ERBAKAN’I ANMAK

ERBAKAN’I ANMAK
8 Mart 2021 00:11
2.194
A+
A-

Ölümünün 10. yılında eski başbakanlardan, milli görüşün mimarlarından Necmettin Erbakan için Saadet Partisi’nin düzenlediği anma toplantısına 6 siyasi parti genel başkanı, 3 siyasi parti genel başkan yardımcısı olmak üzere siyasi partilerin üst düzey yöneticileri ve temsilcileri katıldı.

Milli görüş; Türkiye’nin kendi insan ve ekonomik gücü ile kalkınabileceğini, tarihinin verdiği kuvvetle hızlı adımlarla yürüyebileceğini savunur. Ancak milli görüş diyerek, vatandaşı kandırarak, kaynakları kendi lehine ve yandaşlarına kullandırarak, yolsuzluk ve sahtekârlıkla geçen bir süreç içinde yol alınarak, İslami görüş dayatılıyorsa orada büyük sorun vardır. 1969 yılında Necmettin Erbakan’ın öncülüğünde ve Millî Nizam Partisi ile partileşen milli görüş, milli ve dürüst olmayanların elinde oyuncak durumuna getirilmiştir. Bu siyasi akımın başındaki Necmettin Erbakan’ı iyi incelemek gerekir.

1960’lı yıllarda İTÜ’de profesör olan Necmettin Erbakan, motor fabrikası kurmak için girişim yapmış, fabrikanın adı Nakşibendî Gümüşhanevi Dergâhı’ndan esinlenerek “Gümüş Motor” olmuştu. Türkiye’nin ilk çok ortaklı şirketi olan Gümüş Motor’un, üzerinde cami resmi olan hisse senetleri, camilerde namaz sonrası pazarlanmıştı.  Ancak, Gümüş Motor batar ve iş mahkemeye yansır. Şirketin Genel Müdürü Necmettin Erbakan’ın, dönemin parasıyla 69 bin lirayı kardeşi Kemalettin Erbakan’a gönderdiği denetçi raporlarında ortaya çıkmıştı.

12 Haziran 1979 tarihinde Milli Selamet Partisi Genel Başkanı Necmettin Erbakan şunları söylemişti; ”Hafta tatili Cuma günü olmalı. Nikâhı müftüler kıymalı. Mekteplere Kuran dersi koymalı. Bu milletin mektep kitapları niye Allah adıyla başlamıyor?” 6 Eylül 1980 tarihinde partisinin Konya’da düzenlediği Kudüs Mitingi’nde İstiklal Marşı protesto edilmiş, şeriat sloganları atılarak, Arapça pankartlarla yürüyüş yapılmıştı.

Necmettin Erbakan’ın kurduğu partiler, ‘laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği ve ülkeyi giderek bir iç savaş ortamına sürüklediği’ gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından kapatıldı. Bu gerekçelerle 20 Mayıs 1971 tarihinde Milli Nizam Partisi, 16 Ocak 1998 tarihinde Refah Partisi, 22 Haziran 2001 tarihinde Fazilet Partisi, Anayasa Mahkemesi kararlarıyla kapatıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de, Refah Partisi’nin kapatılması konusunda Türkiye’yi haklı bulmuş ve Avrupa kamu düzeni içinde Refah Partisi’nin demokrasi anlayışının geçerli olamayacağına vurgu yapmıştı.

Refah Partisi döneminde partinin mutemetlik görevini, Ankara’da terzilik yapan Beşir Darçın ve İstanbul’da mali müşavirlik yapan Süleyman Mercümek yürütmekteydi. Refah Partisi’nin gizli kasası olan bu kişilerin çeşitli yollarla halktan ve özellikle yurt dışında yaşayanlardan para topladıkları ve bu paraları, toplanma amacının dışında kullandıkları ortaya çıktı.

