SÖZDE TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ, ADALARIMIZDAKİ YUNAN İŞGALİNİN ÜZERİNİ ÖRTME PLANIDIR

SÖZDE TERÖRSÜZ TÜRKİYE SÜRECİ, ADALARIMIZDAKİ YUNAN İŞGALİNİN ÜZERİNİ ÖRTME PLANIDIR
20 Mayıs 2025 10:54
75
A+
A-

Ümit YALIM

ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCISI GÖKHAN KARAKÖSE, İZMİR CUMHURİYET BAŞSAVCISI ALİ YELDAN, AYDIN CUMHURİYET BAŞSAVCISI ALİ ULVİ YILMAZ, MUĞLA CUMHURİYET BAŞSAVCISI OĞUZHAN DÖNMEZ, İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCISI AKIN GÜRLEK’İN DİKKATİNE!

     PKK terör örgütü, 12 Mayıs 2025’de silahlı mücadeleyi sonlandırdığını açıkladı. Açıklamada, PKK’nın kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı ortaya çıktığı savunularak Türkiye soykırım yapmakla suçlandı. PKK’nın silah bırakma açıklamasının, Türkiye’de federal bir yapılanmaya gidişin ve Türk topraklarında hem Sevr Antlaşması’nın hem de Büyük İsrail Projesi’nin uygulanmaya başlaması için bir tertip olduğu açıkça görülmektedir.  

PKK, ERMENİ TERÖR ÖRGÜTÜ ASALA’NIN DEVAMIDIR

     PKK terör örgütünün Kürt Halkı ile uzaktan ve yakından bir ilişkisi yoktur. PKK, 1914-1921 yılları arasında Anadolu’da 518.105 Türk’ü katleden Ermeni Çeteleri’nin ve 1970 ve 80’li yıllarda Türk Diplomat ve yakınlarını katleden Ermeni Terör Örgütü ASALA’nın devamıdır.

     Teröristbaşı Bebek Katili Öcalan’ın yargılanması sırasında, PKK’nın 2 numaralı teröristi Şemdin Sakık verdiği ifadede; “PKK’ya destek vermeyen Kürt Halkının öldürülmesi, çocuk-kadın-yaşlı ayrımı yapılmamasını Apo emretti”, “Öcalan, ‘Yüz kişinin, bin kişinin, çocuğun ölmesinin önemi yok. Bu davada insanların önemi yok’ derdi. Apo, Kürt Halkının düşmanıdır dedi.

     Türk Tarih Kurumu Eski Başkanı ve Kutlu Parti Genel Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, SÖZCÜ TV’de yaptığı açıklamada, “Armenian Kurdish adlı belgede, hangi köyde hangi Ermeni Cemaatinin hangi Kürt Aşireti adı altında oturduğunun yazılı olduğunu, teröristbaşı Öcalan’ın ve PKK terör örgütünü kuranların Ermeni olduğunu” açıklamıştır. Açıklamanın özet bağlantısı aşağıdadır.

     PKK terör örgütü, Hemşire Yıldız Namdar’ın gözünün önünde Kocası Astsubay’ın öldürülmesi, Bingöl’de silahsız ve savunmasız 33 askerin katledilmesi, İstanbul’da Mavi Çarşı’nın yakılması v.b. binlerce katliamdan sorumludur.

 DEVLET BAHÇELİ VE ŞENKAL ATASAGUN, PYD-YPG’NİN KURULMASINA NEDEN SEYİRCİ KALDI?

     Teröristbaşı Bebek Katili, “PKK’yı 01 Eylül 1999’dan sonra silahlı mücadeleye son vermeye ve Türkiye’yi terk etmeye çağırıyorum” demiş ancak daha sonra hapishaneden örgütü yönetmeye devam ederek örgütün güçlenmesi için talimat vermiştir.

     AKP’ye yakınlığı ile bilinen düşünce kuruluşu SETA’nın 2017’de yayınlanan PYD-YPG Raporunda, “Suriye Kürtleri üzerindeki etkisini artıran PKK, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkilerin normalleşmeye başlaması ve Adana Mutabakatı ile birlikte yeni duruma yanıt vermiş ve Suriye kolu olarak 17 Ekim 2003 tarihinde Demokratik Birlik Partisi’ni (Partiya Yekîtiya Demokrat-PYD) kurmuştur. Burada belirtilmesi gereken en önemli husus ise, PYD’nin kuruluşuna daha önceden karar verilmiş olmasıdır. Nitekim elde edilen bilgilere göre, terör örgütü lideri Abdullah Öcalan, 16 Şubat 2002 tarihinde avukatları aracılığı ile örgüt yönetimine bu yapılanmanın (PYD-YPG) kurulması talimatını vermiştir.” 

