SİMALA TAŞIMIZ, GELİN KAYAMIZ VE KOÇAL MAYAMIZ
Mahiye Morgül
Yeni yıla girerken okurlarıma Rize’den yeni haberlerle merhaba diyeceğim.
İlk haberimle Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ ablamızı sevindireceğim. Antik Karadeniz araştırmalarım sırasında Sümer mitolojisinden izlerle karşılaşırsam kendisiyle paylaşmamı istemişti. O nedenle henüz öğrendiğim yaşanmış bir öyküyü kendisine armağan göndereceğim.
Öykümüz Simala Taşı üzerinedir. Simela adı, Sümer Tanrıçası Kibele/Sümela ile sesdeştir. İpucunu buradan yakaladım ve izini sürdüm. Rize Karayemiş Köyünde evinin bahçesinde Simala Taşı olan bir aile yaşamıştır ve o taşın üzerinde geceleri namaz kılan Osman Koto adındaki dedenin lakabı bu nedenle Simala kalmıştır. Osman dedenin kızından torunları halen bu köylerde yaşamaktadır.
Simala Taşını bana anlatan Habib Koçal, aslen Ambarlık köyünden olup Simala lakaplı dedenin kızının kızından 3.kuşak torunudur. Büyük ninesi Kotoların kızı Karayemiş köyünden komşu köye Ambarlık’a gelin gitmiştir. Öyküyü bana anlattığı Aralık 2021’de ninesi sağdır ve torunu Habib Koçal’a bu öyküyü benim için telefonla yeniden anlatmıştır.
Simala Taşı 1980’lere kadar Simala dedenin bahçesindeydi. Bahçeden yol geçti, taş o zaman kayboldu. Simala dede geceleri onun üzerinde namaz kılardı. Anlattıklarına göre kışın her taraf üç metre kar olduğunda bile Simala taşı üzerinde kar olmazdı. Anlıyoruz ki taşın altında sıcak kaplıca damarı vardı. Halk arasında “Simala taşına hiç kar yağmazdı!” şeklinde anlatılagelmesi muhtemelen taşın sıcaklığından kaynaklıdır.
Evin sahibi Simala dede geceleri kalkıp Simala taşı üzerinde iki kere namaz kılarmış. Abdestini de yan tarafta akan buz gibi puardan (pınardan) alırmış. Bu puardan abdest alanın yüzü beyazlaşırmış, nurlanırmış. Anlıyoruz ki o suyun da cilde iyi gelen bir şifası vardı.
Simala taşının antik Rize ile bağını kurmak gerekirse, önce gece namazlarını açalım. Sümerlerden beri bizde akşam ve sabaha karşı olmak üzere iki kere namaz kılmak vardır. Bu gelenek Sümer kültürünün üzerinde oturan İran’da halen devam etmektedir.
Antik tarihte Oğuzoğullarının önemli merkezi konumunda olan Rize’de karşımıza çıkan böyle öykülere ve isimlendirmelere hem Sümer hem Oğuz töresi olarak bakmakta fayda var. Çünkü, Sirkasya (Başoğuzlu) uygarlığının önemli merkezi konumundaki Askoroz Bahriye körfezimizi ve Kıble Dağımızı merkeze oturtalım ve öyle düşünelim. Opa-damı (Potamya) buradadır. Ona ulaşan köylerin adlarına kadar her şey önemli ipucu içermektedir. Örneğin Kıble dağı yolu üzerindeki köylerin alttan birbirine mağara geçitleriyle bağlı olduğunu görüyoruz. Orada Gürgen (Kurgan) ve Pulihoz (Koz beli) önemli görünüyor.
Karayemiş köyünde Simala Taşında namaz kılan Osman Koto’nun evinin bahçesinde bulunan bu taşa saygı göstermesi bu ailenin Koto lakabı almasına da sebeptir. Çünkü Oğuzlar’ın antik karşılığıdır Godlar. Koto/God, açılımı Oğuz’dur ve İngilizceye bizden geçmiş bir kelime olan GOD/ALLAH demektir. Eğer Good (iyi) derseniz o da sesdeştir.
Simala ile sesdeş olan ŞİMAL üzerinde de durmak gerekir.
Şimal, yani Kutup yıldızıyla belli olan yön. Anlambilim açısından biraz daha açmakta fayda var. Şimal, şimuli, sanıldığı gibi Arapça değil Farsçanın da kökü olan Akadca’dır, çünkü A’Kad dili Oğuz(God) dili olup Sümercedir. Persler teşekkür ederken Mersi der, yani Tanrılarına Sümer/Mer-Si diyerek teşekkür ederler.
