BOP VE GOP GEREĞİ… HOŞ GELDİN ‘SHENA’!
Reha Ören
Biliyorum kapak da, yazı başlığı da sizi şaşırttı. Kapakta ve yazı başlığında gördüğünüz şekiller İbranice. İbranice – Türkçe sözlükten alınma.
Türkçe okunuşu itibarıyla da ‘Şhena’ demek. Yani “komşu”. Google’daki sözlükten öğrenebildiğimiz kadarıyla İbranice komşu anlamında bir de ”Şahen” kelimesi var. Yazının şekil bozukluğuna aldırmayın. Fakirin teknik bilgisi ancak kopyalayıp, düzeltip yapıştırmaya yetti. Şhena da, Şahen de İbranice komşu demek. Biri dişi diğeri erkek komşu anlamında kullanılıyormuş. Cümle içerisinde değişikliğe uğrar mı, uğrarsa ne kadar uğrar? Bilemem.
* * *
Şimdi gelelim neden ‘Hoş geldin komşu’ başlığını kullandığımıza. Beşer Esad yönetimi uluslararası savaşımlar sonunda devrildi. İyiliği, kötülüğü ayrı bir yana. Onu dünyanın milletlerinden ve illetlerinden çok Suriyeliler düşünmelidirler.
Ülke onların, devrilen ve kurulan rejim onların, Yeni yapılanmada endişelerimiz bizim içindir. Biliriz ki Irak’ta üç devlet kuruldu. Suriye muhtemelen dört parça olacak. Zaten yeni rejim bunu açıkladı gibi…
Gönül isterdi ki Suriye ‘deki rejim değişikliği için ağır bedel ödeyen Türkiye’nin Suriye Türkmenleri gibi bir derdi olsun. Zira en kötümser sayımla Suriye’de nüfusun % 5 i Türkmen. Bu da 3 milyon civarında Türkmen var demektir Türkiye eğer sınır boylarını bölücü örgütlerden ve dahi harici bilumum tehditlerden gerçekten arındırmak istiyorsa, Suriye’nin kuzey bölgesinde mutlak surette bir Türkmen tampon bölgesi kurulmasını sağlamak zorundadır.
Yapıldığı belirtilen yüzlerce okul, sayıları 50 binler civarında olduğu söylenen evler Suriye Türkmenleri’ne verilmelidir. Ankara’nın temel politikası bu olmalıdır.
Bölgede güçlendirilmiş Türkmen bölgesi en evvel Türkiye’nin emniyeti ve sınır garantisi için geçerli olacaktır. İnşaallah Ankara bu ihtimali düşünür!
Aksi takdirde Suriye’de rejim değişikliği Türkiye için geçici ve göstermelik bir barış ortamı sağlamaktan öte gitmeyecektir.
Gitmez de.
Bir Türkmen tampon bölgesi kurulmasının ötesindeki bütün girişimler anlık çözümler olmaktan gitmeyecek ve ileride daha büyük sorunlara gebe olacaktır,
Suriye’deki rejim değişikliğinin nedenlerini arayanlar öncelikle devrin ABD Dışişleri Bakanı Condalezsa Rice’in açıklamalarını hatırlamak zorundalar.
Ne demişti “ 20 yıl içerisinde bölgede büyük değişiklikler olacak. 17 ülkenin sınırları değişecek. Buna Türkiye’de dâhil.”.
Hatırladınız mı?
Devletlerarası münasebetlerin hiçbirisi tesadüflerle olmaz.
Planlanmış, fizibiliteleri çıkarılmış uzun vadeli stratejilerin sonucudur. Arap Baharıyla başlatılan Rice projesi bu günlere kadar gelmiş ve bildiğiniz sonuçlar ortaya çıkmıştır.
* * *
Suriyelilerle olan görüşmelerde ve televizyon ekranlarında yapılan bazı konuşmalarda İsrail ordusunun Suriye’deki sivil binaların bombalaması gündeme geldi.
Gerek şahsi temaslarımda ve gerekse televizyon kanallarındaki görüntülerde bir takım etkili ve yetkili oldukları beyan edilen ağızlar: “ Esad İsrail ile bir takım gizli anlaşmalar yapmıştı. İsrail bu anlaşmaların bilinmemesi için o anlaşma metinlerinin bulunduğu binaları bombalıyor, kimse bu gizli anlaşmaları öğrenmesin” diyerek akla mantığa sığmayan açıklamalarda bulundular.