     Teröristbaşının hapishanede avukatları ile yaptığı görüşmelerin tutanağı Başbakan ve Başbakan Yardımcıları ile MİT Müsteşarına iletilmektedir. Teröristbaşı Bebek Katili, PYD’nin kurulması için talimat verdiğinde, Devlet Bahçeli – Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı, Şenkal Atasagun – MİT Müsteşarı olarak görev yapıyordu. Bahçeli ve Atasagun, PYD-YPG’nin kurulmasına neden seyirci kaldı, bunun hesabını Türk Milleti’ne vermelidir.

     Ayrıca, Suriye’nin kuzeyinde faaliyet gösteren PYD-YPG terör örgütüne yönelik olarak, 2016-2017’de yapılan Fırat Kalkanı Harekâtı’nda 72 Mehmetçik, 2018’de yapılan Zeytindalı Harekâtı’nda 85 Mehmetçik, 2019’da yapılan Barış Pınarı Harekâtı’nda 93 Mehmetçik şehit oldu. Bahçeli ve Atasagun, Suriye’nin kuzeyine yapılan harekatlârda şehit olan askerlerimizden de sorumludur.

HDP / DEM PARTİ BÜYÜK İSRAİL PROJESİ’NİN TAŞERONLUĞU’NU YAPIYOR

     HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ortaya çıkan konuşmasında, “Bugün Türkiye’nin en bereketli toprakları burası. Buralar vadedilmiş topraklar. Musa bütün ömrünü bu toprakları arayarak geçirdi” ifadelerini kullandı.

https://www.yeniakit.com.tr/haber/sezai-temelli-turkiye-topraklarini-siyonist-israile-vadetti-695831.html

     DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları da, “İmralı kapıları açılmazsa her yer Gazze olacak” dedi.

https://www.sondakika.com/guncel/haber-tulay-hatimogullari-ndan-imrali-aciklamalari-baris-sureci-rehavetle-ilerlemez-18230328

     Temelli ve Hatimoğulları’nın açıklamalarından HDP/DEM Parti’nin Kürt Halkını temsil etmediği ve Büyük İsrail Projesi’nin taşeronluğunu yaptığı açıkça görülmektedir.

MHP’DE DERİN ÇATLAK. MHP’Lİ ERKAN AKÇAY, “ERDOĞAN MUTLAKA YARGILANACAK” DERKEN, DEVLET BAHÇELİ, ERDOĞAN’IN 4. KEZ CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMASINI ÖNERİYOR!

     Yunan Savunma Bakanı’nın işgal edilen adalarımıza elini kolunu sallayarak gelmesi üzerine, MHP’li Erkan Akçay, TBMM’de 2015’de yaptığı basın toplantısında, Bakan Yılmaz’a hitaben; “Sen Milli Savunma Bakanı olarak o adalara (Eşek ve Bulamaç adaları) gidebilir misin? İktidarınız dönemindeki bu oldu bittiye (işgale) niye izin verdiniz? Türk Ceza Kanunu’nun 302. Maddesine göre suç işliyorsunuz ve Dışişleri Bakanınız, Başbakanınız (Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu), Milli Savunma Bakanınız bu suçtan mutlaka yargılanacak ” dedi.

     MHP’li Erkan Akçay, “Erdoğan TCK 302’den mutlaka yargılanacak” derken Devlet Bahçeli, Erdoğan’ın 4. kez Cumhurbaşkanı Adayı olmasını öneriyor. Bu durum MHP’de derin bir çatlak olduğunu göstermektedir.

     TCK 302, Terörle Mücadele Kanunu’nun 3. Maddesi’ne göre terör suçudur. Terör suçu işleyenlerin “Terörsüz Türkiye” söylemleri içi boş söylemler olup adalarımızdaki Yunan işgalinin üzerini örtme planıdır.

CUMHURİYET SAVCILARI İLE ADALET BAKANI YILMAZ TUNÇ, BAKAN YARDIMCILARI HASAN YILMAZ,  AKIN GÜRLEK VE RAMAZAN CAN, ADALARIMIZDA YAPILAN YUNAN BELEDİYE BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNE NEDEN SEYİRCİ KALDILAR?

     Yunanistan, 08 Ekim 2023’te işgal ettiği adalarımızda Belediye Başkanlığı seçimi yaptı. Seçimin yapılacağı bir ay öncesinden Yunan basınında yayımlanmasına rağmen Erdoğan ve AKP Hükümeti hiçbir önlem almadı. Görevli ve yetkili Cumhuriyet Savcıları ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bakan Yardımcıları Hasan Yılmaz, Akın Gürlek ve Ramazan Can da adalarımızda yapılan Yunan Belediye Başkanlığı seçimlerine seyirci kaldılar.