“Kutup” kelimesi keza “KUT-Opa” açılımlıdır. Kutsanmış olan! Kut-opa Darius Oğuz beylerinin kaya mezarları da Rize’de Kıble dağının kuzeyine düşen sahile bakan tepelerdedir ve en yüksek olanın adı da Başoğuz demek olan Sirahoz tepesidir. Şimale düşen bu yüksek sıradağda en tepedeki yamacın adı Varelit (Elit Yeri) olmakla tezimizi doğrulamaktadır. Burada gömülü olan elitler, Kolkhis (Eyzi Halkı) beyleri ve son Sümer devleti kabul edilen Pers Akmenid İmparatoru Darius hanedanından krallardır. Oğuz beyleri, faizli borç köleliğini yasakladıkları için Roma ve Atina tarafından hiç sevilmezlerdi. Roma’yı en çok korkutan kralımız VI.Mitridate de Darius’un torunuydu.
Başoğuzlu devletimizi tarihten silme (milat) kararı veren Romalı Sezar ve batılı emperyal devletler, iki bin yıldan beri GOD’ların izlerini silmeye devam ediyorlar, bitiremediler. İşte bugün canlı kaynaktan öyküsünü dinlediğimiz Simala Taşı bile bizim antik dönemden beri burada var olduğumuzu haykırıyor!
Sümerli izlerimiz yaşıyor. Çünkü tıpkı Koto lakabı gibi GOD ile sesdeş Kut, Hut, benzeri soyadlarımız Sirahoz çevresinde halen yaşamaktadır. Giresun-Samsun çevresinin eski adı olan God Yöre ve burada kurulan Canikoğlu Beyliği ile kendi ata bağlarını dilden dile bugüne getirenlerden biri de kaynak kişimiz Habib Koçal’dır.
Karayemiş köyünden Kıble dağına giden yol üzerinde yakın tarihe kadar bir de Gelin Kaya taşı vardı. Bunu birkaç kaynaktan doğrulattım. O da yol yapımına gitmiş. Ancak asıl Gelin Kaya bir rölyef olup Taşlık mekiinde Gelin Kaya tepesindeydi. Gelin Kaya’dan Gündoğdu sahiline kadar inen bir mağara geçit vardı. Halk buna dipsiz kuyu derdi. 1960’larda buradan az aşağıda Baleva Bayırı denilen yerde yaşayan halamın çocukları ne kadar uzun ip sarkıtsalar kuyunun dibini bulamadıklarını anlatırlardı. Bu dipsiz kuyu 1982-1983 yıllarında Amerikancı Kenan Evren cuntası tarafından askerlere kırdırıldı, içine kayalar dolduruldu. Bir de Taşlık’ta vardı diye efsanesi anlatılan kadın asker mezarlığının izleri ortadan kaldırıldı.
Bu dönemin canlı tanığı Doktor Fahrettin Bey ile Aralık 2021’de video kayıt yaptım. Diyor ki, “Gençleri tutukladı, Askoroz’daki Rize Eğitim Enstitüsünü hapisane etti, orayı tıka basa gençlerle doldurdu, bu sırada Gelin Kaya’nın antik kayalarını askerlere kırdırdı, dehlizleri de taşlarla doldurdu.”
Amerikancı Evren cuntası tarafından aynı tarihlerde bir de Emirbeyoğlu Hamzabey’in yaptırdığı ünlü tarihi Zincirli köprümüz sökülerek yok edildi. Bugüne müzelik bir tek demir zincir bile bırakmadılar!
Simala dedenin kızından torunu olan Habib Koçal’ın anlattığına göre Karayemiş köyünden Gürgen’e giderken yol üzerindeki ve çevredeki bütün köylerin altından birbirine tünellerle geçiş vardır. Bu geçitler antik Mitra (Hilal) kültürüne işaret eder.
Yeni yıla bir de güzel haberle girelim. Habib Koçal probiyotik ürünlerine yeni yoğurt mayası kattı, her eve öneriyorum. Kara üzüm asmasının kökünden aldığı geni bal genomlu mayaya kattı. Bunun yoğurdu önceki propolis genomlu mayadan daha güzel oldu. Sabah aç karnına bir kâse, akşam yatarken bir kâse, hem karaciğeriniz temizleniyor hem uykularınız düzene giriyor. Ailenize yeni yıl hediyeniz Koçal yoğurt mayası olsun. Simala’nın torunudur, şifası ve bereketi beraber gelir.
2022 yılında hepinize sağlıklı ve bereketli bir yıl diliyorum.
Azim ve Karar, 01.01.2022