ANI DEFTERİ

ANI DEFTERİ
23 Kasım 2023 09:15
285
A+
A-

Ceyhun Balcı

Anı defteri tutmak için mutlaka bir yere düzenli olarak bir şeyler yazmak gerekmiyor. İnsan söyledikleriyle, eyledikleriyle kendi anı defterini yazmış oluyor.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de soruşturma, kovuşturma zincirine eklendi. Bir yıl önceki 9 Eylül’de son padişah Vahdettin’le ilgili söyledikleri anıya saygısızlıkmış.

Oysa, Soyer’in sözleri Atatürk’ten alıntı.

Uydurma olduğu kadar gülünç bir soruşturma.

Belki de, bir kenarda dursun. Gerekirse kullanırız düşüncesiyle başlatılmış olmalı.

Son Osmanlı sultanı Vahdettin de başkaları gibi anı defterini kendisi yazdı.

Sayısız örnek arasından birkaçına değinmek yetecektir.

1Eylül 1921.

Türk ordusu Türk milletinin son yurduna tutunabilmek için Sakarya’da ölüm kalım savaşında. Son padişah 61 yaşında. Beşinci eşi Nimet Nevzat hanım ise 18’inde. Evlilik bir yana, böyle bir durumda devletin başındaki kişi düğün yapar mı? Bu tarihsel gerçek dile getirilse Vahdettin’in anısına saygısızlık yapılmış olur mu? Bir saygısızlık söz konusuysa bu saygısızlığı yapan Vahdettin’in kendisi değil midir?

Bunu yapan Vahdettin, milli mücadele utkuya eriştikten sonra Lozan’da masaya oturmayı düşünebilmiştir. Bu düşüncesi saltanata ivedilikle son verilmesini gerektirmiştir.

1 Kasım 1922’deki bu olaydan sonra kurtulmuş vatanda yaşamını tehlikede gören ve İngilizlerle yazışarak kendisini kurtarmalarını isteyen de odur. Bu durum İngiliz işgal gücü komutanı General Harrington’la Vahdettin arasındaki yazışmalarla belgelidir. Lozan’a katılıp bana tahtımı verin de ne yaparsanız yapın deme fırsatı bulamadığı için İngiliz zırhlısı Malaya ile İstanbul’dan kaçan Vahdettin mi anıya saygısızlık yapmıştır? Yoksa bu tarihsel gerçeği dile getirenler mi?

Türkiye’deki Osmanlıcı iktidar anlaşıldığı kadarıyla güç zehirlenmesini tarihi yeniden yazmaya vardırmaya doğru yol almaktadır.

Beyefendinin hoşuna gidecek adımları atmakta, kararları vermekte kararlı olan adliyemize kimi tarihçilerimizin de yardımı esirgemeyeceği kesindir.

Bir ders kitabı

Anadolu Üniversitesi Açık Öğretim Fakültesi Tarih bölümünde okutulan Modern Ortadoğu Tarihi ders kitabı tarihçilerin bu doğrultudaki hevesini yansıtan bilgiler içeriyor.

Suriye başlığı altında Esed’e rastlıyorsunuz. Yakın zamana dek Esat olan Suriye devlet başkanı 2011’de zalim olarak anılmaya başladı. Adı da Esed’e çevrildi.

Bunu yapabilenlerin kaçkın padişahın anısına saygı arayışına ve bu arayışta adliyeyi kullanma isteklerine şaşırmamak gerekir.

Bu gibi tarihçilere sorulsa Vahdettin’in hain olduğunu saptamak şöyle dursun Mustafa Kemal’i Anadolu’ya vatanı kurtarsın diye gönderendir diyebilirler. Hatta, biraz daha ileri giderek bu durumu göz ardı eden Mustafa Kemal’in hain olduğunu bile söyleyebilirler.

Özetlemek gerekirse!

  • Son Türk yurdunun Türk yurdu olmaktan çıkartılması demek olan Sevr’e imza atan Sultan VI. Mehmet Vahdettin değil midir?
  • Türk ordusu Sakarya’da varlık-yokluk noktasında canını dişine takmış savaşırken düğün yapan son sultan değil midir?
  • Milli mücadele başarıyla sona ermişken kendi vatanında canını tehlikede gören ve İngilizlere sığınan da Sultan Vahdettin değil midir?

“…Padişah ve halife makamını işgal eden kişi (Vahdettin) haindir. Düşmanların vatan ve millet aleyhine kullandıkları bir maşadır…”

Yukarıdaki sözler Mustafa Kemal’e aittir. TBMM’nin 25 Eylül 1920 tarihli gizli oturumunda söylenmiştir ve tutanaklara da geçirilmiştir.

Bu akıldışı gelişmenin bir fırsat sunduğu göz ardı edilmemeli.

Tunç Soyer’i hedefe koyar gibi yapıp Atatürk’le hesaplaşma çabasında olanlara meydan okumanın tam da sırasıdır.

Vahdettin’in özellikle son dönemde sergilediği davranışlar bulunabilen her ortamda dile getirilerek, yaygınlaştırılarak, duyulması sağlanarak bir sosyal medya eylemine girişmekte yarar var.

Azim ve Karar, 23.11.2023