BÜTÜN ÇEKTİKLERİMİZİN SORUMLUSU CÜCE SİYASİLERDİR!
AKP iktidara gelmeden önce sözde soykırımı tanıyan birkaç ülke vardı. AKP’den sonra neredeyse önüne yaprak kapayanlar bile tanıyacak hale geldi. Niçin?
“ABD+F-CİA” ile birlik olup kendi ordusuna kumpas kuran, Ordu’nun savaş sırlarının düşman devletlere servis edilmesine önayak olan bir hükümeti kim ciddiye alır söyler misiniz?
Ordusunun başına çuval geçiren ABD’nin askerlerine dua eden, ASKERİN BAŞNA çuval geçirilirken resim çeken Neçirvan Barzani’yi kırmızı halılarla karşılayan bir iktidarı kim ciddiye alır? Beyzbol sopası gösterildiğinde sineye çekenler bu ülkenin onurunu koruyabilir mi?
Bir danışman vardı. Hani fındık borsasını Avrupa’ya taşıyan fındıkçı… Hatırlayın! Ne demişti Amerikalılara? Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nı kast ederek;
“Deliğe süpürmeyin, kullanın” dedi. Ben o gün utancımdan yerin dibine geçtim. Muhatapları duymamazlığa geldi. O fındıkçıya kimse bir şey söylemedi. Hesap sormadı. Hakkında bir dava bile açılmadı.
Biden sözde Ermeni soykırımı iftirasını kabul etti!
Ne bekliyordunuz? BOP Sevr değil mi? Sahi, BOP Eşbaşkanı kim?
Ege’de İstanbul kadar nüfusu olan Yunanistan’a adaları hibe eden ve gıkını çıkarmayan kim?
Kendi malvarlığı ve koltuğunu ülke çıkarlarının üzerinde tutan bir iktidarı ayakta tutan ülkem;
Savcılarıyla, bürokratlarıyla, valileriyle, güvenlik güçleriyle, muhalefeti ve seçmeniyle bu rezil tablonun suç ortağıdır! Bu ülkeyi 1919 şartlarına getirenleri yıllardır yazıyoruz. Kim umursuyor?
*** ***
Emperyalist devletler PKK’yı nasıl kullanıyorsa, bu yalan soykırımı da aynı devletler kullanıyor. Terörü destekleyen ülkelere ülkenin yer altı ve yerüstü kaynaklarını peşkeş çekersen, seni kim ciddiye alır? Hazır vermeye başlamışsın, gerisini niye istemesin?
Hedef;
Tanınma, tazminat, toprak…
Sen Van Akdamar Adasında kadınlarımıza tecavüz edilen kiliseyi onarıp, tepesine de bir çan dikersen, bunun adı iki ülke arasında ilişkileri geliştirmek olmaz. Müslüman Türk kadınının, yani Türk Milletinin Onurunu hiç saymak olur. O adada tecavüze uğrayan, canını ve namusunu kurtarmak için Van Gölüne atlayan şehitlerimizi incitir. O kilise bu milletin cebinden alınan parayla onarıldığında haykırdım. Bu kilisenin açılışı Türk Kadınına, kadınlarımıza hakarettir dedim! Kim umursadı?
ASEF(Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Federasyonu) Akdamar Adasına şehitlerimiz için bir anıt dikmek istedi. AKP’nin Turizm ve Kültür Bakanı izin vermedi. Efendim, Ermenistan ile iyi ilişkiler kuruyorlarmış, o nedenle izin veremezlermiş(!)….
*** ***
Türkiye öylesine kritik bir bölgede konumlanıyor ki? Gerçekten milli ve yerli bir yönetimimiz olsaydı, bu konum bizi yıldız yapardı. Dört mevsimi yaşayan, 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke… Asya, Avrupa, Afrika üçgeninin ortasında bir kapı… 10 Kasım 1938 yılından sonra bu konumu Türk Milletinin yararına kullanamayan veya kullanmayan bütün siyasiler bu ülkeye ihanet etmiştir. Bilerek ya da bilmeden…
Türkiye Cumhuriyeti Devletini yönetenler, Ermenileri maske yapan emperyalizme karşı hep savunmada kaldı. Oysa en iyi savunma saldırıdır.
Kendi devletini işgal güçleriyle birlikte arkadan vuran, genç erkekler savaştayken sadece yaşlıların, kadınların ve çocukların kaldığı köylerde acımasız katliamlar yapan hain Ermeniler ülke içinde yer değiştirmek zorunda kalmış… O dönem Türkler Meclis-i Mebusan’da yok. Osmanlı yönetiminde Ermeni ve Rumlar söz sahibi… Mağdur olan Türkler… Ezilen, en aşağılık biçimde öldürülen Türkler ama bizi yönetenler savunma halinde; ezik ve beceriksiz!
Bunca yıldır her siyasi 24 Nisan geldiğinde, ABD ne diyecek diye bir marabanın ruh haliyle kıvranıyor. Oysa onca yıldır tarihi kaynaklar saldırı olarak kullanılmalıydı. Ermenileri kullanan Rusya, Amerika, Fransa, İngiltere gibi ülkelerin gerçek yüzü filmler çekilerek anlatılmalı, televizyonlarda gösterilmeliydi. Toplu Müslüman mezarları, Müslümanların doldurulduğu kuyular Türk Soykırım müzesi haline getirilmeli, o müzelerde gösterilen filmler tarihi gerçekleri düşmanın suratına bir tokat gibi indirmeliydi. Ne yazık ki tarih kitaplarımızda bile bu gerçekler yazmıyor. Kara bir el yok etmiş hepsini.
