YUNANİSTAN, ADALARIMIZIN KITA SAHANLIĞINI SATIŞA ÇIKARDI. ERDOĞAN VE AKP HÜKÜMETİ HİÇBİR TEPKİ VERMEDİ…

YUNANİSTAN, ADALARIMIZIN KITA SAHANLIĞINI SATIŞA ÇIKARDI. ERDOĞAN VE AKP HÜKÜMETİ HİÇBİR TEPKİ VERMEDİ…
8 Mayıs 2025 00:22
35
A+
A-

Ümit Yalım

     Yunanistan, Avrupa Birliği mevzuatını gerekçe göstererek 16 Nisan 2025’de, Deniz Mekânsal Planlaması Haritası yayımladı. Haritada belirtilen alanların büyük bir kısmı Türkiye’nin Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki egemenlik hakları ile deniz yetki alanlarını ihlal ediyor. Erdoğan ve AKP Hükümetlerinin tepki vermemesinden istifade eden Yunanistan, Ege Denizi’nde 2004’den itibaren işgal ettiği 20 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı ile anılan ada ve kayalıkların Deniz Yetki Alanlarını da kendi egemenlik sınırları içinde göstermiş. Yunanistan’ın Girit Adası etrafında işgal ettiği Küçük Çuha, Dhia, Dionisades, Gavdos, Gaidhouronisi ve Koufonisi adalarının batı, kuzey ve güney istikametindeki kıta sahanlıklarını da kendi kıta sahanlığı olarak göstermesi de dikkat çekiyor.

YUNANİSTAN, İŞGAL ETTİĞİ TÜRK ADALARININ KITA SAHANLIKLARINI DA İHALEYE/SATIŞA ÇIKARDI

     Yunanistan, Çevre ve Enerji Bakanı Stavros Papastavrou’nun, Girit Adası ve Mora Yarımadası’nın güneyindeki petrol ve doğalgaz (hidrokarbon) aramaları için imzaladığı uluslararası ihale/satış kararını, 01 Mayıs 2025’de onayladı. Söz konusu ihale ilanı, Avrupa Birliği Resmî Gazetesi’nde (Official Journal of the European Union) 90 gün süre ile yayımlanacak.

     Yunanistan’ın işgal ettiği Küçük Çuha, Gavdos, Gaidhouronisi ve Koufonisi adalarının Kıta Sahanlıklarını da İhaleye/Satışa çıkarması dikkat çekiyor. Erdoğan ve AKP Hükümeti, işgal edilen Türk Adalarının kıta sahanlıklarının İhaleye/Satışa çıkarılmasına hiçbir tepki vermedi.

AVRUPA BİRLİĞİ, TÜRKİYE’Yİ EGE DENİZİ VE DOĞU AKDENİZ’DEN DIŞLAMAYA ÇALIŞIYOR

     Avrupa Birliği, tüm resmi dokümanlarında Türk Kıta Sahanlığını kısıtlı olarak yayımlamaya devam ediyor. Avrupa Birliği ve Yunanistan, Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan egemenlik haklarını yok sayarak, Türkiye’yi Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’den dışlamaya çalışıyor.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ’NİN YAYINLADIĞI HARİTA EKSİKTİR !…    

     Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi de, Yunanistan ile eş zamanlı olarak Türkiye Deniz Mekânsal Planlaması Haritası yayımladı. Yunanistan, deniz yetki alanlarında hem Ana Kıtayı hem de Adaları hesaba katarken Ankara Üniversitesi haritayı her iki ülkenin Ana Kıtalarını göz önüne alarak hazırlamış. Haritada, Türkiye’nin Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki Deniz Yetki Alanları eksik olarak gösterilmiştir. Yani, Harita üzerinde, Türkiye’nin Deniz Yetki Alanlarının önemli bir bölümü Yunanistan’a terk edilmiştir.

