HJK, BJK, FB…
Ceyhun BALCI
Kulüplerimiz Avrupa kupalarında boy göstermeye başladı. Bu hafta sahaya çıkacak olan Fenerbahçe, Finlandiya’nın en tanınmış takımı HJK’yle oynayacak. Geçmişte ulusal ya da kulüp düzeyinde kuzey ülkeleriyle eşleştiğimizde basınımız karşıt takımın oyuncularının gerçek mesleklerine odaklanırdı. Kimisinin elektrikçi, kimisinin öğretmen, itfaiyeci ya da postacı olduğunu öğrenirdik böylelikle. Bir tür küçümseme amaçlansa da birincil işi futbol olmayanlar karşısında alınan yenilgilerin ya da yaşanan zorlanmaların tam tersi etki yaratabilme olasılığı neredeyse akla getirilmezdi.
Günümüzde bu türden haberlerin yerini karşı takımın parasal ederi üzerine olanlar aldı. HJK ve FB bu bakımdan karşılaştırılacaktır.
Benim anımsadığım ilk Türk-Fin maçı Eskişehirspor-Mikkeli arasında oynanandı. Eskişehirspor’un ES-ES olduğu zamandı. ES-ES’in 4-0’lık yengiyle sahadan ayrıldığını anımsıyorum. Kuzey ülkelerini küçümsediğimiz yıllardan birinde ulusal takımımız Finlandiya’ya hem de ülkemizde 3-1 yenilmişti.
Valerenga ve Tromso dersem futbola ilgililer ne demek istediğimi anlayacaklardır.
Kırk yıl önceye gidelim!
HJK ve BJK adlarındaki ses benzeşmesinin ötesinde bir noktada buluşturan bir olay yaşanmıştı. O zamanlar biricik yabancı futbolcu kaynağımız Balkanlar ve elbette Yugoslavya’ydı.
1978’de Beşiktaş Jimnastik Kulübü Finlandiya’nın HJK (Helsingin Jalkapallo Klubi) takımından futbolcu aldı.
Atik İsmail’di adı!
Bu nasıl Finli sorusunu işitir gibiyim.
Atik İsmail elbette Finlidir. Ama, Tatar kökenli Finli.
Tarihe bakıldığında Finler İsveç ve Rus egemenliği altında yaşamışlar. Tatarlar buralara Fin topraklarındaki Rus egemenliği sırasında, XIX. yüzyıl sonlarında göçmüşler. Sayıları 1000 dolaylarında olsa da Tatarlar Finlandiya’daki varlıklarını bugün de sürdürmektedirler.
Atik İsmail onlardan biridir.
Atik İsmail yetmişli yıllarda HJK formasıyla fırtına gibi esmektedir. BJK’nin dikkatinden kaçmaz soydaş Atik İsmail. Türkiye’ye getirilir ve BJK formasıyla da goller atar. Ancak, 1978-1979 sezonunda BJK formasıyla çıktığı 16 maçta attığı 6 gol yeterli bulunmamış olmalı ki, ertesi sezonda kendisinden yararlanmayı düşünmemiştir BJK. Bilindiği gibi, bizde hızlı sonuç ve de başarı esastır. Beklemek, sabırlı olmak neredeyse söz konusu değildir. Süregen hastalığımızdır hemen başarı, hemen şampiyonluk beklentisi.
Yakın zamanda Helsinki’ye yolumuz düşmüştü. Tarihsel öneme sahip Helsinki Olimpiyat Stadı’nı görmeye gittiğimizde yanı başında HJK’nin maçlarını oynadığı Finnair stadını da görmüştük. Kentin kalbine yürüyüşle bile 15-20 dakika uzaklıktaki yerleşkenin çevresi, müzesi ve heykelleriyle tam bir spor mabedi olduğunu duyumsamıştık.
Yetmiş yıllık Helsinki Olimpiyat Stadı’nın özenle korunduğunu, bakım ve onarımla yaşatıldığını görünce ülkemizde son 10 yılda yaşanan stadyum çılgınlığını anımsamadan edemezdik.
Ülkemizin kurtarıcısı, kurucusu ve çağdaşlaştırıcısı Atatürk’ün adını silmek uğruna girişilen stadyum yıkıcılığının yol açtığı savurganlığı nasıl unutabilirdik?
Finlandiya kitleye spor yaptırma temelli anlayışıyla tam bir spor ülkesi. Özellikle kış sporları başta olmak üzere atletizm ve motor sporlarında geleneği olan bir ülke. Bu koşullarda Finlerin ille de futbolda öne çıkmak gibi bir tutkuları olmamış. Dolayısı ile bizde olduğu gibi hesaptan kitaptan yoksun yatırımlardan uzak durmuşlar.
Olağan koşullar altında kadrosuyla ve kadrosunun parasal değeriyle Fenerbahçe HJK’yi rahatlıkla elemesi beklenir. Ah bir de futbolda sonuçları etkileyen başka etkenler olmasa!
İlginç bir başka not HJK ve FB’nin yaşıt olması! Her ikisi de 1907’de kurulmuş.
Son 40 yılda HJK’nin toplamda 8 teknik direktörle çalıştığı bilgisi de ilginç geldi bana. Herhangi bir takımımızın bu eğilimin yanından bile geçemediği açıktır.
HJK-FB eşleşmesinin çağrıştırdıklarını paylaşmış oldum…
Azim ve Karar, 14.08.2021