BİR KEZ DAHA PASAPORT ÜZERİNE

BİR KEZ DAHA PASAPORT ÜZERİNE
4 Temmuz 2021 00:30
530
A+
A-

Bundan kısa süre önce pasaport üzerine yazmıştım. Pasaport bir ülkenin kutsal değerlerinden biri. Onun gördüğü saygı ya da aşağılama pasaport sahibinin ülkesine yapılmış oluyor. Bu duruma son örnekte olduğu gibi pasaportun saygınlığını korumakla yükümlü olan devletin özensizliği yol açınca çekilen acı da katlanıyor.

Geçen yazıda dıştan bakan bir gözün izlenimleri paylaşılmıştı.

Bu yazıda paylaşılanlar bire bir deneyime dayalıdır.

On gün kadar önce Helsinki yoluna düştük. Turistik bir amaç taşımıyordu bu yolculuk. Helsinki’ye yerleşen oğlumuzu ziyaretti amaç.

Eşim ve ben hekimiz. Dolayısı ile küresel salgının herkesten çok farkındayız. Bu yolculuğa karar vermek kolay olmadı elbette. Ama, aşılanmış olmak ve gideceğimiz ülkedeki Covid olgularının azlığı özendirici rol oynadı.

Görevli pasaportu üzerinden yürütülen insan kaçakçılığının hem görevli pasaportu hem de özel pasaportlar üzerinde baskı ve kuşku yaratması kaçınılmazdı. Bu bilinçle yeşil pasaportumuza güvenmenin yanı sıra Finlandiya büyükelçiliğiyle yazışmayı da unutmadık. Vize gereksinimi olmadığı ama küresel salgın kaynaklı gereklilikleri yerine getirmemiz gereği anımsatıldı.

Yolculuktan önceki 72 saat içinde yapılması koşul olan PCR testini yaptırdık. Aşı kartımızın çıktısını da yanımız aldık. Sabaha karşı İzmir havaalanına ulaşıp yolculuğa çıkmayı umarken THY yetkililerince sorguya çekildik. Ne amaçla gittiğimiz sorusuna orada yerleşik oğlumuzu ziyaret yanıtını verdik. Yetmedi bu bilgi. Bir çağrı yazısı ya da başkaca bir belge soruldu. Finlandiya büyükelçiliğiyle yazışmamızı gösterdik. Böyle bir belgeye gereksinim olmadığını anlatmaya çalıştık. Bu da yetmedi.

Vazgeçmek üzereydik! Sabaha karşı oğlumuzu arayarak oradaki oturma iznine ilişkin bir belge olup olmadığını sorduk. Finlandiya yetkilileri oturma iznini gösteren bir kart vermişler. O kartın görselini THY yetkililerine göstererek uçağa binebildik. THY yetkililerine verdiğimiz bilgilerin İstanbul’daki emniyet yetkililerine bildirildiği bilgisinin verildiğini de ekleyelim.

Buradaki soru şu!

THY herhangi bir yolcunun yolculuğunu sorgulayabilme hakkına sahipse buna ilişkin sorgulamayı biletleme aşamasında yapmayı neden düşünmez?

Sağlıkla Helsinki’ye indik.

Orada karşılaştığımız davranış kurallar içinde kaldı. Türkiye’de yaptırdığımız PCR testi kabul gördü. Aşı kartımıza bakma gereği bile duyulmadı. Finlandiya’ya girişimizden 72 saat sonra yeniden PCR testi yapıldı. Üstelik bu hizmet için para ödememiz de gerekmedi.

Birkaç gün sonra günübirlik Tallinn (Reval) gidiş gelişi yaptık Helsinki’den. Bu da ilginç bir deneyim oldu bizim için. Yakın da olsa bir başka ülkeye geçip geri dönmüş olacaktık. Ne gidişte ne de dönüşte pasaportumuza damga vurma zahmetine bile girmediler. Helsinki’ye dönüşte iki doz Sinovac aşımızı gösteren aşı kartlarımız olmasa Helsinki’ye kabul edilmeyebilirdik. Çok işimize yaradı. Uzun kuyrukları kısa sürede aşmamız bu belgeyle kolaylaştı.

Biri birine bu kadar yakın ve kültürel bakımdan da özdeş konumdaki Finlandiya ve Estonya’nın dışarıdan ülkeye gelenlere bakışı küresel salgınla ilgili özenlerini de yansıtması bakımından anlamlıydı.

“Bir yanda ne olursan ol gel diyen Estonya.”

Diğer yanda kurallara uygun belgeler soran Finlandiya.”

Bizi bekleyen asıl sürprizin farkına varmamız için geri dönüş yoluna çıkmamız gerekecekti.

Helsinki havaalanına geldiğimizde T.C. Sağlık Bakanlığı uzantılı bir internet sitesindeki formu doldurmamız istendi. Ayaküstü bu gerekliliği yerine getirdik.

“Aşılandım! Keyfini çıkart!” diyebilecek kadar yabancılara şirin gözükebilen Türk devleti kendi yurttaşlarından aynı şirinliği her nedense esirgiyordu böylelikle. E devlet denen olgu gerçekse aşı kartı göstermemin istenmesi ne anlam taşıyordu?

Son 72 saatte yapılmış PCR testi, hastalığı son altı ayda geçirmiş olduğumuzu gösteren belge ya da aşı kartı gösteremezsek kendi ülkemize dönmemiz olanaksızlaşacaktı. Neyse ki çıktısını aldığımız aşı kartı burada da kurtarıcımız oldu.

Hem başlangıçta İzmir’de hem de dönüş öncesi Helsinki’de yaşadıklarımız Türk devlet yetkililerinin salgın ortamındaki hazırlıksızlığını göstermesi bakımından ibretlikti.

Gidişte istenen bilgi ve belgelerin işgüzarlık ürünü olduğu çok açıktı.

Dönüşte istenen bilgi ve belgelerle ilgili olaraksa önceden bilgilendirme yapılabilirdi.

Türkiye’de dinlencesini geçirecek olan ve böylelikle ülkemize bir miktar döviz bırakacak olan yabancıya gösterilen gereksiz ve yanlış kolaylığa karşılık ülkesine dönmekte olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına karşı sergilenen özde doğru ama orantısız yaklaşım zihnimizde beliren soru işaretlerinin önde gelen nedeni oldu.

Devlet geleneği ve ciddiyeti hem pasaportun hem de ülkenin korunmasını gerektiriyor. Pasaportu insan kaçakçılığına kurban eden hoyratlığın salgın gereği istekleri doğru olsa da inandırıcı olmaktan uzak kalıyor.

Azim ve Karar, 04.07.2021

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.