YAĞ SÜRMEK
Suay Karaman
Yeni yılın topluma huzur getireceği düşünülürken daha ilk günlerde sosyal medyada ve bir televizyon programında Deva Partisi genel başkanı Ali Babacan’ın sözleri şok etkisi yarattı. Gerçi Ali Babacan’ın kim olduğu, neler yaptığı, hangi pisliklerin içinde olduğu biliniyordu. Ancak yaratılan algı operasyonuyla 6 siyasi partinin bir araya getirtilmesinin toplumda umut olarak görülmesi sağlandı, diğer defolu genel başkanlarla birlikte. Bu birlikteliğin sadece CHP ve İYİ Parti ile olması gerekirdi; ne oldukları bilinen figüranlara gerek yoktu.
Ali Babacan, sosyal medyada Anayasanın 66. maddesindeki Türklük tanımının kaldırılarak, vatandaşlık tanımını değiştirmek ve Kürtçe’yi anadil olarak anayasaya koymak istediklerini açıkladı. Kısaca Babacan, Anayasanın 66. maddesinde yer alan “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür. Türk babanın veya Türk ananın çocuğu Türk’tür.” ifadesinden rahatsız olduğunu açıkladı. Televizyondaki söyleşisinde de şu konulara değindi: “Devrim kanunlarını yeniden gözden geçirmemiz lazım. Cemaat ve tarikatlar yapılanabilmeli. Örgütlenebilme bir insan hakkıdır.” Partisinin genel başkan yardımcılarından bir bayan da “Anayasadan Türk tanımını kaldırmak istiyoruz” şeklinde açıklama yaptı.
1921 yılının Teşkilatı Esasiye Kanunu’nu çıkış yolu olarak görenlerin vatandaşlık tanımını değiştirmek, Kürtçe’yi anadil olarak anayasaya koymak ve devrim kanunlarını kaldırmak istemeleri normaldir. Normal olmayan, bu konuda tepkisiz kalan, vasıfsız siyasetçilerdir.
Şimdi şöyle bir soru sorulabilir: Bu Türk düşmanları Türkiye’yi nasıl yönetecek? 20 yıldır nasıl yönettilerse, aynen devam edecekler. 2011 yılında anayasa değişiklikleri gündeme gelince komisyon üyesi CHP milletvekili Süheyl Batum, Anayasa’nın 66. maddesinde yer alan “Türklük” ifadesinin yerine “Yurttaşlık” kavramını önermişti. Bu önerinin ardından CHP milletvekili TR 705 kodlu Sezgin Tanrıkulu ise; “Türklük çıkarılsın; etnik kimlik/dini inanç/siyasi düşünce vurgusundan arınmış bir vatandaşlık tanımı getirilsin” demişti.
Türbanla ilgili anayasa teklifi için Gelecek Partisinin genel başkanı Ahmet Davutoğlu “AKP’nin anayasa değişikliği teklifine karşı çıkmak, Allah’ın emrini reddetmek olur” demişti.
AKP’nin türbanla ilgili anayasa teklifinin laikliğe vurulacak yıkıcı bir darbe olacağını en azından İYİ Partinin ve özellikle CHP’nin anlaması gerekir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, PKK terör örgütüne destek paylaşımlarında bulunan Şırnak Barosu eski başkanı Nuşirevan Elçi’yi başdanışman yapmıştı. Nuşirevan Elçi, CHP genel merkezinde PKK terör örgütünün yayın organı Rudaw medya grubuna röportaj verdi. Kürtçe verdiği röportajda Türkiye’de yetkilerin dağıtılarak, devletin şimdiki yapısının değiştirilmesi ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gerektiğini söyledi, kısaca özerklik istedi.
CHP’nin birçok etkinliğinin yapıldığı salonda normal şartlarda kürsünün sağında parti bayrakları, solunda Türk bayrakları yer alırken, Nuşirevan’ın röportajında salondaki Türk Bayraklarının kaldırılması sosyal medyada büyük tepki çekti. Ancak milletvekillerinden ve parti yöneticilerinden herhangi bir ses duyulmadı.
Yukarıda anlatılan bu sözlerin ve eylemlerin hepsi demokratik ve laik sosyal, hukuk devletimizi parçalamaya yöneliktir. Devletimiz bölünmez, toprağımız verilmez, bayrağımız kaldırılmaz ve Türklüğümüz silinmez. Herkesin bunu iyice anlaması gerekir. AKP örgütleri Tayyip Erdoğan için Altılı Ganyan kadar çalışmıyor. Çünkü bu ganyanın genel başkanları ya da yöneticileri Tayyip Erdoğan kazansın diye büyük gayret harcıyor. Böyle yapılarak AKP’den kurtulmak olanaksızdır, sadece AKP’nin ekmeğine yağ sürülür.
Azim ve Karar, 9 Ocak 2023.