Kıbrıs Barış Harekâtının 50. Yıldönümünde DESPİNA VANDİ’NİN VERDİĞİ DERS

Kıbrıs Barış Harekâtının 50. Yıldönümünde DESPİNA VANDİ’NİN VERDİĞİ DERS
21 Temmuz 2024 04:25
224
A+
A-

Hüseyin Özbek

Yunan şarkıcı Despina Vandi’nin sahne alacağı konserin düzenleyicisi kurumun duyurusuyla başlayalım yazımıza: “Yunan müziğinin en büyük isimlerinden Despina Vandi, gelirin Türk Eğitim Vakfı’na aktarıldığı muhteşem bir konser için 17 Temmuz’da Çeşme Açıkhava Tiyatrosu’nda! Açılış: TEV Gönüllüleri Eğitime Destek Korosu.”

İkinci olarak, Yunanlı sanatçının, hala sürmekte olan tartışmalara neden olan tavrına gelelim.İlanı günler öncesinden yapılan, biletleri kapışa giden konser, Despina’nın, Atatürk posteri ve Türk bayrağı sahneden indirilmeden konsere başlamayacağı dayatması üzerine iptal edildi.  Sahneye çıkan Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, Despina’nın Atatürk ve Türk bayrağının indirilmesi talebini şiddetle kınayıp derhal ülkeyi terk etmesini istedi. Ardından TEV Gönüllüleri Korosunun konseriyle devam eden gecede seslendirilen İzmir Marşına seyirciler de çoşkuyla iştirak etti.

Üçüncü olarak Despina bir densizlik yapmış deyip, olayı burada kapatalım mı yoksa biraz arka planına mı bakalım? Soruna geçmişiyle, şimdiki haliyle ve geleceğiyle irdeleyip, üç boyutlu görmenin daha sağlıklı olacağını düşünenlerdeniz. O halde biraz geriye gidelim.

Despina, Milli Mücadele döneminde, Orta ve Doğu Karadeniz’de Pontus Rum devleti kurmak için ayaklanan Osmanlı uyruklu bir aileden geliyor. Evdeki Pontus hesabının Sakarya’da, Dumlupınar’da bozulup, 9 Eylül’de İzmir’de son noktanın konulması hiç kuşkusuz ayrı bir yazının konusudur.

Karadeniz’de kuramadıkları Pontus’un adını, Mübadele ile gönderildikleri Yunanistan’da yerleştirildikleri kasaba ve köylere vermekle yetinen Pontus tayfasının, Atatürk’e ve Türk Milletine olan bitmez tükenmez kinini bilmeden Despina’yı çözemezsiniz! Yunan Parlamentosu’nun çıkardığı Pontus Soykırımı yasasını, Selanik’te, Atatürk’ün doğduğu evin arka sokağına dikilen Pontus Soykırımı anıtını, her 19 Mayıs’ta bu anıtın önünde Yunan devlet yetkililerince yapılan Pontus soykırımı kurbanlarını anma toplantısını, bazı devletlerin Pontus soykırımını yasalaştırma aşamasında olduğunu bilmeden,  Ermeni soykırımı iftirasının ikiz kardeşlerinin yolda olduğunun farkında olmadan, Türkiye’ye kurulan tuzağın büyüklüğünü göremezsiniz. 

Şimdi suyun beri yakasındaki konser düzenleyicilerine soralım. Despina’nın bilinçaltındaki Türk ve Atatürk düşmanlığından, Pontus Soykırımını anma etkinliklerine verdiği aktif destekten,Türk Kurtuluş Savaşına attığı iftiradan, konser gününe kadar haberdar mı değildiniz, yoksa önemli olan suyun iki yakasının kültürel buluşması, gerisi önemsiz diye mi düşündünüz? İzmir’de önemli bir kültürel mekana, Troya’yı yerle bir eden saldırgan Yunan Ordusunun Başkomutanı Agamemnon’un adını verip, suyun öte yakasına şirinlik eden önceki dönem İzmir Belediye Başkanına soralım:  Atatürk’ün; “Askerlik şerefinden yoksun katiller sürüsü” dediği, işgalci Yunan Ordusunun, Milli Mücadele’de sivil halka yönelik tecavüz ve katliamları hiç aklınıza gelmedi mi? İzmir’in sembolü Hasan Tahsin’den,  9 Eylül’de yaralı halde ay yıldızlı bayrağı göndere çeken Yüzbaşı Şerafettin’den, “Zito Venizelos” diye bağırmadığı için Yunan süngüleriyle şehit edilen Yarbay Süleyman Fethi Bey’den de utanmadınız mı?

Şimdi de milli duyarlığı, köreltmeye, insanımızı Yunan hayranı yapmaya yönelik dizilere, sinema filmlerine teşvik primi veren Kültür Bakanlığı yetkililerine, sponsor olan kimi tekelci sermaye sahiplerine soralım. Suyun öte yakasında, Türk düşmanlığı siyasi iktidarlara göre değişmeyen bir devlet politikası iken ve her kuşaktan Despinalar böyle bir kültürel iklimde yetişirken, suyun beri yakasında kültürel narkozla bilinç kaybı yaratmayı  size kim ya da kimler telkin ediyor? 

Yunan basınına verdiği demeçte; “Türk bayrakları ve Atatürk posterleriyle dolu bir etkinlikte herhangi bir Yunan sanatçının sahne alması tarihi hafızaya hakaret olurdu. Hele ki Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesinin 50. yıldönümünde…” diyen Despina’ya, suyun beri yakasındaki derin aymazlığın, bilinç kaybının ulaştığı boyutları gözlerimizin önüne serip yüzümüze çarpıverdiği için bir kez daha teşekkür edelim !  

Azim ve Karar, 20 Temmuz 2024