AFETLERİN HEPSİ YAPAYDIR

<strong>AFETLERİN HEPSİ YAPAYDIR</strong>
23 Mart 2023 00:35
1.084
A+
A-

Recep Akdur

Filozof Voltaire; “ilgilendiğiniz konu ya da olguyu tanımlarsanız, sizinle ona ilişkin her şeyi tartışmaya hazırım” demiş. Gerçekten de herhangi bir konu/sorun üzerinde tartışabilmenin, anlaşabilmenin ve de çözüm üretebilmenin olmaz ise olmaz koşulu onu tanımlamak ve o tanımda anlaşmaktır. Eğer tanımda toplumsal birliktelik en azından çoğunluk sağlanamaz ise çözüm de üretilemez.

Sorunların tanımını dolayısı ile çözümlerini belirleyen kişilerin/ toplum gruplarının felsefesi, günlük konuşma diliyle düşünce tarzı ya da konulara yaklaşımıdır. Bu bağlamda afetlere başlıca üç temel yaklaşım var. Bunlardan biri “kader” kavramı ile özetlenen ve afetlerden mistik güçleri, ikincisi“doğal” kavramı ile özetlenen ve afetlerden doğayı, üçüncüsü ise “yapay” kavramı ile özetlenen ve afetlerden insanı/ toplumu sorumlu tutan yaklaşımdır.

İlk iki yaklaşımın kullandığı kavramlar ve de tanımlar arasında çok net sınırlar yok. Kullanma amacına/biçimine göre birbirini destekler bir döngüye dönüşebiliyorlar. Sonuçta afetler için “çözümsüzlüğü ve katlanmayı” öneriyorlar. Daha da kötüsü afetlerin insanlık için bir sınav/ deneme olduğunu, bu sınavdan başarıyla çıkmanın ise kader inancını pekiştirmekten geçtiğini söylüyorlar.Ayrıca lafazanlık marifeti ile, afetlerin yapay olduğu yani üçüncü yaklaşımı da kendi içlerine çekip öğüterek belirsizleştiriyorlar.

Bilimsel olması beklenen/düşünülen Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlardan birçoğu kendilerini bu tartışmaların dışında tutma çabası içinde.Benzer şekilde Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ)’de,afet için bilim yaklaşımını tercih ederek net/anlaşılır bir tanım vermek yerine, bir grup koşullar bütününü/sürecini sıralayarak durum saptaması ile yetiniyor. Bu saptamaya göre afet; herhangi bir olay nedeniyle ekolojik dengenin bozularak, toplumun olağan yaşamının ortadan kalkması, bu olağan dışılığın kırım ve yıkımlara neden olması ve sunuk kalan toplumun dış yardım olmadan/almadan olayın sonuçları ile baş edememesi durumudur.

Aynı yöntem kullanarak afetin bir koşullar bütünü olduğu saptaması yapılır ise; herhangi bir olayın afet niteliği kazanabilmesi için üç koşulun birlikte bulunması gerekir. Bu üç koşul; 1) olayın cereyan ettiği bölgede insanın/toplumun bulunması, 2) bu toplumun felsefesinin/düşünce yapısının bilim dışı olması ve 3) bu düşünce yapısının bir sonucu olarak tüm bina, yol, köprü, baraj gibi yapay yapıların bilim dışı olmasıdır.

Sahra çölü, kutuplar, tropik ormanlar ve benzeri insan yerleşiminin olmadığı bölgelerde deprem, fırtına, yağmur gibi doğal olayların en büyükleri hatta bunların üçü birden aynı anda cereyan etse bile hiçbir zaman bir afete dönüşmez. Aynı şekilde bu olayların cereyan ettiği yerleşim birimlerindeki toplum bilimsel düşünce yapısına sahip olsa ve bölgedeki tüm binalar, yollar, köprüler bilime/yasaya uygun yapılsa bu olaylar yine ve asla afete dönüşmez.Buralarda hiçbir zaman doğal afet diye bir durum yaşanmaz. Özetle afetlerin hepsinin nedeni bilim dışı kafa ve bunun bir ürünü olan bilim dışı/yasa dışı yapılardır.Savaş, sabotaj, ihmal/kaza gibi insan eliyle geliştirilen/yapılan afetler ise zaten yapaydır. Sonuç olarak; afetlerin hepsi yapaydır ve bilimin ipine tutunarak afetsiz bir dünya/ ülke yaratabilir.

Azim ve Karar, 22.03.2023

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.