ÖKÜZ VE TRAKTÖR
Ceyhun Balcı
Bankaya borcunu ödeyemediği için traktörü elinden alınan çiftçimizin bir görseli dolaşıyor ortalıkta. Bu yıkımı yaşamış bir kişinin iktidar sevgisi ve muhalefet yergisi doğal olarak şaşırtıyor insanları. Kişi oy verme kabinine cep telefonuyla girerek kendince kısa bir belgesel çekmiş anlaşıldığınca. Göstere göstere AKP’ye oy verdiğini kayıt altına almış.
Aklıma takılıveren iki soru :
- Bu kişinin akıl ve ruh sağlığı yerinde midir? Aynı soruyu kendim için de sormuş olayım.
- Cep telefonuyla oy verme kabinine nasıl girmiştir? Yine oradaki sayıklamaları sandık kurulunun ilgi alanına nasıl olup da girmemiştir.
Bu örnekten yola çıkıp bu olayın kahramanı vatandaşımıza sövüp saymak işin kolayı!
Zora yönelip olayı anlamaya ve tarihten bir örnekle bağlamaya çalışalım!
Otuzlu yıllarda bir gün.
Atatürk İstanbul’dadır. Devletin başındaki yoğun çalışmasını küçük kaçamaklarla kesintiye uğratmaktadır. Kaçamakların birisi soluklanmasını sağlamasının yanı sıra vatandaşın durumunu anlamasını sağlayacaktır.
Korumaları ve diğer ileri gelenleri atlatarak otomobille Çekmece’ye doğru yol alırlar. Temiz hava iyi gelecektir. Kafadaki sorunları dağıtmaya da yarayacaktır bu kısa yolculuk.
Araçla ilerlelerken tarlada sabanına koştuğu tek öküzle zor zahmet çalışan bir köylü ilişir gözüne. Hemen durdurur aracını.
Köylünün yanına varıp söyleşmeye başlar.
Sabana koştıuğu tek öküzden yola çıkarak başlar sorgulamaya.
Köylünün ikinci öküzüne borcu nedeniyle el konulduğunu öğrenince ilgisi artar. Elbette üzüntüsü de…
Olan olmuş deyip geçmez.
İşi büyütmeye karar verir.
Dolmabahçe’deki sofrasına çağırtır köylüyü.
Sofrada başbakan İsmet Paşa da vardır.
Köylü söylediğine söyleyeceğine pişmandır başına geleni.
Ama, diğer yanda da Atatürk vardır.
Başına geleni bir de bu sofrada dile getirmesi isteğini utana sıkıla yerine getirir.
Atatürk bir köylünün başına gelenden yola çıkarak önemli bir sorunu tartışmaya açmak ve elbette çözümlemek amacındadır.
Oysa, çok değil birkaç yıl önce aşar vergisi kaldırılmış. Köylüye rahat bir soluk aldırılmıştır. Yaşanana bakılırsa köylünün boğazına aşarın yerine çöken başka bir sorun vardır.
Traktörüne el konulan çiftçimizi ileri gelenlerden arayıp soran olmuş mudur? Olsaydı, büyük törenlerle basına yansıtılırdı bu ilgi.
Önemli tarım aracını yitiren çiftçimiz buna karşın yönetenlere sevgi duyabiliyorsa, hiç gerek yokken muhalefete tepki verebiliyorsa üzerinde durulmayı gerektiren bir durum var demektir.
Böylesi yıkımlar yaşayan vatandaşların iktidar tutkularını koruyor olmaları hem siyaset kurumuna hem de toplumbilimle uğraşanlara önemli görevler yüklüyor.
O önemli görevleri üstlenmelerini dileyelim.
Kimsezilerin kimsesi Cumhuriyet’le günümüzde başka bir şeye evrilen Cumhuriyet’in tutum ve nitelik farkını da unutmamak üzere belleğimize kazıyalım.
“Önce ekmekler bozuldu” diyen Oktay Akbal’a öykünüp sakın “önce yurttaşlar bozulmuş olmasın” demekle yetinelim.
Azim ve Karar, 21.05.2023