     Türk Deniz Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Ecevit-Erbakan Koalisyon Hükümeti’nin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na verdiği Ruhsat Sahalarını gösteren haritada, Ege Denizi’nde, hem Ana Kıtanın hem de Adaların Deniz Yetki Alanları hesaba katılmıştır. Haritada, Türkiye’nin Ana Kıtası ile Semadirek, Gökçeada, Bozcaada, Limni, Midilli, Sakız, Sisam, Ahikerya, İpsara ve Bozbaba adalarının kıta sahanlıkları da Ege Denizi Türk Kıta Sahanlığı olarak gösterilmiştir.   

          Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi’nin 16 Nisan 2025’de yayımladığı harita, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 02 Temmuz 1974’de yayımladığı haritadaki egemenlik haklarımızı yok saymaktadır.  Ege Denizi ve Doğu Akdeniz Deniz Yetki Alanları Haritaları hazırlanırken Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan egemenlik haklarının dikkate alınmadığı ve anılan denizlerdeki adaların hukuki statüleri hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığı görülmektedir.

KUZEY EGE ADALARININ EGEMENLİĞİ, MÜLKİYETİ, DENİZ YETKİ ALANLARI VE HAVA SAHASI TÜRKİYE’YE AİTTİR

     Kuzey Ege Adaları’nın hukuki statüsü, 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması, 13-14 Şubat 1914 tarihinde Yunan Kraliyet Hükümeti ve Osmanlı Devleti’ne tebliğ edilen Altı Büyük Devlet (Almanya, Avusturya-Macaristan, İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya) Kararı, 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması ve 20 Temmuz 1936 Türk Boğazlar Sözleşmesi ile belirlenmiştir.

     Altı Büyük Devlet Kararı’na göre Gökçeada, Bozcaada ve Meis Adası Osmanlı Devleti’ne geri verildi, Yunanistan’a, işgali altında bulundurduğu Taşoz, Semadirek, Limni, Midilli, Sakız, Sisam, Ahikerya, İpsara ve Bozbaba olmak üzere toplam 9 adanın egemenliği değil, sadece kullanma hakkı yani zilyetlik (possession) hakkı verildi. Adaların egemenliği Osmanlı Devleti’nde kaldı. 1923 Lozan Antlaşması ile bu durum teyit edildi.

     Ali Kurumahmut’un 1998 basımlı, Ege’de Temel Sorun adlı kitabında, Prof.Dr. Hüseyin Pazarcı’nın 1986 basımlı, Doğu Ege Adaları’nın Askerden Arındırılmış Statüsü adlı kitabında, Prof.Dr. Sevin Toluner’in 2004 basımlı, Türkiye’nin Bazı Dış Politika Sorunları kitabında ve Deniz Bölükbaşı’nın 2004 basımlı, Turkey and Greece kitabında Yunanistan’a, Kuzey Ege adalarının egemenliği değil, sadece kullanma hakkının yani zilyetlik (possession) hakkının verildiği açıkça yazılmıştır.

     Yukarıda bahsedilen uluslararası antlaşma ve sözleşmelere göre¸ Taşoz, Semadirek, Limni, Midilli, Sakız, Sisam, Ahikerya, İpsara ve Bozbaba adalarının egemenliği ve mülkiyeti ile adaların karasuları, bitişik bölge, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölgeleri ve hava sahası Türkiye Cumhuriyeti’ne aittir.

https://www.yenicaggazetesi.com.tr/yunanistan-9-ada-uzerinde-kullanim-hakkini-kaybetti-1-396364h.htm

YUNANİSTAN’IN ONİKİ ADA ÜZERİNDE EGEMENLİK HAKKI YOKTUR

     Oniki Adanın Hukuki Statüsü Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi ve 1947 Paris Antlaşması’nın 14. Maddesi ile belirlenmiştir. Türkiye ile birlikte toplam 8 devletin taraf olduğu 1923 Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi, Lozan’a taraf olan 5 devletin (İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Yugoslavya) ve Lozan’a taraf olmayan 16 devletin katılımı ile 1947’de değiştirilerek Paris Antlaşması imzalandı. (Türkiye, Romanya ve Japonya Paris Antlaşması’na taraf değildir)Yapılan değişiklik ile Oniki Ada’nın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a verildi. Lozan Antlaşması’na taraf olan 8 devletin tamamının katılımı olmadan yapılan bu değişiklik, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 30. ve 40. maddelerine uygun olarak yapılmadığı için uluslararası hukuk kurallarına göre meşru bir değişik değildir. Bu değişiklik 1923 Lozan Antlaşması’nı şekil bakımından ihlal etmiştir.