Zırva tevil götürmez. Böyle bir takım anlaşmalar yapılmış olabilir. Ama bunun için Şam’ın 15 Km. yakınına kadar girip sivil binaları bombalamak da akıllara seza bir davranıştır.
İsrail, Golan tepelerini de aşarak Şam’ın 15 Km. yakınına gelmiştir. Hatay -Tel Aviv arası 750 Km kadardır. Hatay – Şam arası ise 430 km’dir. Son Suriye olaylarından sonra İsrail 320 Km yol aşarak burnumuzun dibine kadar gelmiştir. İşte bu nedenle “Hoş Geldin shena”! Dedik.
Suriye’deki gelişmeler ve dünya kamuoyuna yansıyan görüntüler Esad-İsrail iddialarının tam tersini belirtmektedir. Görünen odur ki İsrail ile gizli anlaşma yapan asıl yeni yönetimdir. Dünyada yer alan ve internet sayesinde bizim de haberdar olduğumuz bazı fotoğraflar bu gerçeği gün ışığına çıkardılar. ÖSO ordusunun bir askerinin İsrail üniformalı bir askerle çektirdiği pek dostane fotoğraf karesi aslında bilinen bir gerçeğin kamuoyuna deklare edilmesinden başka bir şey değildir. Suriye’nin yeni başkanı Colani’nin açıklarından tam da öğrendiğimiz budur.
Ne demişti Colani: “ İsrail’i bir tehdit olarak görmüyoruz. Yeni bir cephe açmak gibi bir niyetimiz yok. Toprakları işgal edenlerle sorunlarımız var”. Kerameti kendinden bu acayip açıklama bize gerçekleri bir kez daha gösterdi ki Colani olayının arkasında BOP, yenilenen adıyla GOP (Genişletilmiş Ortadoğu Projesi) var. Gidişat geniş açıyla bakıldığında tam da Condalezsa Rice’nin belirttiği gibi. Ehh bizdeki BOP ve GOP severler de zaten mebzul miktarda…
* * *
Adım adım küresel imparatorluğun yolunu döşüyorlar. Yukarıda gördüğünüz fotoğraf karesi yeni rejim ile İsrail dostluğunu açıklamak için yeterli bir kanıttır. * * * Eleştirebilirsiniz, beğenmeyebilirsiniz. Her ne olursa olsun, her şeye rağmen Türkiye bölgedeki etkinliğini uluslararası düzeyde kabul ettirmiş durumdadır. Temennimiz Ankara’nın biraz önce de değindiğimiz ve sürekli değineceğimiz özellikle Suriye ile Türkiye arasında mutlak surette bir Türkmen tampon bölgesi oluşturulmasıdır. Aksi halde kaçınılmaz son çok yakındadır. Türkiye küresel bir bataklığın içine çekilmiştir. Bu gün Suriye’deki gelişmeleri zafer olarak ele alıp naralar atanlar yarınlarda timsahın gözyaşlarını akıtacaklardır.
* * *
Türkiye’nin etki alanının genişlediğini ileri sürerek Emevi camiinde namaz kılıp poz verenlere sormak gerekir. Neden Emevi Camisi de Süleyman Şah Türbesi değil?
Etkin ve yetkin olduklarını gösterebilmeleri için Süleyman Şah Türbesi’nde namaz kılmaları gerekmez miydi?
Hz. Hüseyin’in kesik başının sergilendiği bir yerde namaz kılmak Türkiye için oldukça tehlikeliı bir durumdur. Türkiye, özellikle Alman istihbaratının kışkırtmalarıyla hafazanallah bir mezhep keşmekeşine sürüklenmek istenilmektedir.
Suriye’deki gelişmeleri Türkiye’ye aktarmakta mahir olan casusluk faaliyetlerinin asıl hedefi bir sonraki adımda İran ve Türkiye’dir. Akıbetimiz üçüncü fotoğraftaki gibi olmamalıdır. Küresel güçler nihai hedeflerini resmen ve alenen deklare etmekten çekinmiyorlar. Bu kadar pervasızlar.. Çünkü işbirlikçileri var. …
Hedeflerinde yakında Ayasofya’da olmak var.
Azim ve Karar, 26.01.2025