ULUSAL ANT
Ulusal Ant, ümmet kimliği veya bir alt kimlik yerine, millet kimliğinin ifadesidir.
Ulusal Ant “ırksal bir anlam taşımaksızın, Cumhuriyetle beraber ümmet olmaktan, kula kulluktan çıkarak, millet olmanın, yurttaş olmanın, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti demenin” ifadesidir.
Danıştay, 2018 ve öncesinde verdiği kararlarda, Ulusal Ant’ın Cumhuriyetimizin nitelikleri arasında yer alan Anayasa’nın başlangıç bölümündeki temel ilkeler ile Atatürk milliyetçiliğine de dayandığını belirtmiş ki, bu hükümler Anayasa’nın değiştirilemez hükümlerindendir.
ANT İLE İLGİLİ GENELGE VE YÖNETMELİKLER
Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip’in 1933 yılında yazdığı ulusal ant, aynı yıl uygulamaya konulup, bir genelgeye bağlandı.1 Bu genelgede 1972, 1997 ve 2012 yılında bazı değişiklikler de yapıldı.
1992 yılında çıkartılan yönetmeliğin 10. maddesinde andın, ilköğretim okullarının ilk beş sınıfında öğrencilerce, ders öncesi bahçede veya derslikte okunacağı ifade edildi.2
2003 yılındaki yönetmeliğin 12. maddesinde de andın, yabancı uyruklu öğrenciler için zorunlu olmadığı, ilköğretim okullarında ders öncesinde öğretmenler gözetiminde öğrencilerce okunacağı belirtildi.3
2013 yılında yönetmelikte tek maddelik bir değişiklik yapılarak ant ile ilgili 12. madde yürürlükten kaldırıldı.4
2014 yılında çıkartılan ve halen yürürlükte olan yönetmelikte ise ant ile ilgili herhangi bir hükme yer verilmedi ve ant uygulamasına dönülmedi.5
ANT İLE İLGİLİ İKİ DANIŞTAY KARARI
2008 yılında bir veli, o tarihte yürürlükteki yönetmeliğin andın okunmasına ilişkin 12. maddesinin ırkçılık içerdiği ve zorla okutulduğu gerekçesiyle kaldırılması isteğiyle MEB’e başvurdu. Bu başvurusunun reddi üzerine, düzenlemenin iptali için aynı yıl açtığı davayı Danıştay 2010 yılında reddetti. Yine bir başka velinin 2009 yılında aynı şekilde açtığı davayı da Danıştay 2011 yılında reddetti. Bu davaların temyiz başvuruları da 2014 yılında reddedildi. Bu kararlar, karar düzeltme yoluna başvurulmayarak kesinleşti.6
Bu davalarda MEB, andın ırkçılık taşımadığını, pedagojik formasyona aykırı olmadığını ifade etti. Danıştay da kararlarında, antta yer alan Türk ifadesinin, ırk anlamında olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran ve Türkiye sınırları içinde yaşayan halka, Türk Milleti denildiğini, ant uygulamasının çağdaş eğitime aykırılık taşımadığını belirtti.
Danıştay, red kararlarında andın, Anayasa’nın başlangıç bölümündeki temel ilkelere, Atatürk milliyetçiliği ilkesine, eşitlik ve vatandaşlık hükümlerine, Milli Eğitim Temel Yasası’na, İlköğretim ve Eğitim Yasası’na aykırı olmadığını, bu mevzuat uyarınca eğitimin Atatürk milliyetçiliği anlayışına göre yapılmasının da esas olduğunu, andın ayrımcılık yaratmadığını, ırkçılık içermediğini, ilgili uluslararası sözleşmelere de aykırı olmadığını açıklamıştır.