Necmettin Erbakan, 13 Nisan 1994 günü Refah Partisi TBMM Grubunda yaptığı konuşmada şöyle demişti: “Kanlı mı olacak, kansız mı olacak? Bu rejim kanlı mı değişecek, kansız mı değişecek?” 5 Ekim 1996 tarihinde Libya’da Muammer Kaddafi’nin Türkiye Cumhuriyeti’ni aşağılayıcı ve suçlayıcı konuşması karşısında Başbakan Necmettin Erbakan sessiz kalmış, tepki vermemişti. Kaddafi’nin başkanı olduğu İslam Halk Komutanlığı denilen örgütün başkan yardımcısı da Erbakan’dı. 3 Ekim 1996 tarihinde Susurluk’ta meydana gelen trafik kazasından sonra tartışılan mafya-siyasetçi-polis ilişkileri için “bunlar faso fiso” demişti. Erbakan, 24 Şubat 1994 tarihinde Bingöl’de yaptığı konuşma nedeniyle toplumu “din, ırk ve bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” gerekçesiyle 10 Mart 2000 tarihinde bir yıl hapis cezası almıştır. 11 Ocak 1997 tarihinde Başbakan Necmettin Erbakan, Başbakanlık konutunda tarikat liderleriyle görüşüp, iftar yemeği vermişti.

Hazine tarafından 1997 yılında Refah Partisi’ne yapılan bir trilyon liralık yardımın, sahte belgelerle 71 il teşkilatına dağıtılmış gibi gösterildiği gerekçesiyle açılan “kayıp trilyon” davasında, Necmettin Erbakan ve Abdullah Gül’ün de aralarında bulunduğu 88 Refah Partili yargılanmıştır. Necmettin Erbakan “özel evrakta sahtecilik” suçundan 2 yıl 4 ay 10 gün hapis cezası almış ve bu ceza nedeniyle siyasi yasaklı hale gelmiştir. Aldığı hapis cezası yaşı nedeniyle 11 ay 2 günlük ev hapsine çevrilen Erbakan, davanın diğer sanığı Abdullah Gül tarafından affedilmiştir. Aynı davada Refah Partisi yöneticileri de ceza almıştır.

“Üniversite hocaları türbanın önünde selam duracak”,”imam hatipler bizim arka bahçemiz” gibi laiklik karşıtı söylemleriyle ve yolsuzluklarıyla anılan milli görüşçü Necmettin Erbakan ölünce, çocukları arasında 148 kg altın, bir milyonun üzerinde döviz ve birçok taşınmazın paylaşımı sorun olmuş, mahkemeye gidilmiş ve basına yansımıştı.

Anma toplantıları bir övgü yarışı değildir. Erbakan, inanç temelli siyaset anlayışının filizlenip kök salmasını sağladığı gibi, dindar insanların zihninde demokrasi, özgürlük, eşitlik gibi değerlerin yerine itaat kültürüne dayalı bir anlayışın yerleşmesine de neden olmuştur. Ahlaki sorun taşıyan yaklaşımları ve yöntemleri, “dava için” diyerek meşrulaştırmıştır. Böyle insanların isimleri caddelere, üniversitelere, hava alanlarına verilmemelidir. Bütün bunlar ortadayken Erbakan’ı anma toplantısına gidip, hem Tayyip Erdoğan’ın siyaset anlayışının ülkede yarattığı çöküntüden söz edeceksiniz, hem de bu siyaset anlayışının asıl kurucu lideri Erbakan’a övgüler düzeceksiniz. Bu çelişkiyi belki muhafazakâr ya da ilkesiz sağ partiler görmezden gelebilir ama Atatürk’ün partisinin bu konuda dik ve net tavır alması gerekirdi.

Erbakan’ı anma toplantısına katılan yeni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Necmettin Erbakan’ın bir Cumhuriyet çocuğu olduğunu belirterek, ömrünü verdiği bir siyasi hareketin ve milli bir görüşün hocası olduğunu söyledi. Böyle bilinçsiz bir şekilde genel başkanlık yapılmaz, sağ seçmene göz kırparak muhalefet yapılmaz, iktidara gelinmez. Yeni CHP yöneticileri, Atatürk’ün partisini, Atatürkçü rotadan çıkararak, sürekli yalpalamaktadırlar. Bunu önlemenin yolu, CHP yönetimine Kemalist ilke ve devrimleri özümseyenlerin gelmesidir. CHP’yi düzeltmeden, ülkemizi düzeltemeyeceğimiz de bilinmelidir

Azim ve Karar, 8 Mart 2021.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.