SAĞLIMIZDA BİR BEKA SORUNUMUZ OLAN MERALAR KİMİN OLSUN?
Mustafa Kaymakçı
Kentlerde oturan yurttaşlarımızın belki de büyük bir çoğunluğu meralarımızın değerini yeterince bilmez.
Neden meralar çok önemli?
Mera her şeyden önce kendi içinde bir ekosistem demektir.
Bu ekosistem, bitki ve hayvanlardan oluşan binlerce canlıya yerin altında ve üstünde ev sahipliği yapmakta.
Mera denince; bitki çeşitliliği, hayvan çeşitliliği, doğal kaynak, erozyon önleyici, arılar, kuşlar, böcekler, sürüngenler, kemirgenler, yaban hayata ev sahipliği aklımıza gelir.
Ancak bunların yanı sıra süt, et ve diğer hayvansal ürünlerin üretimi için en önemli kaynak meralardır.
Meraları dışlayan hayvan yetiştiriciliği sistemleri, hem ekonomik değil, hem de sağlıklı hayvansal gıda üretimine engeldir.
İşte burada insanların sağlığı sorunları da , bir beka sorunu olarak gündeme geliyor.
Çocuklarımızda başlayan gelişme geriliği, süt ve et tüketimine ulaşamamaktan gelmiyor mu?
Süt ve eti yeterince tüketemeyen insanlarımız neyle beslenmeye çalışıyor?
Doymak için aşırı şekilde ekmeye yönelen insanlarımızda şişmanlığın yanı şeker hastalığı giderek yükselmiyor mu?
Haberimiz var mı? Şişmanlık ve şeker hastalığında Avrupa’nın en önde gelen ülkesi olmuşuz.
Burada meraların tarım dışı kullanımı ve kiralanması gibi iki önemli konu gündeme gelmektedir.
Meralar hangi yasalarla tarım dışı kullanıma ve kiralanmaya açıldı?
2005 yılında 5403 sayılı « Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu”,kısaca Toprak Yasası çıkartıldı. Toprak Yasası çıktı diye sevinirken, yasanın içerisindeki 13. Maddede kamu yararı adına kimi koşullar sağlandığında, tarım arazilerinin amaç dışı kullanımına izin veriliyordu.
Bu madde yol geçen hanı oldu ve tarım arazileri kamu menfaati(?) nedeniyle amaç dışı kullanıma açılmaya başlandı. Tarım müdürlükleri, « 13. Madde elimizi bağlıyor, kamu yararı adına izin vermek zorunda kalıyoruz” diyorlar.
Daha sonra çıkarılan «Torba Yasa” ile de mera, yayla, otlak, yaylak, kışlak, harman yerleri gibi tarım alanlarının kiralanması ve sonra da satılması işleri başlatılmış bulunuyor.
Aslında «Organize Sanayi Bölgeleri Yasası”, «Turizmi Teşvik Yasası”, «Orman Köylülerini Kalkındırma Yasası”, «Kara Avcılığı Yasası”, « Maden Yasası”, «Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirler ile Yapılacak Yardımlara Dair Kanunlar” gibi yasalarla da meralar nitelikleri yitirmeye başlamıştı.
Bunlara «Serbest Bölgeler”, «Endüstri Bölgeleri” ve son çıkartılan «Kentsel Dönüşüm Yasası ”gibi yasaları da eklenince meraların, özel mülkiyete ya da 49-99 yıllığına kiralanması uygun bir duruma getirilmişti.
Ancak anılan yasalara karşın, varolan Mera Yasası’na göre amaç dışı kullanımlar mahkeme kararlarıyla iptal ettirilebiliyordu.
Ancak «Torba Yasa”yla mahkeme yolu tamamen kapatılmış bulunmaktadır.
İlgililer, torba yasası ile meraların ıslah edilmesi koşuluyla kiralanacağını, kiralama hakkının öncelikle köy muhtarlarının olacağını söylüyorlar. Buna karşılık muhtarların kiralama bedelini bulmaları olanağı nasıl yaratılacak sorusunun cevabı belli değil.
Ne Kadar Mera Arazimiz Kalmış?
1940’lı yıllarda mera alanı 44 milyon hektardan günümüzde 14,5 milyon hektarın altına düşmüş.
Meralar tarım dışı kullanıma açılmış.
Üstelik doğal yem alanlarımızın bitki örtüsü, plansız, aşırı ve erken otlatmalar nedeniyle de bozulmuş ve erozyona açık alanlar haline gelmiş.
Ne yapmalı?
Türkiye kırmızı et açığı çeken bir ülkedir.
Hayvancılığın bel kemiğini teşkil eden mera, otlak ve diğerlerinin, anılan yasaların emrettiği hükümlere göre satılması ve kiralanması demek; hayvan varlığının açlığa terk edilmesi demektir.
Hayvan varlığının açlığa mahkum edilmesi de aslında insanlarımızın açlığa ve de sağlıksız beslenmeye mahkum edilmesi demektir.
Üstelik meraların tarım dışından gelecek yerli ve yabancı girişimcilere, daha doğrusu şirketlere bırakılması, bir başka deyişle aile çiftçiliği yapan köylülerden alınması, köylülerin tarım dışına sürülmesi anlamındadır.
Köylülerin tarım dışına sürülmesi, kentlerdeki yoksulluğu, umarsılığı körüklemiyor mu? Umarsızlık sadaka ekonomisinin körüklemiyor mu?
Kırmızı et üretiminin karlı bir şekilde sürdürülmesi için meraların bırakınız satılması ya da kiralanmasını, korunması ve geliştirilmesini gerektirmektedir.
Meralar yerli ve yabancı şirketlerin kullanımına açılmamalıdır.
Aslında köylüler Türkiye’nin her yerinde karşı eyleme başladılar.
Ancak yetiştirici birlikleri olmak üzere kırsal kesimin diğer örgütlerinin meraların amaç dışı kullanılması ve kiralanmasına karşı nasıl tavır gösterecekler henüz belli olmadı.
Yeniden başlıktaki sorumuzu soralım.
Sağlımızda bir beka sorunumuz olan meralar kimin olsun?
Şirketlerin mi, köylülerin mi?
Siz ne dersiniz?
Azim ve karar, 03.02.2025