HARAKİRİ

HARAKİRİ
2 Şubat 2025 10:22
29
A+
A-

Zahide Uçar

30 Ağustos 2024 günü Kara Harp Okulu mezuniyet töreni sonrasında teğmenler kendi aralarında subay yemini ettikleri için TSK’dan ihraç edildi.

Teğmenlerin kendi aralarında yaptığı, resmi olmayan bir yemini kim, ne amaçla servis etti?

İlk servis edildiğinde teğmenlere sahip çıkan Erdoğan ve Ömer Çelik, sonra neden ağız değiştirdi? Gelin biraz beyin jimnastiği yapalım:

Türk Milletinin %85’i Teğmenlerin ihraç edilmesini onaylamıyor. Bu durumda kaybeden kim?

2007 yılından bu yana AKP siyaseti tarafından Türk Ordusuna operasyon yapılıyor. Amerikan askerleri yanında peşmergelerle birlikte 04 Temmuz 2003 günü Irak’ın Süleymaniye kentinde bir binbaşı komutasındaki Özel Kuvvetler personeli 11 Türk askerinin başına çuval geçirdi. 60 saat sorguladı. Gül ve Erdoğan askerine sahip çıkmadı. Hilmi Özkök, büyük devletlere ültimatom verilemeyeceğini söyledi iyi mi?

İlk operasyon…

İncirlik üssünde görev yapan bir Türk subayı gece üsse dönerken eşinin yanında coniler tarafından yere yatırılarak yoklama yapıldı. Subaya ne kurumu, ne de günün başbakanı sahip çıktı. Bu durumu hazmedemeyen subay ordudan istifa etti.

Balyoz ve türevi kumpasları zaten bütün ülke biliyor. 15 Temmuz kalkışması fırsata çevrildi. Ordunun okulları kapatıldı. Yargısı lağvedildi. Hastaneleri ellerinden alındı. PKK ile çatışırken yaralanan askerlerimiz için arkadaşlarının ne dediğini biliyor musunuz? “Diyarbakır askeri hastaneye ulaşırsa kurtulur”  denirdi. Askeri hastaneler yok edildikten sonra kaç askerimiz tecrübesizlik nedeniyle şehit oldu biliyor muyuz? Bilmiyoruz!

Etrafımız ateş çemberi. 3. Dünya savaşının eşiğindeyiz. Minicik şehir devletleri bile silahlanıyor. Yunanistan askerliği 12 aya çıkardı. Biz orduyu küçültmekle kalmadık, askerliği 6 aya indirdik. Paralı askerlik Ordu Millet ruhuna yapılan bir darbeydi. Ülkeyi savunmak fakir Türk çocuklarının üzerine kaldı. Arkası olanın sahte çürük raporları da toplum vicdanını yaraladı.

Ordu kendi yemeğini çıkartamadığı için askerlerimiz zehirlendi…

Bütün bu yaşananlarda askerine, ordunun kurumsal yapısına kim sahip çıktı? ULUSALCI, ATATÜRKÇÜ KESİM.

Atatürk’ün askerleriyiz diyen teğmenlerin ihracı kimleri yaraladı?

Ulusalcı, Atatürkçü kesimi. Yani, Kuva-yı Milliye askerlerinin mirasçılarını… Kimleri sevindirdi?  Kuva-yı İnzibatiye (saray ve İngiliz ordusu) askerlerinin varislerini…

O zamanın Şeyh Sait, İskilipli Atıfları düşmanla işbirliği yapmıştı. Günümüzün din tüccarları Osmanlıcılık kılıfıyla aynı odaklarla işbirliği içinde…

Kuva-yı İnzibatiye’nin çocukları yıllardır askerlerin üzerinde tepiniyor. Dün Balyoz, Fuhuş, Casusluk gibi aşağılayıcı isimlerle orduya saldıran isimler, bugün de teğmenlerin üzerinde tepiniyor. Tarikat müritleri devreye girdi. Sosyal medya üzerinden en aşağılık hakaretlerle saldırıyor.

Ve TSK teğmenleri atarak HARAKİRİ YAPTI.

Orduya, kumpas davalarından beri sahip çıkan, askeri okullar açılsın, askeri hastaneler açılsın diye sosyal medya üzerinden mücadele eden Atatürkçü kesimin güvenini kaybetti. Neden mi?

