UTANIN!
Ceyhun Balcı
Önce erkekler şu günlerde de kadınlar dünya voleybol şampiyonasında ter döküyor. Öteden beri kadınların gerisinde kalan erkeklerde de kıpırdanma sevinç yarattı.
Kadınlar bildiğimiz gibi.
Ata’nın kızları, her geçen gün karanlığa gömülen Türkiye’nin üzerine doğan güneş gibi.
Türkiye’nin iki baskın sporu futbol ve basketbol afyon niyetine kullanılırken, her geçen gün düzey yitirirken ve tel tel dökülürken voleybol, özellikle de kadın voleybolu iktidara inat başarılı çizgisini koruyor.
Bu başarıdan çıkartılacak bir önemli ders her bireyin koşullar ne olursa olsun ülkesi için, milleti için çalışması çabalaması gereği olabilir.
Bahisler ve yayın gelirleri yoluyla paraya boğulan futbol ve basketbol “yerli ve milli” söylemlerinin tersine yabancı cennetine dönüşürken voleybol kulüpler düzeyindeki başarıyı ulusal düzeye taşıyarak her iki baskın dala ders veriyor.
Geçen ay basketbol Avrupa şampiyonasında çeyrek finalin kapısından dönen millilerin yaşadığından ders çıkartılmadığı görülüyor. Son anlardaki iki bireysel hata göze gözükendi. Gözükmeyense yerli ve millinin önünün alabildiğine kapatılmış olduğuydu.
Örneğin, son iki yılın Euroleague şampiyonu Anadolu Efes’te son dörtlü finalin son maçında yerli oyuncuların aldığı sürenin 0 (sıfır) saniye olduğu gerçeği görmezden gelindi.
Futbolda geçen ayı Faroe ve Lüksemburg bozgunlarıyla kapattık. Futboldaki varlıkları addan öteye geçemeyen iki ülkenin koca(!) Türkiye’ye verdiği ders ne denli algılandı?
Futboldaki dağınıklığın ve düzeysizliğin her yıl transfere hatırı sayılır paralar döken kulüplerimiz düzeyinde de derinleşiyor olduğu görülüyor. Hemen bu yıl şampiyonluk beklentisi kalıcı ve sürdürülebilir başarılara giden yolda yürünmesini güçleştirdiği kesindir.
Günümüzün kaçınılmaz gerçeği olan “sporda yabancı ve devşirme” konusu voleybolda dengede tutulabildiği için ulusal başarılardan söz edebiliyoruz.
Kadın voleybolunda takımın koçu Guidetti bir yana bırakıldığında tek yabancı/devşirme yok. O Guidetti ki, fırsat bulduğunda Van, Muş, Bitlis, Diyarbakır yollarına düşüp yetenekli kızlarımızı voleybola kazandırma kaygısı içindedir. Bir bakıma adı yabancı olsa da bizleşmiştir.
Buna karşılık futbolda ve basketbolda adıyla, sanıyla Türk olanların yabancılaştığı da gözlerimizin önüne serilen bir başka ibretlik gerçektir.
Andığım gerekçelerle futbol ve basketbol ortamındaki yanlışların oluşmasına yol açanlara (yöneticisinden izleyenine varıncaya dek) UTANIN diyorum.
Bu nedenle futbol ve basketbol izlemekten soğuduğumu, voleybol izleyiciliğimin ise olanca coşku ve heyecanla sürdüğünü söyleyebilirim.
Voleybol maçları sonrasında uzatılan mikrofonlara akıcı İngilizceyle verdikleri demeçler kadın voleybolundaki kültürel düzeyi yansıtması bakımından da önemlidir.
Ülkenin üzerine doğan güneşe eşdeğer voleybolun tüm bileşenlerinin hakkını teslim ederek bu ortamda yaratılan başarılarla doya doya övünebiliriz…
Almasını bilen için son derece değerli dersler vardır özellikle kadın voleybolunda.
Azim ve Karar, 06.10.2022