ILIMLI ERMENİ NASIL OLUNUR?

ILIMLI ERMENİ NASIL OLUNUR?
19 Ocak 2023 11:41
465
A+
A-

Şubat 2006 tarihinde Ufuk Ötesi Dergisinde yayınlanan yazı

Hüseyin Özbek

22 Ocak 2006 günlü Hürriyet gazetesinde ERMENİ CEMAATİNDE 68’Lİ TARTIŞMASI başlıklı haberde Ermeni Patriği Mesrob II ile Agos Gazetesi sahibi ve başyazarı Hırant Dink arasındaki tartışmaya yer verilmiş. Patrik’in cemaat gazetelerine yönelik eleştirileri ve Hırant’ın karşılığıyla haber devam ediyor:

Patrik cenapları cemaat gazetelerine yönelik kapalı göndermelerden sonra asıl eleştiri oklarını Agos’ a yöneltiyor: “Gerek gazetede yer alan yazarlar, gerekse okurlarının bir bölümü Ermeni, Türk ya da Kürt’tür. Türkiye’deki Ermeni toplumu adına konuştuğunu iddia ederek çizmeyi oldukça aşmaktadır. Yayın politikası devrimci sol ideolojiyi yansıtıyor gibidir. Okurlarını, toplumumuz kurumlarının, derneklerinin yöneticilerini zaman zaman kışkırtarak, hatta bazen şantaja da başvurarak, Ermeni patrikliğinin, danışmanlarının ve Ruhani Meclis’in ürettikleri projelere karşı çıkmaya veya onların yanında yer almamaya adeta teşvik etmektedir. Tek kelimeyle şunu söylemek mümkün: Kilise üyelerinden oluşan bir toplum yerine, sivil bir toplum yaratmak derdindedir”

Patrikhane, cemaati oluşturan, Türkiye Cumhuriyeti uyruklu Ermeni vatandaşlarımız üzerinde yalnızca dini bir otorite değildir. Bunun dışında cemaat üyelerinin eğitim ve sosyal yaşamları üzerinde de belirleyici bir inisiyatif sahibidir. Cemaat okulları üzerinde Milli Eğitim Bakanlığının denetim yetkisi olmakla birlikte, yönetsel, parasal konular, öğretim kadroları ve personel açısından Patrikhane/ kilise merkezli bir cemaat hiyerarşisinin şemsiyesi altındadır. Patrik bu hiyerarşinin en tepesindeki ruhani kişidir. Bu nedenle de özellikle Agos çizgisine ve Dink’e yönelttiği eleştiriler satır aralarıyla birlikte okunmalıdır.

Hırant’ın Patrik’e cevabına bakalım : ‘Agos solcu ve devrimci bir gazetedir. Türkler, Ermeniler ve Kürtlerin katkısıyla hazırlanır ve yine onlar tarafından okunur. Agos’ un sivil bir toplum talebi vardır. Agos Patrik hazretlerinin tasarruflarında yanlışlar gördüğünde toplumu buna katılmamaya, eleştirmeye davet eder. Cüretkâr olduğumuz, zaman zaman çizmeyi, hatta haddimizi ve çapımızı aştığımız da doğrudur. Bu da bizim hakkımız. Devrimler, haddimizi, çizmeyi aştığımızda gerçekleşir.

Patrik-Hırant kapışmasında tarafların mutabık kaldıkları tek nokta Agos’un okur kitlesinin Ermenilerle sınırlı olmadığıdır. Ermeni Cemaatine yönelik Liraper, Marmara ve Jamanak gibi uzun geçmişleri olan gazeteler, davet, nişan, düğün, ölüm, törenler, yemekler gibi içe dönük bir yayın politikası sürdürmüşlerdir. Siyasal bir eksenleri, etnopolitik bir çizgileri olmamıştır. Yine patrikhanenin dinsel, manevi, geleneksel nüfuzunu da tartışma konusu yapmamışlardır.