Teğmenler “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” dedikleri için ihraç edildi mi? Edildi. İhraç nedeni ne gösterilirse gösterilsin, gerçek budur. Atatürkçüler biliyor ki, teğmenlerin ihracı sonrası ordu içinde hiçbir asker Atatürk’ün askeriyiz diyemeyecektir. Bu ihraç çok büyük bir kırılmanın başlangıcıdır. Bu karar Ordu Millet ruhuna zarar verdi. Derin bir yara açtı. Güven duygusunu zedeledi.

Ben bu gelişmenin olağan bir akış olduğunu düşünmüyorum. Sonuç kim veya kimlere yaradı? 20 YILDIR Atatürk adını her yerden silmek isteyen Türk düşmanlarının işine yaradı. Ordu içine fitne ve korku salındı. Bu durumda;

Uzun vadede ordunun içinde kalan Atatürkçü ruhu da eritilecek demektir.

Vural Savaş Emperyalizmin Uşakları eserinde, “Sıra Türk Ordusuna geldi” başlıklı bölümde şunları yazıyor:

Kara Harp Okulu Komutanlığı, 25 Şubat 2005’te Ankara’daki yabancı misyon temsilcilikleri için bir tanıtım programı düzenledi. Programa 61 ülkeden büyükelçiler, büyükelçilik müsteşarları ve askeri ataşeler katıldı.

Okul komutanı Tümgeneral Hulusi Akar Harp Okulu’nda gerçekleştirilen değişikliklere ve ilerlemelere örnek verirken, AB eğitim programlarından Sokrates’e başvurduklarını ve kabul edildiklerini ifade etti.

KHO’nun AB programına ve yazılımına kabulü gerçekleşti. Artık bu yönde daha çok çalışmalıyız dedi.

Subay olacak Türk gencinin Avrupalı gibi yetişmesi kimin işine yarayacak?

Arslan Bulut daha önce haklı olarak sormuştu (Yeniçağ Gazetesi, 5 Şubat 2005): “Türkiye subay çıkacak gençlerini, öğrenci değişim programıyla Avrupa’ya mı emanet edecek?”

Subay olacak Türk gencinin öğrenci değişim programları ile Avrupalı gibi yetişmesini sağlamak kimin işine yarayacak?

Erasmus’un Kara Harp Okulu’nda ne işi var?

Atatürk ihtilali bunun için mi yapıldı?

***       ****    ***

Bu bilgilerden sonra ben de soruyorum: “Avrupalı gibi yetişen asker Türk gibi düşünme yetisini kaybeder. Türk gibi düşünmeyen asker, Türk için savaşabilir mi?”

Anlaşılan o ki, Ordunun ruhuna operasyon çok önce başlatılmış. Yaşadığımız her anormalliği bu operasyonların devamı olarak görebiliriz.

Sonuç olarak düşüncem şudur:

Teğmenler konusu basit bir konu değildir. Burada ince bir İngiliz aklı görüyorum. Teğmenlerin kendi aralarında yaptığı yemin törenini kim servis etti? Erdoğan ve Ömer Çelik teğmenlere sahip çıktıktan sonra neden 180 derece döndü? Trolleri kim harekete geçirdi? Erdoğan’ın kulağına hangi operasyon elemanı neyi fısıldadı? Nasıl ikna etti? İşte o fısıldayan kişi kimse;

 Teğmenlerin atılacağını, teğmenler atıldıktan sonra ordu içinde subayların Atatürk adını anmaktan korkacağını iyi hesapladı.

Bu tezgah yemin sonrası mı yoksa yeminden önce mi planlandı bilmiyorum. Yeminden önce planlandı ise çok daha vahim sonuçlar ortaya çıkar.

Bir taşla gene çok kuş vuruldu.

Atatürk ordu içinde sakıncalı isim haline getirildi. Bu durum T.C. Devletinin kurucu ismi üzerinden Cumhuriyetin varlığını İNKAR ETMEK DEMEKTİR. Devletin kurucusunu inkar ettiğin gün, devletin meşruluğunu sorgulatırsın.

İkinci olarak;

Ordu ile ordunun kurumsal yapısına sahip çıkan kesim arasına hançer sokuldu.  Teğmenlerin ihracıyla TSK HARAKİRİ yaptı. Kendini daha çok yalnızlaştırdı.

İŞTE BİR BEKA SORUNU DAHA… 

Bu coğrafya’da;

Duyduğuna inanma. Gördüğünün yarısına inan. Diğer yarıyı bulmak için araştır.

Şüphecilik bilimin ön şartıdır.

Azim ve Karar, 02.02. 2024

ETİKETLER: