SEÇİM BARAJI OLMASAYDI NE OLURDU?

SEÇİM BARAJI OLMASAYDI NE OLURDU?
30 Temmuz 2023 14:34
494
A+
A-

(2023 Genel Seçim Sonuçları Simülasyonu)

Levent Kırılmaz

14 Mayıs 2023 te belki de son yılların en önemli seçimi yapıldı. Tartışmaları halen devam ediyor ve uzun süre de devam edecek görünüyor. Seçmen sayısındaki soru işaretleri, açıklanamayan nüfus artışı, vatandaş yapılan sayısı meçhul sığınmacılar vs. Cevapsız çok soru var. Cevap bulmak çok ta kolay olmayacak. Bunları “şimdilik” bir kenara bırakırsak tartışılmayan, bunlardan çok daha önemli bir konu var: seçim barajı ve seçim sistemimiz. Hiç bir parti liderinden, milletvekillerinden, gazete köşe yazarlarından, siyaset bilimcilerinden, TV yorumcularından, hukuk adamlarından seçim barajımız ve seçim sistemimiz hakkında tek bir söz duymadık. Temsilde adalet, seçmen tercihlerinin partilerin aldıkları oylara göre parlamentoya dengeli biçimde yansımasıdır ve aldıkları oyla parlamentoda kazanılan milletvekilliği arasında bir orantının bulunması gerekir. Mevcut seçim sistemimiz ile kabul edelim ki işimiz çok zor. Baraj sistemi demokrasi ve cumhuriyet için büyük bir engel.

1965 yılında yapılan ilk seçimde sıfır baraj ve milli bakiye sistemi başarıyla uygulanmış. Partiler aldıkları oy sayısıyla orantılı bir şekilde milletvekili kazanmışlar, temsilde adalet sağlanmıştı. 1965 teki milli bakiye sisteminde artık oyların oranı çok yüksekti (%25). Çünkü Türkiye iller bazında seçim bölgelerine ayrılmıştı. Dolayısıyla bazı illerde artık oyların dağıtımlarında bazı tartışmalı durumlar olmuştu. Ayrıca artık oylardan gelen milletvekilliklerinin dağıtılmasında partilerin hak ettikleri sayının 2/3 ünün YSK, 1/3 ünün parti tarafından belirlenmesi gibi bana göre anlaşılması güç bir yöntem izlenmişti. Bu sistem 1968 de kaldırılmış. Nedeni malum, iktidarların muhalefet istememesi. Koalisyonlar zararlıdır klişe söylemiyle tekrar eskiye dönülmüş. Geldiğimiz nokta ise malum.

Her şeye rağmen şimdiye kadar ki en adil seçim sistemimizdi.  Son 40 yıla baktığımızda bunun böyle olduğunu söylemek çok ta mümkün değil. Yüzde 10’luk ulusal baraj dünyada uygulanan en yüksek barajdır.Turgut Özal döneminde yüzde 10 seçim barajı ileANAP yüzde 30 civarında oy alarak yüzde 60 ın üzerinde milletvekili ve dolayısıyla da meclis çoğunluğunu kazandı. Devamında AKP de bu sistemin avantajlarını kullandı. 2002 seçiminde AKP hemen hemen aynı oy (%34) ve milletvekili oranlarıyla (%66) tek başına iktidar oldu. O seçimde AKP ve CHP toplam yüzde 54’ e yakın oy aldılar ve sadece bu iki parti meclise girdi. Oyların yüzde 46’sı gibi büyük bir oranı meclise yansımadı. Yıllar sonra bu seçimde baraj yüzde 7’ ye indirildi.Avrupa’da pek çok ülkede seçim barajı yüzde 1-3 seviyesinde, hatta Avrupa ülkelerinin dörtte birinde seçim barajı yok. Millet ittifakı yüzde 3 olarak önerdi, ancak benim düşünceme göre bu da adil değil. Çünkü seçim barajı yüzde 1 bile olsa bence gerçek demokrasiyi, temsilde adaleti yansıtmıyor. Halkın kendi kendini yönetmesi için barajın olmaması lazım. Halkın verdiği tüm oylar meclise yansımalı ve çıkarabiliyorsa bir milletvekili de  çıkarmalıdır.

Şehirlere özel” milletvekilliğinin de yanlış olduğunu düşünüyorum. Seçilen milletvekilleri esasında “Türkiye” milletvekilleridir ve illerine değil Türkiye’ye hizmet etmeleri gerekmektedir. Kendi doğduğu, kendini borçlu hissettiği şehire özel bir ilgisi ve katkısı olabilir elbette. Ama Türkiye’ye hizmet esas amaç olmalıdır. İstanbul milletvekili, Ankara milletvekili, İzmir milletvekili vb kavramları bu yüzden yanlış buluyorum.

Partilerin şehirler bazındadeğil Türkiye bazında aldıkları oylara göre milletvekilleri çıkarmasını savunuyorum.  Biz şehirlere özel milletvekili değil “Türkiye Büyük Millet Meclisine” vekil seçiyoruz. İllere meclis üyesi seçmek için zaten yerel seçimler var. Dolayısıyla genel seçimlerde Türkiye bazında alınan oylar geçerli olmalı. Baraj sıfır olduğunda zaten parti ittifaklarına da gerek kalmayacaktır.Mevcut sistemde şehirlere göre milletvekilleri belirlendiği zaman o şehirlerde “artık oylar” yüksek oranda oluşuyor.

Ben bu yüzden Türkiye milletvekilliği,sıfır baraj veartık oyların değerlendirilmesini öneriyorum. O zaman partiler milletvekili listelerini nasıl oluşturacaklar?

Mevcut sistemde partiler hangi şehirden milletvekili adayı çıkarmak istiyorsa o ile özel, o ilin kontenjanı kadar veya kendilerince o ilden çıkaracağı maksimum milletvekili kadar ismi içeren bir liste hazırlıyor. Tabii burada sıkıntılar da çıkıyor. Listede altlarda olanlar, seçilemeyecek olacağını bilenler memnun olmuyor. Ya küsüp partiden istifa ediyor ya da seçim için partisi adına çalışmıyor. Yani milletvekili listesi belli bir sıradan sonra aslında tamamen şeklen dolduruluyor.

Benim bu konudaki önerim şu. Partiler şehirlere özel değil, Türkiye’ ye özel, bir bütün halinde 600 milletvekili için bir liste hazırlar. Bu listenin sıralaması seçilme sıralaması değil, alfabetik sıralama olmalı ve YSK ya bu şekilde sunulmalıdır.Partiler elbette kazanabileceği milletvekili sayısını düşünerek iller bazında dengeleri gözeterek milletvekillerini belirleyecektir. Bu, partinin vereceği stratejik bir karar olmalıdır. Seçim sonuçları kesinleştiğinde partilerin aldıkları oy sayısı ve çıkaracakları milletvekili sayısı netleştiğinde o zaman partilere süre verilir, partiler de bir iki gün içinde, kendi kurullarında (parti meclisi ve MKYK) milletvekillerinin isimlerini belirler ve açıklar. Önerdiğim sistemde hiç bir oy ziyan olmaz. Mecliste çok daha fazla parti, kendisine oy verenleri temsil eder. Koalisyonlardan korkmak, halktan korkmak demektir. Koalisyon bir yerde emniyet supabı, iktidarı kontrol mekanizmasıdır diye düşünüyorum.

Seçilen milletvekilleri şehirleri değil ülkeyi yönetecektir. Şehirlerin nüfusuna göre çıkaracakları milletvekilleri sayısını belirlemenin de yanlış olduğunu düşünüyorum. Bazı şehirlerde milletvekili olmak için başka illere göre daha az oy almak gerekiyor, milletvekili olmak için gerekli oy sayısı ilden ile değişiyor. Bu da adil değil, eşitlik ilkesine aykırı. Nüfusu çok olup daha fazla milletvekili çıkaran iller mi Türkiye’yi yönetecek? Ya da bazı illerdeki seçmenler daha mı değerli ki böyle bir sistem var?

14 Mayıs 2023 seçiminin yurtiçi ve yurtdışı kesin sonuçları YSK tarafından açıklandı.Buna göre AKP 268; CHP 169; HDP 61; MHP 50; İyi parti 43; YRP 5; TİP 4 milletvekili kazandı. Bazı partiler baraj altı kaldı. Sıfır baraj, artık oyların değerlendirilmesi ve Türkiye milletvekilliği önerimi 14 mayıs 2023 seçim sonuçlarına uyguladım ve bir simülasyon yaptım.

Seçimdebağımsızlar dahilgeçerli oy sayısı: 54.442.588. Bir milletvekili  seçilmek için gerekli oy sayısı ise:54.442.588/600= 90.737.

Eşitlik ilkesi bakımından; bağımsız milletvekili olmak isteyenler için de aynı oy sayısı gerekli olmalı ve aday, sadece bir ilden değil tüm Türkiye’den oy alabilmelidir. Mevcut durumda bağımsız milletvekili seçilmek için gerekli olan oy sayısı o şehirdeki seçmen sayısına göre değişkenlik gösteriyor. Bu da adaletsiz bir durum bence. O adayı, tüm Türkiye’de destekleyecek seçmenler de olabilir. Onların o bağımsız adaya Türkiye’nin her yerinden oy verebilmesi mümkün olmalı, çünkü seçilen kişi Türkiye milletvekili olacaktır.

Buna göre, benim önerimde partilerin aldıkları oylara göre, milletvekili çıkaran partileri ve milletvekili sayılarını ve YSK sonuçlarını tabloda aşağıda belirttim, farklılık görülmektedir.

SBMSS
Genç Parti10
Memleket P50
BBP50
AKP213268
YRP165
MHP6050
HDP5261
TİP104
CHP152169
İyi p.5843
Adalet p.10
Zafer P.130
Toplam milletvekili586600

SB: Sıfır baraj             MSS: Mevcut seçim sistemi

Önerdiğim sistemde tüm Türkiye tek bir seçim bölgesi olarak kabul edildiği için artık oy sayısı hem sayısal olarak daha az (1.043.855)hem de oransal olarak çok düşük (%2) seviyede kaldı.

14 milletvekilinin partilere dağıtılması konusunda partilerin “artık oylarını” kullandım. En yüksek artık oya sahip partiler, HDP, Sol P.,BBP, YRP, ANAP, AKP, TKP, Vatan P., Millet P., Memleket P., TİP, Hak ve Özgürlükler P., Adalet ve Birlik P. MHP 1 er milletvekilliği aldı. Belki, artık oyları kullanarak, milletvekillerini dağıtırken başka daha adil bir yöntem de uygulanabilir. Bunun, üzerinde daha fazla çalışılabilir. Ama şu aşamada bu çok da önemli değil bence. Çünkü esas adaletsizlik milletvekillerinin ilk başta dağıtılmasında oluyor.

Mevcut seçim sisteminde partilerin aldıkları oylara göre kazandıkları milletvekili sayılarındaki büyük adaletsizliğe şöyle örnek vermek mümkün.

YRP 1.527.048 oy almış. YSK’ye  göre 5 milletvekili çıkarmış. Zafer partisi ise 1.216.399 oy almış. Ama YSK’ye göre sıfır milletvekili…

Keza MHP, YRP’nin3.6 katı oy almış. Ama YRP 5 milletvekili alırken MHP 10 katı milletvekili (50 milletvekili) çıkarmış.

Mevcut seçim sistemi ile partilerin aldığı oy yüzdesi ve kazandığı milletvekili yüzdeleri arasında büyük farklar var. Örneğin AKP %36,62 oranında oy almış ancak %44,6 oranında milletvekili kazanmış durumda.  Keza CHP (%25,35 -%28,2) ve HDP de (%8,82 -%10,16) aldıkları oy oranından daha fazla milletvekili kazanmış durumdalar.  Seçime giren diğer partilerin hemen hepsi mağdur durumda, yani aldıkları oyun karşılığında ya daha az milletvekili çıkarmışlar ya da hiç milletvekili çıkaramamış durumdalar. 

Sıfır baraj, artık oylar ve Türkiye milletvekilliği olunca, seçimde Türkiye genelinde aldıkları oy oranı neyse, milletvekili sayısının oranı da neredeyse bire bir aynı. Örneğin AKP % 36,62 – % 35,66; CHP % 25,35 – %25,3; MHP %10,07 – %10,1; İyi P. %9,69 – % 9,66; HDP %8,82 – % 8,83; YRP %2,8 – % 2,83; TİP %1.76 – %1,83; ZaferP. %2,23 – %2.16, Memleket P. %0,92 – %1 gibi. Temsilde adalet anlayışı bunu gerektirir.

Sandıktan çıkan sonuçlar ile kazanılan milletvekilleri oranları arasındaki fark çok önemlidir. Seçim sisteminin temsilde adalet ilkesini ne ölçüde sağladığına dair bir göstergedir. Nispi temsil sistemini uygulayan ülkelerin çoğunda ortalama yüzde 1-5 arasında değişir. 14 Mayıs 2023 seçiminde, meclise giren partiler bazında fazla veya eksik alınan milletvekilliği orantısızlıklarıise şöyle.

AKP, aldığı oyun karşılığı olmayan 54 milletvekilliğini fazladan kazanmış durumda. Bu da %20,15 orantısızlığa karşılık gelmektedir.

CHP de aldığı oyun karşılığı olmayan 17 milletvekilliğini fazladan kazanmış durumda. Bu da %10,06 orantısızlığa karşılık gelmektedir.

HDP de aldığı oyun karşılığı olmayan 8 milletvekilliğini fazladan kazanmış durumda. Bu da %13,1 orantısızlığa karşılık gelmektedir.

MHP, aldığı oyun karşılığı kadar milletvekili kazanamamış, 11 milletvekili eksik çıkarmıştır.  Bu ise MHP aleyhine  %22 orantısızlığa karşılık gelmektedir.

İyi parti, aldığı oyun karşılığı kadar milletvekili kazanamamış, 15 milletvekili eksik çıkarmıştır.  Bu ise İyi P. aleyhine  %34,9 orantısızlığa karşılık gelmektedir.

YRP, aldığı oyun karşılığı kadar milletvekili kazanamamış, 12 milletvekili eksik çıkarmıştır.  Bu ise YRP aleyhine  %240 orantısızlığa karşılık gelmektedir.

TİP, aldığı oyun karşılığı kadar milletvekili kazanamamış, 7 milletvekili eksik çıkarmıştır.  Bu ise TİP aleyhine  %175 orantısızlığa karşılık gelmektedir.

Görüldüğü gibi alınan oy ve kazanılan milletvekilliği arasındaki orantısızlık son derece yüksektir. Bu da mevcut seçim sistemi ve seçim barajından kaynaklanmaktadır.

Bu seçimde, mevcut seçim sistemi ile aldıkları oylara göre AKP 54 milletvekili; CHP 17 milletvekili ve HDP de 8 milletvekili fazla aldılar. Yani toplam 79 milletvekili hak etmedikleri halde bu 3 partiye gitti. Hâlbuki bu 79 milletvekillikleri MHP ye 11; İyi Partiye 15; Memleket partisine 6; Zafer Partisine 13; BBP ye 6; YRP ye 12; TİP e 7; Adalet, Sol P., ANAP, TKP, Vatan P., Millet P., Hak ve Özgürlükler P., Adalet ve Birlik P. ve Genç Partiye birer milletvekili olarak yazılmalıydı.

Temsilde adalet açısından bir diğer önemli bir gösterge de partilerin kaç oyla 1 milletvekili çıkardıklarıdır. Örneğin;AKP 72.359; CHP 81.669; HDP 78.752; İYİ Parti 122.697; MHP 109.696; TİP 239.014; YRP ise 305.409 oyla 1 milletvekili çıkarmıştır.

Görüldüğü gibi bu seçimde 1 milletvekilliği kazanmak için gerekli oy bakımından partiler arasında çok büyük farklar var. Bu da “değerli ve değersiz seçmen mi var ?” sorusunu akıllara getirmektedir. Önerdiğim sıfır baraj, artık oyların kullanılması ve Türkiye milletvekilliği kavramı ile 1 milletvekili seçilebilmek için gerekli oy sayılarının birbirine ne kadar yakın olduğunu da aşağıda görülüyor.

AKP 90.618; CHP 90.803; HDP 90.640; İYİ Parti 90.965; MHP 89.915; TİP 86.914; YRP 89.826oyla 1 milletvekili çıkarmıştır.

Bu sonuçlar da, önerdiğim sistemin adil olduğunu bir kez daha farklı bir açıdan göstermektedir.

Sonuçta meclis tablosu şöyle olmalıydı. (MSS: Mevcut seçim sistemi; SB: Sıfır baraj)

  SBMSS
AKP214268
CHP152169
MHP6150
İyi P. 5843
HDP5361
YRP175
TİP114
BBP   60
Memleket P.60
Zafer  P.130
Genç10
Adalet10
Sol  P.10
ANAP10
TKP10
Vatan  P.10
Millet  P.10
Hak ve Özgürlük  P.10
Adalet ve Birlik  P.10
Toplam 600600

Sonuç olarak, genel seçimlerde, toplumun tüm kesimlerinin mecliste oransal temsili sağlanmalı ve kimse “oylar boşa gitmesin” diyerek asıl tercihi dışında bir adaya zorlanmamalıdır.

Bunun sağlanması için seçim barajı kaldırılmalıdır. Artık oylar kullanılmalı, Türkiye tek bir seçim bölgesi olarak kabul edilip, Türkiye milletvekilliği kavramının hayata geçirilmesi temsilde adalet açısından son derece önemlidir.

Azim ve Karar, 30.07.2023

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.