack London der ki: “İnsanların kitap dağlarını devirmelerine hiç gerek yok. Kendilerini bilsinler yeter”

İnsanın kendini bilmesi öyle kolay işlerden değil.

Her kes her türlü laf eder de iş kendini bilmeye gelince, “Beşerdir şaşar” der de işin içinden çıkar!

Kendimi bildim bileli kitap okuması meraklısı insanlarada, okumayanlara da iki kitap öneririm.

 Bunlardan birincisini salık verirken derim ki “Eğer Müslüman isen mutlak surette Kur’an-ı Kerim’i okuyacaksın. Okuyacaksın ki kâinatın sırlarına vakıf olup, mutluluğun nasıl olabileceğini anlayabileceksin.”

 İkinci kitabı önermeden ise sorarım: “Türk müsün?”. Eğer aldığım cevap evet olursa sıra ikinci kitabı önermeye gelir. Derim ki: “Mutlak surette Kur’an’ın yanı sıra Nutuk’u okuyacaksın.

 Türk tarihinin en belirgin özelliklerinden biri Kağanların halka hesap vermeleridir. Bilinen en eski Türk kitabelerinden olan Orhun Yazıtlarında da yöneticiler halka hesap vermişlerdir. Hem öyle bir hesap verme ki bunu balbal denilen taşlarla ebediyete kadar insanların hafızalarına kazımışlardır.

 Modern dediğimiz dünyada ise Anadolu Türklüğünün lideri Gazi Mustafa Kemal Anadolu Türklüğüne Nutuk ile hesap vermiştir.

 Neyin nasıl olduğunu, kimin kim olduğunu ve neyi neden yaptığını ulusa anlatmıştır.

 Ulusa hesap verme sıradan önderlerin yapacağı işlerden değildir.

Tarihten korkmayacak kadar büyük bir yürek ister.

*

İmdi , gelelim sadede..

İnsanı dinden soğutmanın en güzel yolu dini kullanmaktır. Espiyonaj servislerinin kullandığı en klasik metot budur. Hurufi bir toplum yaratacaksın ki okumasın ve dahi okuduğunu anlamasın.

Öyle bir tanrı yaratacaksın ki insanlar Tanrı’dan soğusun.

Piyasaya dini bilen, lakin istismar eden din adamları süreceksin.

 Dikkat ediniz. Dinin galebe çaldığı ülkelerde aynı zamanda fuhşiyat da galebe çalar.

Allah adını dillerinden düşürmezler, lakin Allah’ın bütün emirlerini hiçe sayan yaşam tarzına müpteladırlar.

Modern arabadan, bir üstü makama, lüks bir eve, lüks bir eşyaya kadar yeni ilahlar yaratarak “La ilahe İllallah” düsturunu çiğnerler.

 Yarattıkları modern ilahlar uğruna yemedikleri herze kalmaz da bir de buna din kılıfı uydururlar.

Işıklar içre huzur bulsun, ömrü vefa ettiğince Anadolu Türklüğünü ve bütün insanlığı bu konuda en iyi uyaranlardan biri olan Yaşar Nuri Öztürk bu çok güzel bir cümleyle özetlemişti. “Allah ile aldatmak”

Üç kelimeden oluşan bu cümlecik din aleyhtarı bütün faaliyeti özetlemek için yeterliydi.

 Gerisi ise zaten laf-u güzaftan ibaret.

İmdi bu fakr, insanlara mutlak surette Kur’an-ıKerim’i okumalarını salık verir dururdu.

Lakin öyle bir devre geldik ki imdi karşımıza bir de “Hangi Kur’an’ı okumalısın?” önermesi gibi dehşetengiz bir karmanyolaya girdik.

Neden mi?

2013 tarihinde turkuaz Matbaacılık tarafından basılan bir Kur’an-ıkerim var önümde. Sabah Gazetesi’nin okurlarına 28. Yıl hediyesi imiş!

Ne hediye amma…

Zamanede piyasadaki bütün Kur’an-ı Kerimler ne hikmetse hep Elmalılı M. Hamdi Yazır’a ait.

Bu da öyle…

Proje, Grafik, Dizgi ve Tasarım ise Süleyman Doğan tarafından yapılmış.

Neyse..

Bu Kur’an’ın Sure: 2 Bakara 62-69’unu okuyorum/okuyoruz!

İfade aynen şöyle:

“Hani bir zamanlar Musa kavmine demişti ki Allah size bir bakara (sığır) boğazlamanızı emrediyor. Onlar da “Ayol sen bizimle eğleniyor, alay mı ediyorsun?” dediler.

Allah aşkına Musa ile kavmi arasında “Ayol” lu muhabbet yazan bir başka din kitabına rastladınız mı?

Yahu bu “Ayol” kelimesini Lut zamanında veya Lut ile ilgili bölümlerde kullansalar bir dereceye kadar anlarım. Ne de olsa hemen herkes Lut dönemini bilir.. Böyle “ayol”lu konuşanlara da o günden bugüne zaten Luti denilir. Lakin Musa devrinde “Ayol”lu konuşanlara ‘Musi’ denildiğini ne okumuş ne de işitmiştim. Lakin şimdilerde öyle olup olmadığını ciddi ciddi düşünmekteyim!

Ne demek istediğimi ise bilen bilir. Merak eden ise zaten isterse öğrenir.

***

Geçelim.

.. ve dahi özel sektördür..

Ne yapsa yeridir diyelim!

Bir başka Kur’an-ı kerim Açıklamalı mealine göz gezdirelim.

Sıkı durun bu özel sektör mektör değil. Devletin kurumu.

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları / 86-G

Hazırlayanlara bakıyoruz.

