TÜRKİYE Mİ, İZMİR Mİ?

<strong>TÜRKİYE Mİ, İZMİR Mİ?</strong>
19 Mart 2023 14:42
434
A+
A-

Ceyhun Balcı

İktisat kongresi de depremzede oldu. On bir ilimizi yıkan deprem yüzüncü yılını dolduran iktisat kongresi anmalarını da erteletmiş oldu. 

Hemen belirtmekte yarar var. 

Ülkemizin ortadan ikiye bölünmüşlüğü ne yazık ki bu önemli tarihsel olayın anmasına da yansıdı.

Oysa, altı üstü bir anmaydı. Birkaç saat bilemediniz birkaç gün bir araya gelmek bu kadar mı zordu diye sormaktan alamıyorum kendimi. 

Bu ayrılığın nedeninin neredeyse kesin olarak merkezi hükümet kaynaklı olduğunu saptamış olalım.

Yazıya başlık olan ad konusuna gelince!

Doğrusunun “Türkiye İktisat Kongresi” olduğunu konuya ilişkin değerli yazarların yapıtlarından öğrenmiş oldum. Yaşamının önemli bölümünü İzmir’de geçirmiş olan birisi olarak bu önemli kongrenin adının önündeki İzmir nitelemesinin yerini Türkiye’ye bırakmış olmasından en küçük rahatsızlık duymadım. Doğru ve gerçek neyse ona bağlılık her şeyin önünde gelir. Bu görsel boş bir alt niteliğe sahip; dosya adı izmirrr-Sahinkaya.jpg

Aslına bakılırsa ekonomi de tıpkı yerkabuğu gibi bir deprem odağıdır ülkemizde. Neredeyse döngüselleşmiş ekonomik krizlerin her birisi depreme eşdeğer sonuçlar yaratır. Rehber edinilen ekonomik modelin doğal sonucudur yaşanan. Mutlu azınlık bu krizlerden güçlenerek ve varsıllaşarak çıkarken geniş halk yığınları krizin bedelini işini, aşını ve hatta eşini yitirerek öder. İşin siyasi faturası o andaki iktidara kesilir (bu kez de aynısı olacak mı sorusunun yanıtını yakındaki seçimden sonra anlayacağız).

Faiz artırılsaydı, bu kadar düşürülmeseydi vb benzeri söz yarışlarından ekonominin temel sorunlarını konuşmaya sıra gelmez. Durum böyle olunca da her krizden sonra alevlenen tartışmalar bir şekilde sonlanır. İş bir sonraki krize gün saymaya kalır. 

Türkiye İktisat Kongresi’ne ilişkin toplantıların anma içerikli olduğu savıma gelince!

Merkezi hükümetin yaklaşımı da anma odaklıydı. Hatta, yapma ve yıkma işlerini pek sevdikleri için olmalı ilk İzmir İktisat Kongresi’nin yapıldığı, artık yerinde yeller esen yapının (Hamparsumyan Han) canlandırılması, yeniden yapılması merkezdekilerin önemsediği konu olarak öne çıkartıldı. Söz konusu yapının 17 Şubat’a yetiştirilmesi planlanmıştı. Ancak, her gün önünden 2 kez geçtiğim yapının değil 17 Şubat’a bugüne bile yetişmediğini gözlerimle görmekteyim. 

Yapının canlandırılması, özgün tasarımına uygun şekilde yeniden yapılması rant amaçlı bir yapılaşmaya elbette yeğlenir. 

Ama, Türkiye İktisat Kongresi özgün yapısının yanı sıra bir kez daha özümsenmesi gereken yanıyla da önemli bir etkinliktir. 

Ne merkezi ne de yerel yönetimin bu konuda ilkeli ve kararlı olmadığı açıktır.

İktidarın güçlü adayı Altılı Masa’nın olası iktidarında ekonomiyi Ali Babacan’a teslim edeceği bilgilendirmesi ekonomi cephesinde çok da değişen bir şey olmayacağını göstermesi bakımından önemlidir. “Daha fazla borcu, daha iyi koşullarla bulurum” anlayışı geçici rahatlama yaratsa da kriz döngüselliğine umar olmayacaktır.  

Bu arada, Türkiye’nin mutlaka değişmesi gereken bir iktidarı olduğunun da altını çizmeliyim.

İsyanım iktidar adaylarının Türkiye İktisat Kongresi ruhuna ve ilkelerine uzaklığınadır. İBB’nin şu günlerde sürmekte olan iktisat kongresi programına göz attığımda Serdar Şahinkaya, Yıldırım Koç ve Şaduman Halıcı dışında o ruhla ilintilendirebileceğim ada rastlayamadığımı çok da şaşırmaksızın ama epeyce üzülerek gördüm. 

Güncel olduğu için deprem uzmanları Naci Görür, Övgün Ahmet Ercan ve Okan Tüysüz gibi alanlarının tartışmasız yetkinleri olan adları eleştiriden bağışık tutmakta yarar görüyorum.

Ancak, Francis Fukuyama, Sir Bob Geldof ve Michio Kaku gibi uluslararası tanınmışlığı olanların Türkiye’nin ekonomideki çözüm arayışlarına nasıl esin kaynağı olabileceklerini de anlayabilmiş değilim.

Birinci İktisat Kongresi’ni düşününce konuşmacı listesinde “ortaya karışık” ötesi bir tasarım olamaz mıydı diye düşünmekten alamadım kendimi.  

Elbette olabilirdi. 

Dünyanın dört bir yanından ünlüleri bir araya getiren anlayış hiç kuşkusuz bunu da düşünebilirdi. Ama, Türkiye İktisat Kongresi ruhuna ve kurucu ilkelere bağlılık içindeki adların söyleyecekleri zamanın ruhuna uymazdı. 

Seçime geri saydığımız şu sıralarda Altılı Masa’ya ayrıca yer verilmiş olmasını elbette anlayışla karşılıyorum. Umarım ben ve benim gibileri yanıltırlar da, bir parçası oldukları Türkiye İktisat Kongresi ruhuna uygun yaklaşımlarda bulunurlar. 

Varsıl içeriğiyle ve sosyal izlencesiyle iz bırakacak bir anma toplantısıdır İBB’ninki. Bu yanına vurgu yapılmazsa haksızlık olur. Güzel bir anma etkinliği olduğu kuşkusuzdur.  

“Anma” işi tamam olduğuna göre darısı “anlamaya” diyerek sonlandırmış olalım!

Azim ve Karar, 18 Mart 2023.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.