UZAKLARDAN TUTUMLULUK ÖĞRENENLER

Çözüm bulunur!

Milletvekili aylıklarında yapılan 200 TL’lik azaltmayla Alman bilim insanlarının aylıkları için gereken kaynak sağlanır.

Dillerine doladıkları “yerli ve milli” tekerlemeleriyle kitleleri oyaladıklarını sananların aradıkları çoğu bilgiyi yakın tarihte bulacaklarının çarpıcı örneğidir bu örnek.

UZAKLARDAN TUTUMLULUK ÖĞRENENLER
12 Şubat 2025 21:17
254
A+
A-

Ceyhun Balcı

Ekonomi nas çıkmazına sürüklenmezden önce adı anılmayan “tutum” birdenbire kıymete bindi.

Kasa boşalıp da devlet meteliğe kurşun atmaya başlayınca tutum seferberliği akıl edildi.

Emeğin ve emeklinin bu seferberlikten fazlasıyla pay aldığı dönemden geçiyoruz.

Yetkililere bakılırsa zoru geride kaldı. Birkaç yıl daha dişimizi sıkarsak yine o savurgan yıllara dönebileceğiz.

Tutumluluk hemen her zaman geniş halk kitlelerine düşen görevdir.

Cumhurbaşkanı ABD’ye 5 uçaklık filoyla gitmişti.

Uzakdoğuya 3 uçakla gidildiği yansıdı basına.

Her dış geziye otomobil götürmek nedendir diye sormak “İtibardan tasarruf olmaz!” sözleri anımsandığında çok gereksiz olur.

Basında sözü edilen yer alan bir haber “güler misin, ağlar mısın” dedirtecek türdendi.

TBMM’de kurulan heyet tasarruf uygulamalarını yerinde incelemek amacıyla Avrupa’ya gitmiş. Bu yolculuğun kamu kaynaklarıyla yapıldığını söylememize bilmem gerek var mı?

İktidar vekillerine eklenen muhalefet vekili bileşimi tamamlamış.

Kendi tarihini bilmemenin milletimiz kadar vekillerimizin de sorunu olduğu anlaşılıyor.

Bu kadar zahmete ve harcamaya gerek yoktu desek işiten olur mu?

Oysa, iktidarımızın ve onlara eşlik edenlerin her fırsatta yerden yere vurduğu otuzlu yıllarda yapılanlara bakılsa tutumluluk nasıl olur ve kimden başlamalıdır sorularına yanıt bulmak zor olmazdı.

Otuzlu yıllara dönmek üzere Avrupa’da tutumluluk dersi arayan vekillerimizin görmesi olası birkaç manzaradan söz edelim.

Örneğin, Danimarka’da bakanların işe bisikletle gidip geldiklerine tanık olabilirlerdi.

Ya da, Almanya başbakanının (görkemli adıyla şansölyesinin) sıradan bir minibüsle ulaşımını sağladığını, çevresindeki koruma sayısının iki elin parmaklarını bile aşmayacağını görebilirlerdi.

Bunları görmek için oralara gitmenin gerekmediğini akıl edemedikleri anlaşılıyor.

Bundan birkaç yıl önce kendi gözlerimle gördüğüm bir örnekle bu bölümü tamamlamış olayım.

Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de parlamento yapısının önünde (üstelik hafta sonu da değildi) tek bir taşıt aracı görmedim. Yakında bir tramvay durağı olduğunu anımsıyorum. Bir de bisiklet parkı olmalıydı bu hayalet yapının.

Araştırırken TBMM heyetinin inceleme amacıyla İngiltere’ye gittiği bilgisine rastladım. Üzerinde güneş batmayan imparatorlukta da durumun farklı olmadığını söyleyebiliriz.

Otuzlu yıllara dönersek!

Ülkenin yoksun ve yoksul yılları.

Diğer yandan, ilkeli olmanın her şeyin önüne geçtiği bir dönem.

Nazilerden canlarını kurtarmış bilim insanları Türkiye’ye sığınmış.

Türkiye onların yeni yuvası ve canlarını güvence altına alan bir sığınak olsa da hak ettikleri parasal karşılık verilecek.

Can sağlığı başka, emeğin karşılığının verilmesi başka.

Sorun ödenek yokluğudur. Denk bütçe yıllarında hiçbir gerekçe bu ilkenin yok sayılmasına yetmemektedir.

Böylesine geçerli bir gerekçe bile bütçe açığını haklı kılmaya yetmiyor.

Çözüm bulunur!

Milletvekili aylıklarında yapılan 200 TL’lik azaltmayla Alman bilim insanlarının aylıkları için gereken kaynak sağlanır.

Dillerine doladıkları “yerli ve milli” tekerlemeleriyle kitleleri oyaladıklarını sananların aradıkları çoğu bilgiyi yakın tarihte bulacaklarının çarpıcı örneğidir.

Son günlerin sık kullanılan sözleriyle bitirmiş olayım!

Cebinde 5 lirayla sonsuzluğa göçmüş üniversite devriminin eğitim bakanı Dr. Reşit Galip’ten kamunun parasıyla İngiltere’de tasarruf öğrenmeye giden 196 bin TL aylıklı zamane vekillerine.

Nereden nereye?

Azim ve Karar, 12.02.2025

ETİKETLER: