BİR SILK ROAD PROJESİ:
K. KILIÇDAROĞLU
Reha Ören
Hani hep diyoruz ya “Proje”…
Bıktık, usandık bu projelerden.
Siyaset dünyasında Proje olmayanı aramaya başladık da hayal kırıklığına uğradık.
Dededen kalma, babadan olma CHP’lilere de bir türlü anlatamadık.
Ilımlı sol kuşağın bazı akl-ı evvelleri hala daha Türkiye’deki sözde muhalefete güveniyorlar.
Bir kere babalarından duymuşlar ya “CHP Atatürk’ün kurduğu parti” diye o kafada gidiyorlar.
Kendi kendilerine gitseler neyse, olur olmadık yerde konuşup sinir bozuyorlar.
Ne parti programı okuyorlar ne de tüzüğe bakıyorlar.
Delege seçimleri yaklaştığı zaman da amansız CHP’li kesiliyorlar.
Neyse, Akepe’nin en büyük şansı, karşısında CHP gibi bir partinin ve Kemal Kılıçdaroğlu gibi bir liderin bulunması.
Akepeliler bunun olması için istiareye mi yattılar?
Bilinmez.
* * *
Söz TV’de açıklamaya çalıştım. Meraklısı için :
Kemal Kılıçdaroğlu’nun aslında bir Silk Road Projesinin ürünü olduğunu söyledim.
Silk Road bir Enstitü.
POP’a sözüm ona öneriler getiriyor getirdikleri önerilerin büyük bir kısmı da uygulanıyor.
BOP ‘un Türkiye ayağının uygulanmasına Öcalan’ın teslim edilmesi ile başlanıldı diyebiliriz.
Öcalan’ın teslim edilme projesinin çok yönü var.
Bunlardan en büyüğü ‘Büyük takas’ olması.
“Ver Apo’yu, al FETÖ’yü”
Ayrıntılı bir konu.
Başlı başına irdelenmesi gerekir.
Gelelim sadede.
Öcalan’ın teslim edilmesi BOP ’un sekteye uğramaması için elzemdi.
Öcalan’ın hayatı garantiye alınacaktı.
Öcalan’ın ülkede bulunması sayesinde örgütü ile teması olabilecekti.
Öcalan’ın sayesinde ABD ve AB Demokratik gelişme söylemlerini arttıracak ve bu da süreçte tam da BOP veya Geliştirilmiş şekli GOP’un uygulanabilmesi için gerekli olan Türkiye’de federasyon sisteminin getirilmesinin başlıca nedeni olacaktı.
Program belli başlı bu başlıklar altında programlanmıştı.
Öcalan’ın DSP, ANAP ve MHP iktidarına teslim eden ABD karşılığında Irak’ı Türkiye üzerinden işgal etmeyi planlamıştı.
Ancak devrin iktidarı ve özellikle Bülent Ecevit buna karşı çıktı.
CHP lideri Deniz Baykal’da ateşli muhalifti.
Oysa BOP ‘un sekteye uğrama gibi bir lüksü yoktu.
CHP’den Baykal’ın tasnif ve MHP’ nin törpülenmesi program devreye sokuldu.
CHP için 2008 yılında düğmeye basıldı.
Önce Baykal’ın kaseti sosyal medya aktarıldı.
Ardından Baykal istifa etti.
Baykal istifa ederken Parti örgütünün kendisini tekrar genel başkan adayı göstereceğini umuyordu.
Bunun için de en güvendiği isim Önder Sav’dı.
Ardından Kemal Kılıçdaroğlu, Baykal’ı ziyaret etti.
Ziyaret çıkışında gazetecilere genel başkanlığa aday olmayacağını söyledi.
Ancak Baykal’ın en güvendiği isimlerden biri olan Önder Sav ısrar ediyordu.
Kılıçdaroğlu adaylığını açıkladı ve CHP genel başkanı seçildi.
Silk Road devrede.
Buraya kadar iyi güzel.
Gelişmeler çok masumane ve siyasetin ruhu olan hile ve desiseye uygun bir biçimde.
Ancaaak, İsveç Merkezli Silk Road Enstitüsü Ekim 2008 yılında bir rapor yayınlar.
Raporda Deniz Baykal’ın istifaya ikna edileceği ve yerine Kemal Kılıçdaroğlu’nun getirileceği yazmaktadır.
Aydınlık Gazetesi’nden Ülkü Demirtepe’nin konuğu olan Onur Öymen, Silk Road Projesi ve muhalefetin Batı’ya teslim olup olmadığı sorusunu:
“Bekleyelim ve görelim. Gelişmeler neyi gösterecek şimdilik kesin konuşmak için daha çok erken”
Diyerek cevaplandırırken, Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili olarak da “Wikileaks belgelerinde adı geçiyor. Genel başkan olması üzerinde duruluyor. “Dedi.
* * *
CHP’li olmayı babadan miras alan CHP’lilerin bu açıklama kafalarının netleşmesini sağlayacaktır umarım.
Zaman zaman “Bu nasıl bir genel başkan?” dediklerini duyar gibiyim.
Eşitlik, demokrasi ve özgürlük adına Akepe ile el ele, kol kola iş birliği yaptığını biliyorsunuz.
Laik geçinirler, Diyanet Akademisi’nin kurulması için destek veren CHP’yi düşünsünler.
“Parti grup kararıydı. Nöbetçi milletvekiliydik en kdemlileri de bizlerdik” diye saçma sapan açıklama yapan CHP milletvekilleri de ne denli Cumhuriyetçi ve ne kadar Atatürkçü olduklarını bir kez daha ölçüp biçsinler!
Güçlendirilmiş demokrasi adı altında uygulanan CHP programlarının Akepe’nin açılımından beter olduğunu düşünsünler.
Ne demişti Kılıçdaroğlu: “Yerel yönetimler özerklik şerhini kaldıracağız>”
“Tunceli Dersim olacak!”
Bu ne demektir bilir misiniz?
Bu, Türkiye’de ABD’nin 1896 da programına aldığı Türkiye Birleşik Devletleri’ demektir.
Ben de buna diyorum ki “Anadolu’daki ABD. Açılımı ise Anadolu Birleşik Devletleri.
Şaşırmadığınızı umarım.
Ne de olsa Kemal Kılıçdaroğlu CIA ve CFR güdümlü İsrail tetikçisi Soros’un kurduğu TESEV’in kurucu üyelerinden biri değil mi?
Kılıçdaroğlu özellikle seçildi ve getirildi.
Zaten TESEV sayesinde yedekte bekletiliyordu.
Gün geldi sahaya sürüldü.
Unutmamanız gereken en önemli husus da Soros’un ‘Turuncu’ rengi ile başlayan sözde demokrasi getiren devrimlerin icracısı olması…
Türk devletinin ipini Kemal Kılıçdaroğlu’na çektirecekler.
Sizi bilmem ama, bana öyle geliyor!
Meraklısı için kaynak:
Hedef Ülke Türkiye / Sait Balcı / Togan yayınları.
Ülkü Demirtepe’nin Onur Öymen ile yaptığı söyleşi 15.2.2013
http//www.cumhuriyet.com/haber/diğer/23282/Turkiye için_ senaryolar_.html.
Bu kadarı yeter mi?
Azim ve Karar, 01.10.2023