ÇOCUKLARI KORUYAMAMAK
Ceyhun Balcı
Narin Güran cinayeti uzun uğraşlar sonucu soğutuldu. Feodalizm kazandı demek gerekir. Bundan sonrası ayrıntıdan öte anlam taşımayacak gibi görünüyor.
Çocuk cinayetleri, ona eşdeğer katliamlar, çocukların her bakımdan kötüye kullanımı hızlanarak sürüyor.
Ölenler bir kez ölüyor!
Ya yaşar görünüp her gün ölenler?
TÜİK verilerine göre 2023 yılında 537 bin çocuk bir adli olaya karışmış. Bu çocukların 243 bini mağdur, 179 bini suç kuşkulusu olarak geçmiş kayıtlara.
Mağdur çocukların % 12’si cinsel kötüye kullanım kurbanı olmuş.
Adalet Bakanlığı verilerine göre başsavcılıklarca yürütülen soruşturmalarda 66 bini aşkın dosyadaki mağdur çocukmuş.
Kimi davalarda çocukların yasalara ve kurallara aykırı olarak saldırganlarla duruşmalarda karşı karşıya getirilmiş olduğu bilgisine erişilince tecavüzün bir başka şekilde sürmesine izleyici kalındığı anlaşılıyor.
Cinsel saldırıya uğrayan 29 bini aşkın çocuğun % 85’inin kız olması şaşırtıcı değil elbette.
Cinsel saldırıya/kötüye kullanıma uğrayan 20 bin çocuğun 7 bininin doğum yaptığı bilgisini bu yazıyı okuyanları dehşete düşürmeyi göze alarak paylaşmak zorunda kaldım.
Artan sayıda çocuk HIV olgularının varlığı da korkutucu olduğu kadar aile içi ya da dışı cinsel saldırı ürünü olmaya adaydır.
Kayıtlara geçmeyen, dolayısı ile kimselerin haberinin olmadığı ama kurbanlarının geriye dönüşü olanaksız acı ve psikolojik sorun yaşadığı olgular konusunda kestirimde bulunmak bile başlı başına ürkü verici olsa gerektir.
Bir başka istatistiksel veriye göre her 1 saatte 11 çocuğun varlığı, çocuk bayramı kutlanan ülkemizde kötüye kullanıma konu olmuştur.
Özetle, ülkemizde kamuoyunun ilgisini ve tepkisini çeken çocuklara yönelik şiddet ve kötüye kullanım olguları buzdağının görünen yüzü olmaktan öteye geçemez.
Türkiye Cumhuriyeti zorluklarla, kanla, canla kuruldu.
Kurulur kurulmaz kadın ve çocuk ülkenin gözbebekleri olarak belirlendi. Yokluk ve yoksunluk bir yana bırakılarak eldeki tüm olanaklar ülkenin geleceği olan bu ikiliye harcandı.
Üç çeyrek yüzyıl önceden başlayarak ülkenin üzerine (demokrasi kisvesiyle) çökenler Cumhuriyetin kırmızı çizgisi feodalizme can vererek başladılar işe. Onun ikiz kardeşi dincilik arayıp da bulamadığı ortamı bulmuş oldu.
O da gelişti, serpildi ve büyüdü. Bu da yetmedi ortama egemen oldu.
Bu koşullar altında çocuklarımız her gün ölür oldular.
Onlar ölürken bize kaldı utançları.
Bebek katili TBMM’ye getirilirse tüm olanların üzerine tüy dikilmiş olacak…
Çocukların bu denli kötülüğe uğradığı yerde bebek katilinin baş tacı edilmesi acı verici olsa da olağan bir durum olarak tarihteki yerini alacaktır.
Yazıyı bağlarken gözüme ilişen haber ilginç geldi.
Kolombiya’da çocuk evlilikleri yasaklanmış.
Bizde ise yasaya karşın çocuk evlilikleri tırmanıyor.
Tam bir herkes Mersin’e biz tersine durumu…
Azim ve Karar, 17.11.2024