     1923 Lozan Antlaşmasıyla, Türkiye ile Yunanistan arasında Ege Denizi’nde bir denge sağlanmıştır. 1947 Paris Antlaşması ile Oniki Ada’nın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a devredildiği için Ege Denizi’ndeki denge Türkiye’nin aleyhine bozulmuştur. Böylece Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi esaslı bir şekilde ihlal edilmiştir. Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi Madde 60’a göre Lozan Antlaşması’ndaki denge esaslı bir şekilde ihlal edildiği için Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi sona ermiş ve geçerliliğini kaybetmiştir.     

     Oniki Ada’nın Yunanistan’a devrini öngören 1947 Paris Antlaşması, 1923 Lozan Antlaşması’nı şekil ve esas bakımından ihlal etmiştir. Anılan nedenlerle ve uluslararası hukuk kurallarına göre 1947 Paris Antlaşması meşru bir antlaşma olmayıp Yunanistan’ın Oniki Ada üzerinde egemenlik hakkı yoktur. Ayrıca, Türkiye, 1947 Paris Antlaşması’na taraf olmadığı için üçüncü devlet statüsündedir. Uluslararası hukuka göre meşru olmayan Paris Antlaşması’nın Türkiye açısından hiçbir bağlayıcılığı yoktur. Bu bağlamda, “Türkiye adalara kıta sahanlığı verirse, Yunanistan da adalara kıta sahanlığı verir, Meis Adası’nın da kıta sahanlığı olur” tezinin hukuki dayanağı yoktur.    

https://www.korkusuz.com.tr/12-ada-turkiyeye-aittir-wp-183187

GİRİT ADASI’NIN DÖRTTE ÜÇÜ TÜRKİYE’YE AİTTİR

     Girit Adası’nın hukuki statüsü, 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması, 10 Ağustos 1913 Bükreş Antlaşması, 14 Kasım 1913 Atina Antlaşması ve 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması olmak üzere toplam dört antlaşma ile belirlenmiştir. Anılan antlaşmalara göre Girit Adası’nın sadece dörtte biri Yunanistan’a aittir. Girit Adası’nın dörtte üçü Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ’a bırakılmıştır.

     Lozan ve Atatürk dönemi sonrasında; Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ, Girit Adası üzerindeki dörtte birlik payları olmak üzere toplam dörtte üçlük paydan fiili olarak feragat etmiştir. Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ tarafından yapılan feragat (vazgeçme), Yunanistan lehine yapılmamıştır. Yunanistan lehine feragat (vazgeçme) yapılmadığı için Bulgaristan, Sırbistan ve Karadağ’ın Girit Adası üzerindeki toplam dörtte üçlük payı aslına rücu olmuştur. Yani anılan dörtte üçlük pay Osmanlı Devleti’ne geri dönmüştür.

      Osmanlı Devleti’nin hak ve borçları küllî halefiyet yoluyla Türkiye Cumhuriyeti’ne geçmiştir. Girit Adasının hukuki statüsünü belirleyen uluslararası antlaşmalar ve uluslararası hukuka göre Girit Adası’nın dörtte üçü ve adanın etrafındaki ada, adacık ve kayalıklar, Osmanlı Devleti’nin küllî halefi olarak Türkiye Cumhuriyeti’ne aittir.  

https://www.sozcu.com.tr/girit-adasinin-dortte-ucu-turkiyeye-aittir-wp2121425
https://www.sozcu.com.tr/giritin-dortte-ucu-turkiyeye-ait-wp4013470
https://21yyte.org/fikir-tanki/girit-in-dortte-ucu-turkiye-ye-ait/26497

EGE DENİZİ TÜRK KITA SAHANLIĞI

     Ege Denizi’nin Coğrafi Sınırları, Uluslararası Hidrografi Örgütü’nin 2002’de yayınladığı SP 23 Dokümanı ile belirlenmiştir. Anılan Dokümana göre Ege Denizi’nin güney sınırı, Mora Yarımadası’ndan başlayıp Küçük Çuha Adası’nın doğusu, Girit Adası’nın kuzeyi, Kerpe ve Rodos adalarının batısından geçen ve Marmaris’e bağlanan hattır.

