AMAN DİL, AMAN DİL…

AMAN DİL, AMAN DİL…
13 Mayıs 2024 22:17
195
A+
A-

Ceyhun Balcı

Atatürk’ün aramızdan ayrılmazdan önceki son sözlerine ilişkin çeşitli bilgilere rastlanır kaynaklarda. Dil üzerine çalışmaları bilinince yazının başlığındaki son sözlerini Ata’nın dil duyarlılığıyla bağlantılandırmak kolaylaşır.

Atatürk’ün dil konusuna odaklanmış olduğu ve bu biricik değerimizi önemsediği tartışılmazdır.

Ankara’da, başka pek çok alan varken öncelikle dil, tarih, coğrafya fakültesinin açılmış olduğu düşünülürse büyük kurtarıcının bu konudaki duyarlılığı daha iyi anlaşılır.

Dil, tarih, coğrafya üçlüsünden dil üzerine sıkça yazdığımı söyleyebilirim. Bu bağlamda kendimden bıktığım bile olmuştur.

Ülkemizin kurtarıcı, kurucu ve (bir zamanlar) devrimci partisi CHP’nin bugünkü genel başkanı Özür Özel’in hem de dil bayramı öncesinde devirdiği çama bakılırsa bu konuda yazmaya sınır koymamak gerektiği bile söylenebilir.

Cumhuriyete gelinceye dek biz Türklerin bilime ve teknolojiye katkısı yok denecek denli azdı. Durum böyle olunca şanlı tarih yazımı da zamanla sekteye uğramıştır. Tarih büyük ölçüde savaşlarla yazılınca, savaşları da teknolojisi ileride olanlar kazanınca eldeki geniş coğrafya hızla yitirilmiş ve elde kala kala biricik değerimiz olan dil kalmıştır.

O da saray çevrelerinde değil Anadolu’nun ıssız köşelerinde, barışta ülkeyi doyurmakla, savaşta da ölmekle görevli halkın dilinde canlı kalabilmiştir.

Derin dondurucuda korunmuştur bir bakıma Türk dili.

Dil duyarlısı Atatürk Türkçe’yi derin dondurucudan çıkartarak diriltmiştir.

Bu açık gerçeği bilmemek cehalettir.

Bilip de görmezden gelmekse hıyanet.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Arapça üzerinden Türkçe’yi aşağılaması karşısında kendisine uyan iki niteleme : “cehalet” ya da “hıyanet”ten başkası olamaz.

Hangisini beğenirse(niz)!

Türkiye sözcüğün tam anlamıyla iki partili siyasete sürüklenmiş durumdadır.

İlginç olansa bu ikilinin ikizleşmesidir.

Demografik bozguna eşdeğer sığınmacı sorununu görmezden gelen iktidar karşısında muhalefet de farklı düşünmemektedir.

Ankara’da azımsanmayacak zaman geçirmiş ve geçirmekte olan Özgür Özel Dil-Tarih-Coğrafya fakültesinin önünden pek çok kez geçmiş olmalıdır.

Bu Cumhuriyet okulunun başka pek çok eşdeğerinin önüne geçirilmiş olması üzerine bir kez olsun düşünmüş müdür?

Kendisi düşünmediyse danışman ordusu bu önemli ayrıntıyı anımsatmayı denemiş midir?

Türkçe’yi aşağılayan sözlerini hiç olmazsa Karamanoğlu Mehmet Bey’in bundan 800 yıl önce Türkçe’yi egemen kılma üzerine sözler söylediği, bugün de iki dil bayramımızdan birisi öncesinde söylemekten kaçınması öğüdünü veren de olmamış belli ki!

Kendi tarihimiz bilinmeyince Rönesansın dil devrimiyle başladığı, kutsal kitabın konuşulan/anlaşılan dille okunarak dinle aldatmanın önüne geçildiğini bilmesini de beklemek aşırı iyimserlik olur Özgür Özel beyefendiden.

İktidarla muhalefetin Cumhuriyet yıkıcılığı ortak paydasında birleşitği acı gerçeğidir karşımızda duran.

Atatürk’ün koltuğunda oturarak Cumhuriyete ihanet bu değilse nedir?

Azim ve Karar, 13.05.2024