İKİ YILDÖNÜMÜ

İçerideki işbirlikçilerin Öcalan’ı TBMM’ye çağırma aymazlığının altında yatan kök neden Türkiye’nin ekonomik ve siyasal bağımsızlığını yitirmiş olmasıdır.

Barışı sağlama ve teröre son verme sözleriyle görülmesi engellenen emperyalin Türkiye’ye diz çöktürme girişimidir.

Daha düne kadar meydanlarda ip atma tiyatrosu sergileyenlerin açtığı yolda terörün döpiyesli, kravatlı uzantıları boy göstermeye başlamıştır.

İKİ YILDÖNÜMÜ
19 Şubat 2025 08:39
103
A+
A-

Ceyhun Balcı

17 Şubat 1923. Türkiye İktisat Kongresi yapıldı.

18 Şubat 1952. Türkiye NATO’ya girdi.

Kurtuluş Savaşı’nın hemen sonrasında başlayan Lozan görüşmelerine ara verilince yapılan Türkiye İktisat Kongresi, Türklerin cumhuriyeti kurmadan önce dünyaya meydan okuması olarak da okunmalıdır.

Kongrede “tam bağımsızlık”, “egemenlik” ve “eşitlik” üçlemesiyle kendisini gösteren bu kararlılık Lozan’da 2. kez başlayan görüşmelerde emperyalin direncini kırmada önemli rol oynamıştır.

Türkiye’nin NATO suç örgütüne girişi ise Türkiye Cumhuriyeti’ni var eden, varlığına anlam katan değerlerin yok sayılması anlamına gelmiştir.

Tam bağımsızlık, egemenlik ve eşitlik gibi önemli ilkeler NATO’ya girişle birlikte tarihe karışmıştır.

Üç çeyrek yüzyıldır NATO kapısına bağlanan Türkiye ekonomik bağımsızlığını da yitirmiştir. Böylelikle askersel ve siyasal bağımlılık geri dönüşsüz şekilde pekişmiştir.

Örneğin, uçağını yapabilen Türkiye NATO üyeliğiyle birlikte bu yeteneğini yitirmiştir.

Son aylarda ortaya atılan “Terörsüz Türkiye” etiketli, “süreç” ve “paradigma” yaldızlı açılım tuzağına bu iki yıldönümü penceresinden bakılmazsa olan biten anlaşılmaz.

İçerideki işbirlikçilerin Öcalan’ı TBMM’ye çağırma aymazlığının altında yatan kök neden Türkiye’nin ekonomik ve siyasal bağımsızlığını yitirmiş olmasıdır.

Barışı sağlama ve teröre son verme sözleriyle görülmesi engellenen emperyalin Türkiye’ye diz çöktürme girişimidir.

Daha düne kadar meydanlarda ip atma tiyatrosu sergileyenlerin açtığı yolda terörün döpiyesli, kravatlı uzantıları boy göstermeye başlamıştır.

İmralı, Irak kuzeyi, Kandil arasında postacılık yapanların bebek katiliyle birlikte barış güvercini rolüne soyundukları görülüyor.

Tılsımlı kavramlar terörsüz Türkiye ve barış üzerinden geniş kitlelerin tutsak alınmaya çalışıldığını görüyoruz.

Her türlü kara propagandaya karşın terör duyarlılığı süren Türk milletinin tepkisi başta adliye olmak üzere birçok aygıt aracılığıyla etkisizleştirilmesi çabaları tavan yapmıştır.

Bugün yaşanmakta olan, Türkiye İktisat Kongresi aracılığıyla sergilenen meydan okumanın Lozan’da sağladığı başarının ve kazanımların hiçe sayılmasıdır.

Bir milletin bağımsızlığından vazgeçmesinin ne denli yıkıcı sonuçlar yaratabileceği yaşanarak anlaşılmıştır.

Keşke bu konuda her fırsatta çığlık atanlara, toplumu uyaranlara kulak verilseydi de bugünler yaşanmasaydı!

Türkiye’nin çıkış yolu bağımsızlığını, egemenliğini ve eşitliğini anımsamasından geçiyor.

Azim ve Karar, 19.02.2025