ANIYA SAYGI

ANIYA SAYGI
18 Eylül 2023 15:01
202
A+
A-

Ceyhun Balcı

Kadıköy’de Fenerbahçe’nin maçlarını oynadığı Şükrü Saraçoğlu stadının adı Atatürk olarak değiştirilince bir coşku, bir kıvanç, bir gurur! Sormayın gitsin!

Beni tanıyanlara anlatmama gerek yok!

Ama, tanımayanlar bu köşedeki yazılarımı gözden geçirirlerse, CHP’nin zahmet edip bakmadığı sosyal medyaya bakarlarsa eğilimimi, duruşumu öğrenebilirler. Buna bağlı olarak da, hiç kimsenin bana “vay sen yoksa Atatürk’e karşı mısın?” efelenmesinde bulunmasına gerek kalmamış olur.

Türkiye, adların, yerlerin ve yerleşik değerlerin kolayca yerle bir edilebildiği yere dönüştü. Özellikle son yıllarda yaşayan kişilerin adları sınır ve kural tanımaksızın her yere verilir oldu.

Saraçoğlu stadındaki ad değişikliğiyle ölülerin de rahatsız edildiğini gördük.

Başlangıçta vurgulamakta yarar var!

Fenerbahçe spor kulübü FETÖ saldırıları karşısındaki dik duruşuyla ve kararlılığıyla FB yandaşı olsun olmasın tüm toplum kesimlerinin övgüsünü aldı. Bu sırada, şampiyonluk avına çıkan ve farkında olarak ya da olmayarak FETÖ kumpasında saf tutanlara bile rastlandı.

Şükrü Saraçoğlu (1886-1953) kimdir sorusuyla başlayalım.

Milli Mücadele’nin başladığını haber alır almaz arkadaşı Mahmut Esat Bozkurt’la birlikte İsviçre’den Anadolu’ya dönmüştür. Bu dönüşün bir geminin ambarına gizlenerek yapıldığını da ekleyelim.

İzmir’de yapılan Türkiye İktisat Kongresi sırasındaki etkinlikleriyle öne çıktığı bilinir.

Mübadele komisyonlarında da görev almıştır.

1930’da İsmet İnönü başbakanlığındaki hükümette maliye bakanı olarak görev almıştır. Bu görevi sırasında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın kuruluşunda bulunmuştur. Yıllar sonra soyadını taşıyan torunu Merkez Bankası başkanlığı yapmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin 5. Başbakanıdır. (1942-1946)

Başbakanlığı 2. Dünya Savaşı’nın çalkantılı ve duyarlı dönemine rastlamıştır. İkinci Dünya Savaşı, gerçekte bir öncekinde yarım kalan hesabın kapatıldığı savaştır. Türkiye bu hesabı 1922’de kapattığı için 2. Dünya Savaşı’nı hiçbir şekilde kendi savaşı olarak görmemiştir. Bu yaklaşımla savaşın ne pahasına olursa olsun dışında kalma kararlılığı Türkiye açısından birincil önem taşımıştır.

Bu kararlılığın o günün zorlu koşullarında Türkiye’nin önüne ciddi bir fatura çıkardığı da tartışmasızdır.

Savaşa girmese de ekonomik fırtınayı aşmak köktenci önlemleri ve uygulamaları gerektirmiştir.

Çözüm olarak Varlık Vergisi konmuştur.

Oldukça zorlu bir uygulamadır. Bugün de benzeri gereksinim içinde olan Türkiye’nin güncel yöneticileri bu yola sapmak yerine tüm milletin sırtına binmeyi yeğlemektedirler.

Milli Mücadele sırasındaki Tekalifi Milliye uygulamasını anımsayalım. Varlık vergisi de tıpkı o zor koşullardaki tekalifi milliyeye eşdeğer bir uygulamadır. Gayrimüslimlerin bu uygulamayla tüketilmeleri savları en iyi olasılıkla bilgi eksikliği kaynaklıdır. Varlık gayrimüslimlerde olduğu için onlara odaklanmıştır devlet. Varlığı olmayandan vergi alınması olanaksız olduğuna göre.

Bu arada, varlık vergisini hedef olarak belirleyenlerin “ne yapılmalıydı?” sorusunu akıllarına getirmedikleri de bilinen durumdur.

Zor zamanların başbakanı Şükrü Saraçoğlu onca zorlukla baş etmeye çalışması yetmemiş gibi bu bağlamda da abartılı ve duygusal suçlamalarla karşılaşmıştır. Ölümü sonrası da sürmüştür bu suçlamalar.

Saraçoğlu’nun bir başka özelliği Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlığı yapmış olmasıdır. Maça girmek için bilet kuyruğuna girecek denli alçakgönüllü bir kişiliktir.

Saraçoğlu kişi olarak hedefe konsa da asıl hedefin Cumhuriyet olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Doğrudan Cumhuriyete ve Atatürk’e saldıramayanların kendilerince belirledikleri kolay ve risksiz hedeftir.

Ad değiştirmek kolay görünse de önemli bir eylemdir.

Fenerbahçe spor kulübü üyeleri bu eylemi birkaç saniye içinde gerçekleştirmişlerdir.

Bu noktada tartışmanın Atatürk adıyla ilgili olmadığını bir kez daha anımsatmakta yarar görüyorum.

Bu değişikliği uygulamaya koyanların birilerine danışmayı akıl edip etmedikleri konusunda bilgimiz yok.

Böyle bir değişikliğin, Atatürk adına karşın neler çağrıştıracağı, kimleri sevindireceği düşünülmüş müdür?

Her ne kadar, ad değişikliğini onaylayanlar Fenerbahçe Spor Kulübü üyeleri olsa da, bu işe ön ayak olan kulüp yönetimidir. Kulüp yönetiminin niyetini okumak ya da onları doğrudan kötü niyetle ilişkilendirmek doğru olmaz. Ama, bu ad değişikliğinin öngörülmemiş sonuçlarına değinmek de kaçınılmaz görevdi.

Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi huyu olduğunu bilmenin rahatlığıyla bekleyip göreceğiz.

Azim ve Karar, 18.09.2023

Okuma önerileri :

  1. Cumhuriyetin Üç Fedaisi (Dr Reşit Galip-Mahmut Esat Bozkurt-Şükrü Saraçoğlu) Özdemir İnce, Tekin Yayınları.
  2. Savaş, Türkiye, Varlık Vergisi, Cahit Kayra, Tarihçi Kitabevi.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.