AMASRA CİNAYETİ
Ceyhun Balcı
Bir şeyin adını yanlış koymak o şeyin yanlış algılanmasına yetiyor. Türkiye’deki kömür madenlerinde yaşanan cinayetlerin adını “kaza” koyduğunuzda doğal bir afete eşdeğer algı yaratılmış oluyor.
Bir önemli bilgi :
“Almanya’da 1971’den bu yana ölümlü maden olayı yaşanmamış!”
Bizdeki durumsa şöyle :
“1980’den bu yana yaşanan maden olaylarındaki can yitimi sayısı 1000’e dayanmış” durumda.
Neden böyle?
Metan gazıyla kömür madeni yapışık kardeşler gibi. Kömür madeninden söz ediliyorsa metan gazı olmadan olmaz.
Sorun metanın varlığından çok eşik değerleri aşmasıyla ilgili.
Günümüz teknolojisiyle madendeki metan gazını ölçmek ve eşik değerleri aşıp aşmadığını belirlemek olanaksız değil.
Özelleştirilen (ya da taşeronlaştırılan) madenlerde işçi örgütsüzdür.
Metan gazının yükseldiği belirlense de orada çalışan işçinin bu duruma karşı devinime geçmesi olanaksızdır. Başka deyişle, Türkiye’de maden işçisi felçtir. Maden tehlikeli diyerek dışarı çıksa işini yitirecektir. İşini yitirince de aşını!
Madene inmeyecek her işçinin yerine bir değil birkaç kişi bulma olanağı eksik değildir.
Metan gazının eşik değerleri geçmesi bir bedel ödemeyi gerektirir.
Bu bedel iki şekilde ödenir.
Ya parayla ya da insanla!
Türkiye’de ödeme aracı daha ucuz olduğu için insandır.
Metan gazının eşik değerleri aşması durumunda yapılacak iş bellidir.
Madeni boşaltarak üretime ara vermek.
Bu durumda kazanca odaklı işletme para yitirecektir. Bu da kaçınılmazdır.
Para mı insan mı?
Ucuz olan, yitimi kabul gören insanı yitirmek yeğlenir.
Nasılsa sonunda birisi çıkıp “yazgı” diyecektir.
Cenazeler bayrağa sarılarak şehit sayılacaktır.
Bölgeye siyasiler üşüşecektir.
Ağlamaklı sözlerle, düşmüş suratlarla üzüntülerini bir tiyatro oyuncusu yeteneğiyle dışavurabilecektir.
Birkaç günde, bilemediniz haftada yaralar kapanacaktır!
Bir sonraki cinayete dek tiyatro dekorları ve oyuncular sahneden inecektir.
Cumhurbaşkanının “kader planı” nitelemesi pek çok vicdanı rahatsız etmiştir, yaralamıştır.
Ama, işin gerçeği şudur ki, böyle bir ürün alıcısı olmasa ortama sunulmazdı.
Bu ürünün alıcısı olduğu sürece kullanışlı olacağı kuşkusuzdur.
On beş yıl kadar önceydi.
Tuzla’daki bir tersanede kurtarma filikası denemesinde maket yerine canlı insan kullanılmıştı. Filikadaki insanlardan birkaçı şehit düşmüştü.
Sorumlular bulundu elbette.
Bir miktar ödenceyle sıyrıldılar bu olaydan.
Soma’daki 301 can yitimli cinayette bile tutukluluk gülünç sürelerle sınırlı kalmadı mı?
Cinayete kaza demekten vazgeçmekle başlanmalıdır işe.
Bu yapılmadıkça, bir sonraki cinayet için geri saymaktan başka umar yoktur.
Belki yarın belki yarından da yakın!
Almanya’da 50 yıldır madende can yitimi yaşanmadıysa madende ölmek yazgı değildir.
Bu yalın gerçek anlaşılırsa doğru çizgide ilerlenebilir.
Azim ve Karar, 16.10.2022