 İla maşallah.. Kelli felli, bolca sıfatlı ve titr sahibi adamlar!

Prof.Dr. Hayrettin Karaman

Prof.Dr. Ali Özek

Prof. Dr. İbrahim Kafi dönmez

Prof.Dr. Mustafa Çağrıcı

Prof. Dr. Sadrettin Gümüş

Doç.Dr. Ali Turgut

Evet, Türkiye diyanet Vakfı Mütevelli Heyeti’nin

24.12. 1996 tarih ve 843-10 sayılı kararıyla basılmış.

Bunca Profesör hazırlamış. Bunca ilim adamı imzalamış. Koca… Kocalığı bir yana koskoca bir heyet bu yahu..

Bakın bu mealde de ne yazmış?

 Aile düzeni bölümlerini anlatan   bölüm:

Ailede barış’ı Kur’an-ı Kerim’in neresinde bulabilirmişiz?

Nisa, 188’de.

Allah Allah..

Fesuphanallah.

 Aklımıza mukayyet olmamızı sağla ya Resul Allah.

 İçinizden herhangi biri herhangi bir Kur’an mealinde bana Nisa 188’i gösterebilir mi?

Dahası bu anlı, şanlı, afralı, tafralı ve dahi ‘mebzul’ sıfatlı Hoca taifesinden herhangi biri gösterdiği kaynağı bulabilir mi?

Yahu Allah aşkına bu hocaların okudukları Kur’an nerede de biz bilmiyoruz. Bizim bildiklerimiz ve okuduklarımızın tamamında Nisa Suresi 176 ayettir.

*

Tövbe estağfurullah sanki Nisa 188’i bunların ailelerinde huzuru temin için özel göndermiş Cenab-ı Allah!

**

Daha..

Dahası da var!

Diyelim ki siyaseten sol tandanslı bir ailesiniz. Çocuklarınız yeni yetişiyorlar.

 .. ve dine meraklılar. Dinlerini okumak, öğrenmek istiyorlar. Bu da sizi hoşnut kılıyor. Ne de olsa laik bir kafa yapısına sahipsiniz.

Oğlunuz dinini aklını kullanıyor ve dinini, diyanetini öğrenebilmek için bir Kur’an-ı kerim alıyor.

Okuyor..

Okuyor..

Okuyor..

Sıra, Vakia Suresi’ne geliyor.

Çocuğunuz okuyor:

17. Çevrelerinde ölümsüzlüğe ulaşmış gençler dolaşırlar.

18. Kaynağından doldurulmuş, testiler, brikler ve kadehlerle

19. Ondan ne başları ağrıtılır, ne de akılları giderilir.

20. Beğendikleri meyvalar

21. Canlarının çektiği kuş etleri

22. İri gözlü huriler

23. saklı inciler gibi.

24. yaptıklarına karşılık olarak verilir.

25. Orada boş bir söz ve günaha sokan bir laf işitmezler.

26. Duydukları söz, yalnız “selam”, “Selam”dır.

27. Sağın adamları, sağın adamları, nedir o sağın adamları

28.  Dalbastı kirazlar

29. Meyva dizili muzlar

30. Uzamış gölgeler.

31. Fışkıran sular.

32. Pek çok meyva arasında,

33. Tükenmeyen ve yasaklanmayan

34. ve yükseltilmiş döşekler üstündedirler.

35. Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık)

36. Onları bakireler yaptık.

37.Hep yaşıt sevgililer

38. Sağın adamları içindir.

39. Bir çoğu öncekilerdendir.

40. Bir çoğu da sonrakilerdendir.

            *

41. Solun adamları, nedir o solcular!

42. İçlerinde işleyen bir ateş ve kaynar su içinde.

43. Kapkara bur dumandan bir gölge altındadırlar.

44. ki ne serindir, ne de faydalı.

*

Ve devam eder.

Bu nasıl bir tercümedir?

Bu nasıl bir dini ikna metodudur?

Bu nasıl bir anlayıştır?

.. ve dahası bu nasıl bir dindir ki böylesine kindar bir sağcı solcu ayrımı yapar?

*

Haa, doğru dürüst, akıl ve mantık kuralları içerisinde ve dahi toplumun anlayışının fevkinde bir izah tarzı yok mudur?

Elbet vardır. Bakın:

Kur’an-ı kerim. Gerçek / İleri yayınları. Eli Rıza Safa nınVakia Suresi’nin altına koyduğu şerh çok önemli.

   Sayfa 628. Açıklama madde 495. “Kötülükle direnenlerin yoldaşları” olarak yazdığımız “Ashabul-ul şimal” terimi, kimi Kur’an çevirilerinde “Kötülüğe batanlar” veya “Sol taraf halkı” veya “Solun adamları” veya “Solcular” veya “Defterleri soldan verilenler” veya şomluk veya uğursuzluk yarattı” biçiminde çevrilmiş: kimi Kur’an çevirilerinde ise “Asbab-ı Şimal” olarak bırakılmıştır.” Denilmiş

Mantıklı olan bu.. Açıklama yapacaksın. 

“Vay o solculara” demek ile “Defteri soldan verilmiş olan” demek aynı şey değildir. Biri iticidir, diğeri yapıcı..

İmdi kimin tercümesine, kimin yayınına inanmalı, hangi Kur’an’ı okumalı ?

Gayri siz karar verin.

O sorunun cevabını ben bulamadım. Okur meraklıysa eğer, araştırıp kendi kendine bulmalı ve din adına dinsizleştirme politikasının adını ve dahi maksadını okurun kendi koymalı.

Azim ve Karar, 11.10.2022.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.