ATANI VURAN SİLAH

ATANI VURAN SİLAH
13 Ağustos 2022 22:06
418
A+
A-

  • Türkiye’nin, koynunda Atatürk’ün görselini taşıyan Cezayir özgürlükçülerini BM’de yalnız bırakması.
  • Türkiye’nin Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında yanımızda duran Kaddafi’yi alaşağı edenlerle birlikte olması
  • Türkiye’nin güney komşusu Suriye’nin kundaklanmasına seyirci kalmakla yetinmeyip etkin rol alması.

Sıralanan üçlü  ayağı bu topraklara basanları içini parçalamaıştır.

İlk ikisi doğrudan etki yaratmasa ve saygınlık yitimiyle atlatılsa da üçüncüsü Türkiye’yi yakından ilgilendirmiştir.

Bugün herhangi bir büyük kentimizde yolda yürüyen her 10 kişiden birisi “sığınmacı” adı altında demografik aygıta dönüşmüş kişiler olarak boy gösteriyorsa nedeni Türkiye’nin akla, vicdana ve insafa sığmayan Suriye politikasıdır.

Emperyalist kurguya denk düşen bu durum karşısında başından bu yana uyaran, yön değiştirelim, yanlıştan dönelim diyenlere kulak asan olmadı.

Suriye’de yangın çıkartılmasında önde gelen rol oynayan Ahmet Davutoğlu’nun yolu AKP’yle ayrılsa da AKP’nin emperyalist kurguyla yolunu ayıramadığı görüldü.

Bugünün tek adamı da onun açtığı yolda ilerlemeyi her türlü uyarıya karşın sürdürmekte sakınca görmedi.

Uyarılara verdiği yanıt “zalim, zulüm, mazlûm” sözcüklerinden öteye geçmedi.

Kuşkusuz önemlidir bu kavramlar.

Ama, bunları önemserken ülkenizin uğradığı yıkımı görmezden gelirseniz, ülkenizdeki insan örgüsünün dönüşümüne kulak asmazsanız ve hatta bu dönüşümden siyasi çıkar beklentisine kaptırırsanız kendinizi Davutoğlu’ndan ne farkınız kalır?

Bu can alıcı irdelemeyi yapma görevini tamamladıktan sonra güncele dönelim.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama doğruya erişme yolunda umut vericiydi. Türkiye-Suriye ilişkilerinin onarılması, ortaklaşa çıkarkar paydasında birleşilmesi ve sınırımızdaki yangının söndürülmesi bakımından olumlu bir adıma eşdeğerdi.

Bizler için umut verici olan bu söylem Suriye yangınının başından bu yana önde gelen oyuncusu olan ve ne yazık ki Türkiye’nin desteğiyle ayakta duran Özgür Suriye Ordusu’nu kızdırmış görünüyor. Kızgınlık o noktaya varmış ki, Suriye’nin kuzeyindeki Türk unsurlarına saldırıya vardırılmış iş.

Küstahlık, sınırtanımazlık, densizlik bu davranışı tanımlamada ilk aklıma gelen sözcükler oluyor.

Bu noktada tepkimizi yöneltmemiz gereken odak hiç kuşkusuz Özgür Suriye Ordusu adı altında bir araya gelmiş başıbozukluktur. Onlara bu gücü 10 yılı aşkın süredir veren bizimkileri de göz ardı etmemeliyiz.

Sayısız uyarıyı duymazdan gelen saplantılı yönetimimizin son gelişmelerle kendine gelmesini ve doğruya yönelmesini bekliyoruz.

Özgür Suriye Ordusu ve etkisi altındaki öğeler son gelişmelerle “atanı vuran silaha” dönüşmüştür bizler için. Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi oysa.

Büyük Atatürk’ü bir kez daha anımsamadan edemeyiz!

  • Sovyet Rusya’yla iyi geçinin.
  • Bölge ülkeleriyle iyi geçinmekle yetinmeyin. Emperyalizme karşı onlarla dayanışma içinde olun.
  • Arap dünyasına çomak sokmayın!

Bu sözlere uygun şekilde davrandığı kuşkusuzdur Atatürk’ün.

Böylelikle yaşamı boyunca ve onun izinden gidenlerin yönetimde olduğu sürece Türkiye bugünkü gibi uluslararası darboğazlardan geçmek zorunda kalmadı.

Kendi besleyip büyüttüğü ve sonunda kendisini vuran Özgür Suriye Ordusu olgusunun iktidarı kendine getirmesi biricik dileğimiz…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.