HÜKÜMET İSTİFA DİYEBİLMEK…
Ceyhun Balcı
Büyük yıkımın yol açtığı üzüntü iç cephedeki gerginliği azaltır diye ummuştum. Yanıldığım gibi, iç cephedeki gerginlik ağıza alınmayacak sözcüklerin de katkısıyla arttı.
Geçen hafta sonunda oynanan futbol maçlarında önce Kadıköy’de, onu izleyerek de Dolmabahçe’de “hükümet istifa” sesleri yükseldi.
İktidarın küçük ortağı bu gelişmeler karşısında üst perdeden tepkisiyle öne çıktı.
Bahçeli “hükümet istifa” çağrılarına istifayla karşılık verdi. Doğrusunu isterseniz istifa Türkiye’nin unuttuğu bir davranıştı. Bahçeli bu davranışıyla önemli bir anımsatma yaparak hayırlı bir iş de yapmış oldu. Üyesi olduğunu ifade ettiği BJK’den ayrılmaya vardırdı işi. (Kulüpten yapılan açıklamadan Bahçeli’nin istifasına ilişkin bir dilekçenin kulübe ulaşmadığı anlaşılıyor)
Bahçeli, istifayla yetinmeyerek maçların seyircisiz oynanması önerisini dile getirerek tartışmayı alevlendirdi.
Anadolu kulüpleri söz birliği etmişcesine “hükümet istifa” diyenleri bozgunculukla suçladı.
Bu tartışmaları bir yana bırakıp soralım!
Hükümeti beğenmek ve desteklemek kadar hükümetin yanlışlarını dile getirmek ve son felaketteki eksikleri üzerinden istifaya çağırmak da bir hak değil midir?
Başka şekilde ifade edersek!
Ülkedeki her birey ve topluluk hükümetle aynı görüşte olmak zorunda mıdır? Eğer böyle bir zorunluluk yoksa hükümeti istifaya çağırmak demokratik bir hak değil midir?
Futbol izleyicisinin elindeki güç nedir ki iktidarı koltuğundan edebilsin! Yaşananlara karşı toplumda biriken tepkinin ve öfkenin böylesi toplumsal ortamlarda dışavurulmasından doğal ne olabilir?
Ölçülü ve akıllı bir iktidarın bu davranışları kendi konumuna yönelik bir tehlike olarak değerlendirmesi değil toplumun gerginliğini atması sonucu kendi konumunu da rahatlatma seçeneğini göz ardı etmesi bilmem nasıl açıklanmalıdır?
Bu gelişmelere tanıklık edince belleğim beni geçmişe götürdü.
12 Eylül’e yol alınan günlerdeki hükümetlere yönelik tepkileri anımsadım. Basında bunlara eklenenler de bir o kadar sert ve köşeliydi o yıllarda. O zamanlarda yazılan yazıların, çizilen karikatürlerin birazını bile bugün değil yayımlamak akla getirmek bile düşe eşdeğer bir durum.
12 Eylül’ü izleyen yıllarda da durum farklı olmamıştı.
Siyasiler ve özellikle iktidardakiler basında olsun, toplumsal ortamlarda olsun alabildiğine eleştiri oklarıyla karşı karşıya gelmişlerdir.
“Hükümet istifa” çağrıları her iki dönemde de dışavurulan tepkilerin en hafifi olarak da tanımlanmalıdır. Böylesine sıradan ve kimi zaman da yersiz bile sayılabilecek çağrının iktidar kanadından aldığı karşılık aklın alabileceği gibi değildir.
“Hükümet istifa” çağrısının kişiler ya da gruplar için soruşturma-kovuşturma konusu olması akıldışı olduğu kadar her birimiz için utanç gerekçesi olması abartılı bir yorum sayılmamalıdır.
“Hükümet istifa” diyebilmek ne değerli özgürlükmüş…
Azim ve Karar, 01.03.2023