     Ege Denizi Türk Kıta Sahanlığı, 13-14 Şubat 1914 Altı Büyük Devlet Kararı, 1923 Lozan Antlaşması Md. 12, 15, 1947 Paris Antlaşması Md. 14, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi Md. 76 ve Md. 121’ e göre geniş bir alanı kapsamaktadır.

     Buna göre Ana Kıta ve Adaların Kıta Sahanlığı esas alınarak belirlenen sınır Taşoz, Bozbaba, İpsara, Ahikerya ve İstanköy adalarının batısından geçmekte ve Girit Adası’nın kuzeybatısına kadar devam etmektedir. Bu hesaplamaya göre Ege Denizi Türk Kıta Sahanlığı yaklaşık olarak 120.000 Km2 dir.

DOĞU AKDENİZ TÜRK KITA SAHANLIĞI

     Doğu Akdeniz, Türkiye’den başlamak üzere saat yönünde; Suriye, Lübnan, İsrail, Filistin, Mısır, Libya, Tunus, İtalya, Slovenya, Hırvatistan, Bosna-Hersek, Karadağ, Arnavutluk ve Yunanistan kıyıları ile çevrilidir.

     Doğu Akdeniz’de, Doğu-Batı, Kuzey-Güney ve tersi istikametlerde ana kıtalar ve adaların karşılıklı sınırları esas alınarak kıta sahanlığı belirlenmektedir. AB Kıta Sahanlığı haritasında, Malta Adası’na doğu istikametinde 200 millik Kıta Sahanlığı verilmiştir. Türkiye’nin de Girit Adası’nın batısında bulunan Küçük Çuha Adası dahil toplam 4 adasının, batı istikametinde 200 millik Kıta Sahanlığı vardır.

     Doğu Akdeniz Türk Kıta Sahanlığı, 30 Mayıs 1913 Londra Antlaşması Md. 4, 5, 24 Temmuz 1923 Lozan Antlaşması Md. 12, 15, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi Md. 76 ve Md. 121’ e göre çok geniş bir alanı kapsamaktadır. Buna göre, Ana Kıta ve Adaların Kıta Sahanlığı esas alınarak Girit Adası ve adanın doğusundaki kıta sahanlığı ile Girit Adasının batısında İtalya Santa Maria-Libya Bingazi hattına kadar uzayan 200 mil uzunluğunda kıta sahanlığı vardır. Bu hesaplamaya göre              1 Numaralı Doğu Akdeniz Türk Kıta Sahanlığı yaklaşık olarak 230.000 Km2, 2 Numaralı Doğu Akdeniz Türk Kıta Sahanlığı yaklaşık olarak 110.000 Km2 olup toplam Kıta Sahanlığı yaklaşık 340.000 Km2 dir.

TÜRKİYE’NİN DENİZ YETKİ ALANLARI

     Türkiye’nin taraf olduğu Uluslararası Antlaşmalar ile Ana Kıta ve Adaların Kıta Sahanlığı esas alındığında Türkiye’nin Karadeniz, Marmara Denizi, Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki Deniz Yetki Alanları toplam 644.000 Km2 dir.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ DENİZ HUKUKU ULUSAL ARAŞTIRMA MERKEZİ’NİN YAYIMLADIĞI HARİTA İLE EGE DENİZİ VE DOĞU AKDENİZ’DE 220.000 KM2 LİK TÜRK KITA SAHANLIĞI YUNANİSTAN’A TERK EDİLMİŞTİR

     Ankara Üniversitesi Deniz Hukuku Ulusal Araştırma Merkezi (DEHUKAM)’nin Yunanistan ile eş zamanlı olarak yayımladığı Türkiye Deniz Mekânsal Planlaması Haritası, sadece her iki ülkenin Ana Kıtalarını göz önüne alarak hazırlanmış olup haritada, Türkiye’nin Ege Denizi ve Doğu Akdeniz’deki Deniz Yetki Alanları eksik olarak gösterilmiştir.