2013’te ant ile ilgili 12. maddenin kaldırılması üzerine, Eğitim-İş ve Türk Eğitim-Sen tarafından, bu işlemin iptali istemiyle Danıştay’da iki ayrı dava açıldı. Danıştay 8. Dairesi her iki davada da andımızı kaldıran işlemi 2018 yılında iptal etti.7
2013 yılında (öğrenci velisi olmayan) iki vatandaşımızca, andımızı kaldıran işlemin iptali istemiyle Danıştay’da ayrı ayrı açtıkları davalar, sıfat yokluğu nedeniyle reddedilmiş ve bu red kararları onanmış ise de Danıştay İDDK bu onama kararlarını 2018 yılında karar düzeltme aşamasında kaldırarak “ülkenin geleceği olan çocukların eğitimlerinin milli olmaktan uzaklaşmaması yönü dikkate alınarak öğrenci andının kaldırılmasına karşı her Türk Vatandaşının dava açabileceğini” kabul etti.8
2013 VE 2014 YÖNETMELİK DEĞİŞİKLİKLERİ
2013 öncesinde andın, ırksal içerik taşımadığını ifade eden AKP/MEB, çözüm sürecine girildiği dönemde ise demokratikleşme adı altında, önce 2013 ve sonrada 2014’teki yönetmelik hükümleriyle andı mevzuattan çıkarıp uygulamadan kaldırdı. 2018 ve öncesindeki kararlar 2018 ve öncesindeki Danıştay kararlarında andın İlköğretim ve Eğitim Yasası, Milli Eğitim Temel Yasası ve Anayasa’ya uygunluğu ortaya konuldu. Bu kararlara konu edilen Anayasa ve yasalardaki hükümlerde bugüne kadar bir değişiklik de yapılmadı.
2018 TARİHLİ DANIŞTAY 8. DAİRE KARARLARININ TEMYİZİ VE 2021’DE VERİLEN KARARLARI
Danıştay, iktidarın değişen işlemlerine rağmen kararlarını değiştirmedi. AKP/MEB ise, 2013 sonrasında, önceki görüşlerinden vazgeçip 2018’de iki sendika lehine verilen kararları temyiz etti. Erdoğan bu temyiz incelemesi devam ederken aynı yıl Danıştay’ı çok ağır biçimde eleştirdi. Temyiz incelemesi uzadıkça uzadı ve karar verecek kurullar birkaç kez değişti.
Danıştay İDDK şimdi, Anayasa’nın ve yasaların ilgili hükümlerinde hiçbir değişiklik olmamasına ve kendi kararlarına rağmen, adeta AKP/MEB’in “dün dündür” dediği gibi ve Erdoğan’ın eleştirilerini de gözetmiş olsa gerek “dün dündür” diyerek, Ayasofya kararında yaptığı gibi hukukun dışına çıkıp tamamen farklı yönde kararlara imza attı.
Görünen o ki çözüm süreci, bu sefer adı konulmadan, Anayasa’nın ve yasaların dışına çıkılarak, AKP/MEB ve Danıştay üzerinden Ulus kimliği hedef alınarak sürüyor.
Azim ve Karar, 17.03.2021
DİPÇE
[1] 10.5.1933 tarih ve 101 sayılı Milli Talim ve Terbiye Heyeti kararı; 18.5.1933 tarih ve 1749/42 sayılı Genelge
[2] MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliği; 7.8.1992-21303 RG
[3] MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliği; 27.8.2003-25212 RG
[4] MEB İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yönetmelik; 8.10.2013-28789 RG
[5] MEB Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği; 26.7.2014-29072 RG
[6] Danıştay 8. Daire, 2008/8395 E, 8.10.2010 T, 2010/5285 K; İDDK, 2011/160 E, 4.11.2014, 2014/3436 K
Danıştay 8. Daire, 2009/6614 E, 18.2.2011 T, 2011/982 K; İDDK, 2011/1432 E, 4.11.2014 T, 2014/3435 K (İDDK, temyiz incelemesi sırasında, yönetmelik hükmü kaldırılmış olduğundan, on üye bu nedenle temyiz başvurusunun reddine, diğer beş üye ise davanın açıldığı tarih gözetilerek kararın onanması yolunda oy kullandı)
[7] Danıştay 8. Daire, 2013/10506 E, 24.4.2018 T, 2018/2318 K;
Danıştay 8. Daire, 2013/10501 E, 24.4.2018 T, 2018/2319 K
[8] Danıştay 8. Daire, 2013/11406 E, 24.12.2013 T, 2013/10731 K; İDDK, 2014/1154 E, 21.12.2015 T, 2015/5494 onama kararı, İDDK 2016/2731 E, 21.5.2018 T, 2018/2462 sayılı KD yolu ile onama kararının kaldırılması, Danıştay 8. Dairesi’nde 2018/5755 E sayılı olarak devam eden dava.
Danıştay 8. Daire, 2013/11501 E, 24.12.2013 T, 2013/10758 K; İDDK, 2014/3908 E, 21.12.2015 T, 2015/5495 onama kararı, İDDK 2016/3395 E, 21.5.2018, 2018/2460 sayılı KD yolu ile onama kararının kaldırılması