TARIMSAL KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ KİMİN İŞİNE YARADI?
“Çiftçi Yabancı Şirketlere Tarım Topraklarını Neden Satıyor?” adlı yazımda, Türkiye’nin 2002 yılında 41 milyon 196 bin hektar tarım alanı bulunmasına karşılık, bu alanın 3 milyon 484 bin hektar azalarak 37 milyon 712 bin hektara düştüğünü, bir başka anlatımla Trakya tarım alanın üç katından daha fazla tarım alanı kaybedildiğini ve tarım topraklarını bir kesimin de yabancı şirketlere satıldığına değinmiştim.
Bu yazımda, bu durumu ortaya çıkaran nedenlerden birisi olan “Tarımsal Kitlerin Özelleştirilmesi “ konusuna değineceğim. Çünkü, iktidara aday olan siyasi partilerden hiçbirisi bu konuya değinmiyor. Anımsatmakta yarar var diye düşünüyorum.
Tarımsal Kitler Özelleştirildi Neden Özelleştirildi?
Türkiye’de özelleştirme, devletin küçültülmesi uygulamalarının bir aracı olarak devreye sokuldu. Bununla, devletin piyasa malları üretimi, piyasayı düzenlemede kural koyucu işlevi ve sosyal devletle ilgili kamu hizmetleri gibi başlıca üç müdahale alanından çekilmesi istendi.
Böylelikle, tekelci sermayeye yeni kar alanları açıldı. Devlet, sosyal niteliğinden uzaklaştırılarak, devlet-yurttaş ilişkisi yerine tüketici ilişkisi oluştu ve yurttaşın devletle bağı, en alt düzeye indirildi.
Kamu kitlerinin özelleştirilmesi kapsamında tarımsal kitlerin de çoğu özelleştirmeye alındı.
Tarımsal Kitler Ne İşe Yaramışlardı?
• Tarımda verimliliği yükselterek önemli düzeyde üretim artışına neden oldular.• Kırsal kesimin alt yapısını ve hizmetlerini sağladılar, göreli zenginleştirilmesine katkıda bulundular. • Kırsal kesimin eğitim düzeyini yükselttiler.• Köylüyü ağaların ve yabancı güçlerin denetiminden kurtarmaya çalıştılar. • Köylü ile devlet arasında bağı güçlendirerek, ulusal bütünlüğün pekiştirilmesinde rol oynadılar.
Tarımsal KİT’ler ile kendine yeter duruma gelen Türkiye’nin, gıda egemenliği ve güvencesi açısından da çökertilmesi gerekiyordu. Tarımsal KİT’lerin özelleştirilmesi de bu bağlamda gündeme geldi. Özelleştirme için KİT’ler karadelik ilan edildi ve bunların sanayi kitlerinde olduğu gibi, zararlı duruma gelmesi için ne gerekiyorsa yapıldı.
Tarımsal Kitlerin Özelleştirilmesi İle Ortaya Çıkan Olumsuzluklar Neler Oldu?
SEK, özelleştirildi
Süt Endüstrisi Kurumu(SEK)’ in özelleştirilmesi ile üreticiden çok ucuza alınan süt, tüketicilere de yüksek fiyatta satılmaya başlandı. Üretici süt fiyatları, sanayicilerin denetimine girdi. Yem ve diğer girdiler arttığı halde üretici süt fiyatları artmadı, aksine düştü.
YEMSAN, özelleştirildi
Yem Sanayi A.Ş. (YEMSAN)’nin de özelleştirilmesiyle Türkiye Hayvancılığı onarılmaz yaralar aldı. Ürün fiyatlarında istikrar olmayışı ve hızlı düşüşler olması nedeniyle hayvan yetiştiricileri hızla fakirleşti. Hayvanlarını elden çıkardı ve kasaba gönderdi. Hayvan sayılarında önemli azalmalar oldu.İçinde yaşamakta olduğumuz süreçte,Türkiye kırmızı ette kendine yeterli olmaktan çıktı,canlı hayvan ve et ithali sürekli duruma geldi.
TÜGSAŞ ve İGSAŞ, özelleştirildi.
Türkiye Gübre Sanayi A.Ş (TÜGSAŞ) ve İstanbul Gübre Sanayi A.Ş (İGSAŞ)’ın özelleştirilmesiyle, kamu gübre sektöründen çekildi. Gübre fiyatları yükselmiş, fiyat istikrarı bozulmuş ve gübre dışalımı artmıştır. Fiyatların artışıyla birlikte Türkiye’de gübre kullanımı da düşmüş ve üretim aşağıya çekilmiştir. Gübrede, yerli ve yabancı özel sermaye tekelciliği egemen olmuştur.
TEKEL, özelleştirildi.
TEKEL’in Özelleştirilmesiyle; Tütün üreticilerinin yoksullaşması giderek arttı, fiyat belirlemesi yabancı tekellere bırakıldı. Sigara ve içkide tekel ortadan kalkınca dışsatım dengesi bozuldu. Yabancı sigara ve içki dış alımı hızlandı.