Ermeni tarihçi Levon Panos Dabağyan Ermeni soykırımı olmamıştır der. Bir programda Emperyalist devletlerin Osmanlı Ermenilerini önce dini yönden ayrıştırdığını, sonra Osmanlıya saldırttığını ayrıntıları ile anlattı ve hayati bir soru sordu. Dedi ki;
“Ben kitaplarımda bütün bu gerçekleri anlattım. Türk devleti bu yazdıklarımı okullarında neden okutmuyor?”
Gerçekten, bu kadar önemli bir kaynak, hem de Ermeni kökenli bir vatandaşımızın belgeleriyle anlattığı 1915 olayları okullarımızda neden okutulmaz?
Bizi yönetenler Türk olmadığı için olabilir mi?
Bizim ABD, İngiltere, Yunanistan, Fransa, Rusya gibi ülkelerde okuyan, yaşayan soydaşlarımız soykırım yalanını okumak zorunda kalıyorsa, o ülkelerin vatandaşları da gerçek soykırımın ne olduğunu Türkiye’de okuyarak, seyrederek öğrensin. VAR MI YÜREĞİNİZ? YAPACAK YÜREĞİNİZ VAR MI?
Kimileri de Cezayir, Kızılderili soykırımlarını tanıyalım diyor. Güler misin, ağlar mısın? Bize yapılan iftiraları gerçek soykırımla nasıl eşitlersiniz? Türk Milletine bu kadar uzak mısınız? Meclisimizden “Türk Soykırımı yasası” çıkartalım demek hiç aklınıza gelmiyor mu? Gelmiyor! Çünkü Türk gibi düşünmeyi bilmiyorsunuz!
Ayrılıkçı Ermenilerin en güçlü olduğu ülke Türkiye’dir! Bu gerçeği asla unutmayın! Hem de en kritik noktalarda kimliklerini saklayarak görev(!) yapıyorlar. Siyasette, bürokraside, sinemada, medyada…
Türkler ne siyasette, ne ticarette, ne bürokraside kendine yer bulamıyor. Hatta; basında, sinemada bile… Kahramanlık hikayeleri ile dolu tarihimiz bu ülkede neden film olmaz sizce? Türkler gerçekleri, atalarının tarihini hatırlamasın diye değil mi?
Bulgaristan Müslüman Türklere asimilasyon ve zulüm politikası izlediğinde TRT’de Belene Kampını anlatan bir film gösterilmeye başladı. O zaman ne oldu biliyor musunuz? Bulgaristan Türkiye ile anlaşmak için talepte bulundu. Ve Türkiye Soydaşlarımızı Türkiye’ye getirebildi.
*** ***
Bu önerilerim Yunanistan için de geçerlidir. Yunanistan Pontus Soykırım anıtı dikti.
Askerleri İzmir’i ve kaçarken geçtiği bütün köyleri, beldeleri yakan, hamile kadınların karnını yarıp bebeleri kılıçlara takan, Türk kadınlarının meme uçlarını kesip hatıra diye ceplerine dolduran Yunanistan Türk Milletine iftira ederken bizim siyasiler ne yapıyor? Hiç! Ege’de Türk adalarını vermeye devam ediyor.
Yunanistan saldırıya hazırlanıyor. Yunan ajanları Türkiye’de cirit atıyor. Ülke ajan cenneti… Sahipsiz ülke, soran yok. Yakalayan yok! Yunanistan Kurtuluş Savaşımızda olduğu gibi arkasına emperyalist ülkeleri almadan Türkiye ile savaşmayı göze alabilir mi? Arkasında Amerika olmadan Ege Adalarımızı işgal edebilir mi? AKP adaları gizli bir anlaşmayla vermemiş olsa adaların işgaline ”görmedim, duymadım” oyunuyla sessiz kalabilir mi? Üstelik müebbet hapislik bir suç olduğunu bile bile…
Türkiye’yi Türkler yönetseydi;
Yunanistan’ın tarih boyunca yaptığı Türk Soykırımını Meclisten geçirir, Yunan askerlerinin en aşağılık biçimde yaptığı katliam, tecavüzleri okul kitaplarına koyardı. Katliam yaptığı illerimize şehitlerimiz için anıtlar diker, müzeler yapar, o müzeleri ziyaret edenlere Yunan askerlerinin yaptığı katliamları film olarak gösterirdi. Tabii ki Yunanistan’ı Anadolu’ya gönderen emperyalist devletleri de anlatarak… Var mı yüreğiniz, ya da niyetiniz?
Ege Adalarının işgalinden sonra gördük ki;
Siyasette, bürokraside, askeriyede güçlü bir Yunan Lobisi de var.
O zaman hedefimiz;
Siyaseti, ticareti, bürokrasiyi, istihbaratı Türkleştirmek olmalıdır!
*** ***
Artık gerçekleri görün! Ve onurumuza sahip çıkmak adına, ABD üstlerinin kapatılması için ayağa kalkın!
Ülkede 6. Filoya defol diyenleri ezip, 6. Filoya secdeye duranları iktidar yaptıysan, kendi mezarını zaten elinle kazdın demektir!
Azim ve Karar, 27.04.2021.