     02 Temmuz 1974’de, Türk Deniz Kuvvetleri, Genelkurmay Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı ve Ecevit-Erbakan Koalisyon Hükümeti’nin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı’na verdiği Ruhsat Sahalarını gösteren ve Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ün imzasıyla yayımlanan haritada, Ege Denizi Türk Kıta Sahanlığı’nın batı sınırı 24. Boylam’dan geçirilmiştir. Ankara Üniversitesi DEHUKAM’ın 16 Nisan 2025’de yayımladığı haritada, Ege Kıta Sahanlığı sınırımız 1 Boylam (85 Km.) geri çekilerek                  25. Boylam’dan geçirilmiştir. Ankara Üniversitesi DEHUKAM, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümeti’nin 1974 yılında bütün dünyaya deklare ettiği Ege Denizi Türk Kıta Sahanlığı’nın önemli bir bölümünü Yunanistan’a terk etmiştir.       

    Ankara Üniversitesi DEHUKAM’ın yayımladığı haritaya göre, Ege Denizi’nde 30.000 Km2 lik Türk Kıta Sahanlığı ile 4 Türk Adası Yunanistan’a terk edilmiştir.

     Ankara Üniversitesi DEHUKAM’ın yayımladığı haritaya göre, Doğu Akdeniz’de 190.000 Km2 lik Türk Kıta Sahanlığı ile Girit’in ¾’ü ve Girit’in etrafındaki Türk Adaları Yunanistan’a terk edilmiştir.

     Ankara Üniversitesi DEHUKAM’ın yayımladığı harita ile Ege Denizi’nde 30.000 Km2, Doğu Akdeniz’de 190.000 Km2 olmak üzere toplam 220.000 Km2 Türk Kıta Sahanlığı Yunanistan’a terk edilmiştir. Türkiye Deniz Mekânsal Planlaması Haritası, deniz yetki alanlarında, hem Ana Kıtayı hem de Adaları hesaba katarak yeniden düzenlenmelidir.

MAVİ VATAN HARİTASI DA EKSİKTİR

     Mavi Vatan Haritası’na göre Türkiye’nin Deniz Yetki Alanları 462.000 Km2 olup 182.000 Km2 lik Türk Kıta Sahanlığı Yunanistan’a terk edilmiştir. Mavi Vatan Haritası, Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan kaynaklanan haklarına göre yeniden düzenlenmelidir.    

DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI, BAŞTA 1923 LOZAN ANTLAŞMASI OLMAK ÜZERE ULUSLARARASI ANTLAŞMALARDAKİ EGEMENLİK HAKLARIMIZA SAHİP ÇIKMALIDIR

     Dışişleri Bakanlığı, 16 Nisan 2025’de, “Ülkemizin hazırladığı Deniz Mekânsal Planlaması da UNESCO ile Birleşmiş Milletler’in ilgili birimlerine iletilmektedir” açıklamasını yapmıştır.

     Dışişleri Bakanlığı’nın UNESCO ve Birleşmiş Milletler’e ileteceği Türkiye Deniz Mekânsal Planlaması Haritası, başta 1923 Lozan Antlaşması olmak üzere hem uluslararası antlaşmalardaki egemenlik haklarımıza sahip çıkacak şekilde hem de Ana Kıtayı ve Adaları hesaba katarak hazırlanmalıdır.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ DEHUKAM’IN AÇIKLAMALARININ BİLİMSEL DAYANAĞI YOKTUR