KHGM, tasfiye edildi.
Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü(KHGM)’nin kaldırılmasıyla, kırsal kesime merkezi yönetim tarafından getirilen görevler büyük ölçüde özelleştirildi. Ancak daha da kötüsü, ulusal bütünlük yerine yerelcilik boy attı, devlet halk birlikteliği önemli yaralar aldı.
TZDK, özelleştirildi ve tasfiye edildi.
Türkiye Zirai Donatım Kurumu (TZDK)’nun özelleştirilmesi ile tarımsal girdilerin fiyatları arttı, fiyat istikrarı bozuldu ve Girdi fiyatları üzerinde devletin denetim gücü devreden çıkınca, bu alan iç ve dış sermayenin insafına ve çıkarına bırakıldı. Tarımsal etkinlik, vurguncuların denetimine girdi.
Tarım Kredi Kooperatifleri özerkleştirildi.
Özerkleştirme kapsamına alınan Tarım Kredi Kooperatifleri’ne hazineden aktarılan kaynaklar da, Ziraat Bankası’nın özelleştirilmesi ile kesilmiş bulunmaktadır. Bunun sonucunda, Tarım Kredi Kooperatifleri “ortaklarına yeterince kredi veremez durumuna” geldiler. Diğer yandan özerklik, büyük toprak sahiplerine ayrıcalık getirecek, küçük üreticilerin ise uygulamalardan yeterince yararlanmasını engelleyecektir. DSİ, özel bütçeli kuruluş haline getirildi. Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ) de özel bütçeli kuruluş haline dönüştürülerek giderek çiftçileri desteklemekten uzaklaştırıldılar.
EBK, ESK’na dönüştürüldü ve işlevsiz duruma getirildi.
Et Balık Kurumu(EBK),Et ve Süt Kurumu(ESK) dönüştürüldü. Ancak elindeki kurumları büyük ölçüde satarak elden çıkardığı gibi günümüzde piyasaya müdahalesi neredeyse yok duruma gelmiş bulunuyor.
TMO, işlevinden uzaklaştırıldı.
Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO)’nun işlevinden uzaklaştırılması Türkiye tahıl üretimini olumsuz olarak etkilemiş ve tahılda da dışalımcı bir ülke durumuna dönüşmüştür. Bu durum özellikle makarnalık buğday dışalımında belirgin bir şekilde ortaya çıkmıştır.
Ziraat Bankası, özelleştirilme sürecine girdi.
Ziraat Bankasının özelleştirilmesi ile; Tarım işletmelerinin büyük bir çoğunluğunun, oluşturulan küçük ve orta ölçekli işletmeler kredi kaynağından eskisinden daha yüksek düzeyde yoksun kaldılar ve özel bankalara ve ya da teşkilatlanmamış kredi piyasasına yönlendirdiler, tarımsal ürün fiyat desteği alamayan çiftçiler, üretimden giderek kopmaya başladılar ve çağdaş tarım yöntemleri ve girdileri kullanmak isteyen çiftçi ve girişimciler, gerekli kredi ve projelendirme desteğinden mahrum kaldılar.
TİGEM’lerin kimileri elden çıkarıldı ve kimileri özelleştirilme sürecine girdi.
Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü(TİGEM)’lerin özelleştirilmesi sürecine sokulması ile birçok Tarım İşletmesi (Tİ) 30 yıllığına kiraya da verilerek elden çıkarıldı. Elden çıkarılması için Tİ’lerin zarar etmesi için her türlü iş yapıldı. Örneğin, alt yapı hizmetleri ihmal edildi, ekonomik ömürlerini tamamlayan iş makineleri yenilenmedi ve de çalışan mühendis ve yöneticilerin iş görme ve üretme istek ve coşkuları geriletildi.
ÇAY-KUR, özelleştirme sürecine girdi.
Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü(ÇAYKUR)’un özelleştirilmesi sürecinde ise; kuruma teknoloji yenileme ve yeni yatırım hakkı verilmemekte, buna karşılık özel sektöre yatırım yapması için büyük teşvikler sağlanmaktadır.
Kısaca, Tarımsal Kitler’in temel işlevi, tarım ürünlerinin fiyat oluşumunda düzenleyici olmalarıydı. Bu işlevleri nedeniyle üreticiler, yerli ve yabancı büyük sermaye gruplarının ve teşkilatlanmamış kredi piyasasının egemenliğinden belli ölçülerde kurtarabiliyorlardı. Bu kurumların özelleştirilmesi, kimilerinin de kapatılmasıyla üreticiler bütünüyle sermaye gruplarının insafına bırakılmışlardır.
“Emeğin, alın terinin, dayanışma ve yardımlaşmanın günü olan 1 Mayıs kutlu olsun!”
Azim ve Karar, 1 Mayıs 2021