BANDIRMA VAPURU

BANDIRMA VAPURU
13 Mayıs 2021 11:27
1.377
A+
A-

İngiltere’nin Glasgow kentinde 1878 yılında inşa edilmiş 50 metre boyunda küçük ve teknik donanımı açısından da sıradan bir vapur. İlk adı Torocaderto sahibi ise Dussey And Robinson şirketidir. Bu sahiplik ve adla beşyıl kadar İngiltere’de çalışmış. Daha sonra 1883 yılında Yunanistan’daki bir firmaya satılmış ve Kıymı adı ile Pire limanına kayıtlanmış. Burada çalışırken bir kaza sonucu 12 Aralık 1891 tarihinde batmış ve aynı yıl içeresinde tekrar yüzdürülmüş.

İdare-i Mahsusa 1894 yılında satın almış ve kaydı Pire Limanından İstanbul’a nakledilerek adı Panderma olarak değiştirilmiş. Marmara Denizi kıyılarında, Tekirdağ, Mürefte, Şarköy, Karabiga, Erdek arasında yük ve yolcu seferlerinde kullanılmış.

İdare-i Mahsusa statü değiştirerek 28 Ekim 1910 yılında Osmanlı Seyrüsefain İdaresi (Osmanlı Denizcilik İşletmesi) adını alınca vapurun adı da Panderma Bandırma olarak değiştirilmiş ve posta vapuru olarak kullanılır olmuş. Büyük bir motor arızası vermesi üzerine idare tarafından 1924 yılında hizmet dışı bırakılmış ve 1925 yılında gemi Bozmacı İlhami (SÖKER) olarak anılan bir Türk armatöre satılmış. Aynı kişi tarafından Haliç Feneri’nde dört ay süren bir çalışma ile hurdaya dönüştürülmüş. 

Hakkında yazılanları yalnızca bu boyutu/tarihçesi ile okuyunca, Bandırma Vapuru, kuru yük ya da posta vapuru olarak çalışan çok sıradan bir vapur 47 yıl gibi kısa bir ömre sahip. Onu Türk Ulusunun belleğine kazıyan ve ilelebet unutulmaz kılan ise bu 47 yıllık ömrün yalnızca 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasındaki dört günü.

Vapur kendi halinde ve posta işlerinde çalışmasını sürdürürken Mustafa Kemal Ekim 1918’de, Halep’in kuzeyinde Birinci Dünya Savaşı’nın son muharebelerinden birinde savaşıyordu. Aynı günlerde İstanbul’dan bir İngiliz gemisine alınan Osmanlı Mütareke Heyeti, Limni Adası’ndaki Mondros Limanı’na götürülüyor ve 30 Ekim 1918 tarihinde Sevr’in bir ön taslağı olan Mondros Mütarekesi, imzalattırılıyordu.

Mütarekeye göre Osmanlı ordularının tamamen dağıtılması gerekiyordu.  Buna karşılık Adana’da yeni bir hat oluşturup vatanı savunmak isteyen Mustafa Kemal ile Harbiye Nezareti arasında anlaşmazlık çıktı. İstanbul’a Harbiye Nezareti Karargâhına tayin edilerek kızağa çekildi.  Bunun üzerine, hemen Anadolu’ya geçip Kurtuluş Savaşını başlatma görüşme ve çalışmalarına başladı. Çabaları sonunda Dokuzuncu Ordu Müfettişliğine atanması 30 Nisan 1919 günü onaylandı ve 16 Mayıs sabahı Yıldız Sarayı’na giderek padişahla görüşerek vedalaştı. 

Her anlamda sıradan olan Bandırma Vapurunun anlamı Mustafa Kemal’i Samsun’a götürmek üzere görevlendirilmesi ile değişti. Samsun’a götüreceği yolcu sayısı 76 kişi idi. Bunlardan 21’i subay, gerisi er, erbaş ve sivil personelden oluşuyordu. Yolcularını Galata Rıhtımından aldıktan sonra, 16 Mayıs 1919 günü öğleden sonra hareket etti. İngiliz kontrolü için, Kız Kulesi açıklarında bekletildi. Bu tür oyalamalar nedeni ile hareketinden dört saat sonra Boğaz’dan çıkabildi.

Karadeniz’de hava kötü ve deniz dalgalı idi, buna rağmen tecrübeli kaptan İsmail Hakkı Durusu yoluna devam etti ve 17 Mayıs 1919 günü gece saat 09.30 sularında İnebolu’ya ulaştı. İnebolu’da bir süre demirledikten sonra tekrar hareket etti. Sinop’a 18 Mayıs öğle saatlerinde vardı. Mustafa Kemal Paşa, Dr. İbrahim Tali, Dr. Refik Saydam ve yaverler Sinop’a çıkarlar. Gerekli ziyaretleri yaptıktan sonra Samsun için yolculuk tekrar başlatılır ve 19 Mayıs 1919 sabahı saat 06.00’da Samsun’a ulaşırlar. Limandan bir kayıkla gelen Binbaşı Mahmut Ekrem Bey, Mustafa Kemal Paşa’yı selamladı ve Onu Reji-Tütün iskelesine çıkardı. Kurtuluş savaşının meşalesi tutuşmuştu.

Bandırma Vapuru bu tarihin akışını değiştiren hizmetinden altı yıl sonra yani 1925 yılında Haliç Feneri’nde hurdaya dönüştürüldü. Belli ki genç Cumhuriyet idaresinin, Mayıs 1919’da başlayan 29 Ekim 1923 Cumhuriyetin ilanına dek süren kanlı savaşlar ile sonrasında başlayan yokluk ve yoksunluk içindeki yeniden inşa nedeniyle Bandırma Vapurunu hatırlayacak/düşünecek hali yoktu. Osmanlı bakiyesinin ise umurunda bile değildir. Bu nedenle bu simgenin/meşalenin hurdaya döndürülmesi pek dikkati çekmez.

Ortalık sakinleşip, Cumhuriyet coşkusu içlere sinmeye başladığında, tarih tekrar anımsanır, Bandırma Vapurunun önemi ve simge değeri hemen hatırlanır ve 1933 yılında gerçek boyutlarına uygun olarak yapılan maketi (replikası) Samsun’da müze olarak hizmete açılır. Her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor. İngilizlerin batırma tehdidi altında, böylesine sıradan ve korumasız bir vapurla Kurtuluş Savaşı yolculuğuna çıkan Mustafa Kemal ve arkadaşları saygı ve minnetle anılıyor. Ne yazık ki İstanbul’dan hareketinin 102. Yıl dönümünde süregiden Pandemi nedeniyle bu ziyaretler yapılamıyor. Ulusumuz var oldukça Bandırma Vapuru korunacak Mustafa kemal ve Arkadaşları da minnet ve saygıyla anılacaktır.

Azim ve Karar, 13.05.2021

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.