     07 Mayıs 2025’de Sözcü Gazetesi Yazarı Sn. Saygı Öztürk’ün köşesinde yayımlanan, “Yunanistan, adalarımızın kıta sahanlığını satışa çıkardı” başlıklı yazısının sonunda Ankara Üniversitesi DEHUKAM Baş Araştırmacısı Prof. Dr. Sn. Yücel Acer’in açıklamalarına yer verilmiştir. Yazının bağlantısı aşağıdadır.

https://www.sozcu.com.tr/yunanistan-adalarimizin-kita-sahanligini-satisa-cikardi-p171296

     Prof. Acer, “Ege Denizi’nde karşı tarafa verilen kıta sahanlığı alanları yok. Çünkü, iki devletin ana karaları arasındaki açık deniz alanları Türkiye’nin kıta sahanlığı olarak tespit edilmiştir” iddiasında bulunmuştur.

     Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 02 Temmuz 1974’de yayımladığı haritada, Ege Denizi Türk Kıta Sahanlığı sınırı 24. Boylam’dan geçirilmesine rağmen, 16 Nisan 2025’de Ankara Üniversitesi DEHUKAM tarafından yayınlanan haritada Ege Kıta Sahanlığı sınırımız 1 Boylam (85 Km.) geri çekilerek 25. Boylam’dan geçirilmiş ve 30.000 Km2 lik Türk Kıta Sahanlığı ile 4 Türk Adası Yunanistan’a terk edilmiştir. Türkiye’nin Ege Denizi Kıta Sahanlığı sınırını, 51 yıl sonra, 1 Boylam (85 Km.) geri çekme yetkisini DEHUKAM’a kim verdi? Sn. Acer bu durumu nasıl izah edecek?

     Prof. Acer, Ege Denizi’nde açık deniz alanlarından bahsetmiş. 1958 Açık Deniz Sözleşmesi       Madde 1’e göre Karasuları’nın ötesi Açık Deniz olarak tanımlanmıştı. 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi Madde 86’ya göre Münhasır Ekonomik Bölge’nin ötesi Açık Deniz olarak tanımlandı. Ege Denizi’nde en geniş açıklık 250 Deniz Mili civarında olduğundan artık Ege Denizi’nde Açık Deniz Alanı (High Seas) kalmadı. Sn. Acer’in Deniz Hukuku bilgilerini güncellemesi gerekmektedir.   

     Prof. Acer, Yunanistan’ın işgal ettiği adaları, “Aidiyeti Yunanistan’a verilmemiş adacıklar olarak tanımlamış. Yunanistan’ın işgal ettiği ve Sn. Acer’in adacık olarak bahsettiği Türk adalarının en küçüğü İstanbul’daki Büyükada büyüklüğünde olup bir kısmı da Büyükada’nın 3 misli, 5 misli ve 7 misli büyüklüktedir.

     Prof. Acer’in, “Doğu Akdeniz’de de haritamıza göre karşı tarafa verilen bir kıta sahanlığı yok” söylemi de doğru değildir. Yunanistan, Girit Adası etrafında işgal ettiği Küçük Çuha, Dhia, Dionisades, Gavdos, Gaidhouronisi ve Koufonisi adalarının batı, kuzey ve güney istikametindeki kıta sahanlıklarını kendi kıta sahanlığı gibi gösterirken, DEHUKAM Girit Adası etrafındaki adalarımızın kıta sahanlığını neden yok sayıyor?

     Başta Prof. Dr. Sn. Yücel Acer olmak üzere DEHUKAM’da görevli akademisyenler, yayınladıkları haritanın doğru olduğunu iddia ediyorlarsa, istedikleri TV Kanalında kendileri ile tartışmaya hazırım. Eğer gelemeyeceklerse, DEHUKAM’ın yayınladığı harita, başta 1923 Lozan Antlaşması olmak üzere hem uluslararası antlaşmalardaki egemenlik haklarımıza sahip çıkacak şekilde hem de Ana Kıtayı ve Adaları hesaba katarak yeniden hazırlanmalıdır.

Azim ve Karar,  07 Mayıs 2025