Hırant’ın Agos’u Türkçe-Ermenice yayınlanmaktadır. Hedef kitle cemaat olmakla birlikte gazetenin verdiği etnopolitik mesajların kapsama alanına yandaşı, omuzdaşı Türkler ve Kürtler de dahildir. Hırant’ın ‘Agos’ un Ermenilerin yanında Türkler ve Kürtlerin katkılarıyla hazırlanıp’ yine bunlar tarafından okunduğuna ilişkin beyanı çok önemlidir. Agos’ un mutfağında başlayıp, servisi ve tüketimi aşamalarında devam eden İkinci cumhuriyetçi, etnikçi katkının hangi damak zevkine hitap ettiği bizzat gazete patronu tarafından ifade edilmektedir. AB destekli sivil toplumcuları, etnik takıntılıları, mesleği aydın bildirilerine imza atmak olan aydınları da arkasına alan Hırant, Patrik hazretleriyle güç mücadelesine girmiş görünmektedir.

Ticari uğraşılarıyla ekonomik, sivil toplumculuk uğraşılarıyla politik mevzilerini sağlamlaştıran Hırant, Agos’ ta sürdürdüğü yayın politikasıyla cemaat içindeki gücünü artırma çabası içindedir. Patrik’in yakınmasına bakılırsa başarısız da sayılmamalıdır.

Agos, sayıları yüz binin epeyce altına düşmüş, toplumla uyumlu, işiyle ilgilenen Ermeni yurttaşlarımıza yönelik etnopolitik propagandayı yayın ilkesi edinmiş gibidir. Hırant kendisini devrimci olarak tanımlasa da , yayın politikası sınıfsal değildir. Cemaatte etnik, şoven temelde bir yenilenmeye, milliyetçi bir duruş yaratmaya yöneliktir. Ulusumuza büyük acılar veren, Ermeni yurttaşlarımızın da unutmak istediği emperyalist kışkırtmalı Taşnak fanatizminin cemaat arasında yeniden taban bulmasına yol açabilecek bir çizgi gazeteye hâkimdir.

Hırant bir yandan ‘ Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı Ermeni gençlerinin Ermenistan’ a yapacakları gezi sonucu, Türk’ten boşalacak zehirli kan yerine damarlarının temiz Ermeni kanıyla kanıyla dolacağını yazarken, diğer yandan kamuoyuna fanatizme karşı, ılımlı Ermeni olarak takdim edilmeyi başaracak ölçüde çağdaş pazarlama tekniklerinde yeteneklidir. Kısacası etnikçi, sivil toplumcu kesimlerin, Cumhuriyetle kapanmamış hesapları olan lobilerin pek beğendiği Hırant, yalnızca Ermeni sorununda değil, hemen her konuda toplumun temel otoritelerinden biri olma yolunda hızla yol almaktadır.

Yine sivil toplum piyasamızın, yurt içi ve yurt dışı bazı Ermeni etkinliklerinin, televizyon ekranlarının, imza kampanyalarının en istikrarlı müdavimlerindendir. Resmi tarihi ( ! ) yerin dibine batırırken, özel ve de öznel tarihin oluşmasına ciddi katkılarda bulunmaktadır.

19.yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında Mınakyan, Güllü Agop, Fasülyeciyan kumpanyalarının toplumumuzda batılı tarzda tiyatronun oluşmasındaki katkıları büyüktür. Peruz’un, Şamran’ın kantoları, oyunları da kuşaktan kuşağa aktarılırken tevatürlerle efsaneleşerek günümüze kadar gelmiştir.

Hırant Dink’in resmi tarihe karşı aslanlar gibi mücadelesi, sivil toplumculuğa katkıları, aydın imzaları seferberliğindeki unutulmaz çabaları, kuşkusuz gelecekte hak ettiği şekilde anılacaktır…

Azim ve Karar, 19.01.2023.

ETİKETLER: ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.