     Anılan şahıslar Türk topraklarında yapılan seçime neden seyirci kaldılar, bunun hesabını Türk Milleti’ne vermelidir.

     İstanbul’da CHP’li Belediye Başkanları hallaç pamuğu gibi atılırken, TCK Md. 8’e göre Türkiye’de ve işgal edilen adalarımızda, TCK 302 ve TCK 309’da tanımlanan suçları işleyen Yunan vatandaşı Belediye Başkanlarına dokunulmuyor. Bu ne iştir?

CUMHURİYET SAVCILARI, TÜRKİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ HUKUKEN KORUMAKTAN BİRİNCİ DERECEDE SORUMLUDUR

     Hiçbir devlet, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ve varlığına yönelen tehdidi görmezden gelemez ve bu tehdidin süreklilik kazanmasına izin veremez. Cumhuriyet Savcıları, Anayasa’nın 5. Maddesi’ne göre Türkiye Cumhuriyeti’nin topraklarını ve toprak bütünlüğünü hukuken korumaktan sorumludur.

     Mevcut durum itibarıyla, İzmir İl sınırları içinde 1 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığı, Aydın İl sınırları içinde 6 Türk Adası, Muğla İl sınırları içinde 7 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığı, Girit Adası’nın etrafında 6 Türk Adası olmak üzere toplam 20 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı Yunan işgali altındadır. Adalarımıza yerleştirilen 6 bin Yunan askeri ve 10 binden fazla Yunan vatandaşı elini kolunu sallayarak dolaşmaktadır.

     Osmanlı Devleti Döneminde Girit Adası ve etrafındaki adalar ile ilgili idari ve hukuki işlemler Bâb-ı Âli (Başkent İstanbul) tarafından yürütülüyordu. Mevcut durum itibarıyla, Girit Adası etrafında Yunan işgali altında olan 6 Türk Adası ile ilgili hukuki işlemleri yürütmekten ve soruşturma açmaktan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı sorumludur. Gazetelerin kağıt baskıları İstanbul’da yapılmaktadır. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı da gazetelerde çıkan ve tekzip edilmeyen/edilemeyen işgal haberleri hakkında Hükümet Başkanı ve üyeleri hakkında soruşturma açmaktan sorumludur.

     CMK 160’a göre, Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işendiğini öğrendiğinde soruşturma açmaktan sorumludur. Adaların işgali hakkında sürekli olarak ilgili savcılıklara e-posta ile başvuruyorum. Bu bağlamda, Ankara, İzmir, Aydın, Muğla ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcıları, daha önce yayınlanan ve aşağıda bağlantısını verdiğim belgelere istinaden CMK 160 kapsamında soruşturma açmaktan sorumludur.

ÖZGÜR ÖZEL VE MÜSAVAT DERVİŞOĞLU, İŞGAL EDİLEN ADALARIMIZA SAHİP ÇIKMALI, ERDOĞAN VE AKP HÜKÜMETİ’NDEN İŞGALİN HESABINI SORMALIDIR

     İstanbul’da CHP’li Belediye Başkanları hallaç pamuğu gibi atılırken, TCK Md. 8’e göre Türkiye’de ve işgal edilen adalarımızda TCK 302 ve TCK 309’da tanımlanan suçları işleyen Yunan vatandaşı Belediye Başkanlarına dokunulmuyor.

     CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun adalarımızın işgaline sessiz kalması, Erdoğan ve AKP Hükümeti’nin iktidarda kalmasına açık destek vermektir.

     ABD Dışişleri Eski Bakanı Antony Blinken’ın, Şubat 2024’de Kongreye gönderdiği Mektup ve Mektuba ekli Ege Haritası’nda, pembe renk ile gösterilen toplam 29 Ada ve 2 Kayalığın Yunanistan’a ait olmadığı belirtilmiştir. Yunanistan’ın işgal ettiği 20 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı pembe renkli grup içinde olup Yunanistan’a ait değildir.

     ABD Dışişleri Bakanı bile Türkiye’nin adalarına ve egemenlik hakkına sahip çıkarken ve MHP’li Erkan Akçay’ın adalarımızın işgali nedeniyle, “Erdoğan TCK 302’den (terör suçundan) mutlaka yargılanacak” derken, Özel ve Dervişoğlu’nun Yunan işgali altındaki adalarımıza ve kayalıklarımıza sahip çıkmaması kabul edilemez.

Azim ve Karar, 20.05.2025