SAĞLIK BATAKLIĞI
Özetle, sağlık bataklığı kurutulmak yerine her geçen gün genişlemektedir. Buna bağlı olarak sivrisinek üretimi de katlanarak artmaktadır.
Böylesi bir ortamda tek tek sivrisinek avlamak ve kamuoyunu bununla oyalamak sorunu çözümsüz kılmaktadır.

Ceyhun Balcı
Covid 19 salgınının korkutucu günlerinde Türkiye’deki yoğun bakım yatağı çokluğu çoğumuzun içimizi serinletmişti. O sırada bunun nedenini araştırmak akıl edilmedi.
Akıl edildiyse bile doğuracağı olası tepkilere göğüs germek göze alınamadı.
Sağlıkta Dönüşüm’le birlikte hızla kazanç alanına dönüştürülen sağlık, girişimcisine getiri sağlarken her geçen gün genişleyen bir bataklık anlamına da geliyordu.
Yoğun bakım yatağı sorgusuz ve denetimsiz bir kazanç alanıydı.
Neden diye sormanın neredeyse unutulduğu ve hatta suç sayıldığı yeni Türkiye’de bu bataklığın sorgusuz kalması da olağandı.
Yoğun bakım yataklarından oluşan bataklık yenidoğan yoğun bakımlarında yaşananlarla gözlerimizin önüne serilen yürek burkan sonuçlara yol açtı.
Her ne kadar basın olayın ilgi çekici yanına odaklanıp, sorulması gereken kimi soruları es geçse de olay tekil olmanın ötesinde sistemseldi.
Başka deyişle, bataklığa dönüşen sağlık ortamımız sivrisinek ve dolayısı ile hastalık üretmekteydi.
Yenidoğan çetesi adliyede sorgulansa da onları üreten sistem ve ortam sorgudan bağışık kaldı.
Geçtiğimiz günlerde bir başka olayla irkildik.
İstanbul’da bir özel sağlık kuruluşunda kalp krizi nedeniyle ölüm kalım savaşımı veren bir hasta girişimin yapıldığı yerde kurum muhasebecisinin sorgusuyla karşılaştı. Yaşamının kurtulması için hızla karar vermesi ve elini cebine atması istendi.
Elbette kabul edilemezdi. İnsaf ve vicdan sınırlarının yanı sıra ahlâk çizgisi de fazlasıyla aşılmıştı.
Yine olayın yaşandığı kurum, olayın başrolünde görünen muhasebeci mercek altına alındı.
Sivrisinek üreten ve çoğaltan ortam hak ettiği ilgiden yoksun kaldı.
Yenidoğanlarla ilgili olguda olduğu gibi stent üzerinden yürütülen pazarlığı şu açıdan sorgulamak gerekirdi.
Kalp krizi geçirdiğinden kuşku duyulan hasta neden bir kamu sağlık kurumundan özel sağlık kurumuna yönlendirildi?
Koskoca İstanbul’da bu hastaya ivedi sağlık hizmeti sunacak bir kamu sağlık kurumu yok muydu?
Sağlık, eğitim, güvenlik ve yargı dörtlüsü son çeyrek yüzyıldır yaşanmakta olan “özelleştirme=güzelleştirme” ortamında “kamu hizmeti” niteliği korunması gereken başlıklar olarak görülmek istendi.
Elbette sözde kaldı istek.
Buna karşılık, açıklıkla söylenmese de sağlık ve eğitim özelleştirme kapanına çoktan sokulmuştu.
Bu vicdansız, insafsız ve elbette ahlâksız ortamda özel sağlık kurumlarının girişlerine “SGK ANLAŞMALIDIR” yazılsa da yalın gerçek kalp krizi geçirmekte olan hastayla ameliyat masasında yapılan pazarlıkla kendini gösterdi.
Özetle, sağlık bataklığı kurutulmak yerine her geçen gün genişlemektedir. Buna bağlı olarak sivrisinek üretimi de katlanarak artmaktadır.
Böylesi bir ortamda tek tek sivrisinek avlamak ve kamuoyunu bununla oyalamak sorunu çözümsüz kılmaktadır.
Çözüm, sağlık hizmeti gibi yaşamsal bir başlığı kamu hizmeti kapsamına almaktan geçiyor.
Bu yapılmadıkça skandala eşdeğer patlayıcı olayların biri diğerini izleyecektir.
Ne yazık ki…
Azim ve Karar, 17.02.2025