20. ADAMIZ DA İŞGAL EDİLDİ. TÜRK TOPRAKLARINDA, BÜYÜK YUNANİSTAN / BİZANS DEVLETİ KURULUYOR!
Türkiye’nin doğu ve güneydoğu bölgesinde bir karış vatan toprağını düşmana vermemek için nice kahraman Mehmetçikler, polisler ve kamu görevlileri şehit olurken, Türkiye’nin batısındaki vatan toprakları savunulmadan Yunanistan’a teslim ediliyor. Yunanistan, yine hiçbir engelle karşılaşmadan 20. Adamızı da işgal etti. Muğla İl sınırları içinde bulunan Limoniye Adası’nda artık Yunan ve Bizans bayrakları dalgalanıyor. Limoniye Adası, 1923 Lozan Antlaşması ve 1947 Paris Antlaşması’na göre Türkiye’nin egemenliğinde kaldı, Yunanistan’a verilmedi. Herke Adası ile Rodos Adası arasında bulunan Limoniye Adası, İstanbul’daki Büyükada’nın iki misli büyüklükte. Yunanistan, yerleşime ve turizme açtığı Limoniye Adası’na, St. George ve Agios Minas olmak üzere iki kilise inşa etti. St. George Kilisesi’nin önünde Yunan bayrağı ile birlikte Bizans bayrağı da dalgalanıyor. Limoniye Adası’nın değişik yerlerinde hem Yunan hem de Bizans bayrağı dalgalanıyor. Anayasamızın 3. Maddesi’ndeki tek bayrak ve tek devlet ilkesi zaten 2004’ten beri fiilen değişmiş durumda. Türk topraklarının büyük bir kısmı Ankara’dan yönetilirken, 20 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı Atina’dan yönetiliyor.
YUNANİSTAN, TÜRKİYE’NİN SIRTINDAN PARA KAZANIYOR !…
Yunanistan, Rodos Adası’ndan Muğla Limoniye Adası’na günlük tekne turları düzenleyerek turist taşıyor. Yunanistan, Limoniye Adası’na, Alimia Adası diyor. Ada etrafında bulunan batık tekneler için dalış turları düzenleniyor.
LİMONİYE ADASI’NIN İŞGALİ NEDEN ENGELLENMEDİ?
Google’da yayınlanan resimlerde, St. George Kilisesi’nin Ağustos 2020’de restore edildiği ve Eylül-Ekim 2020’de, Limoniye Adası’na Yunan ve Bizans bayraklarının dikilerek adanın işgal edildiği açıkça görülüyor. Türkiye, Kardak kayalıklarına dikilen Yunan bayraklarını 3 gün içinde indirirken, Limoniye Adası’na dikilen Yunan ve Bizans bayraklarına 5 aydır seyirci kalıyor. Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Ümit Dündar ve Ege Ordusu Komutanı Ali Sivri vatan topraklarını neden savunmuyor? Limoniye Adası’nın işgali neden engellenmedi?
İSTİKŞAFİ GÖRÜŞMELERDE İŞGAL EDİLEN ADALAR KONUSU NEDEN GÖRÜŞÜLMEDİ?
Türkiye ile Yunanistan arasında düzenlenen istikşafi görüşmeler’in 61. Turu 25 Ocak 2021’de İstanbul’da yapıldı. Görüşmelere, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın başkanlık etti. İstikşafi görüşmelerde, Yunanistan’ın önceki yıllarda işgal ettiği adalar ile Eylül-Ekim 2020’de işgal ettiği Limoniye Adası neden görüşülmedi? Bu nasıl İstikşafi görüşme? İbrahim Kalın, bu konuda Türk kamuoyuna açıklama yapmak zorundadır.
MUĞLA İL SINIRLARI İÇİNDE İŞGAL EDİLEN ADA SAYISI 7’YE ÇIKTI!…
Önceki yıllarda Muğla’nın Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardıççık ve Ardacık adaları ile Plati Kayalığı işgal edilmişti. Limoniye Adası’nın da işgal edilmesiyle, Yunanistan’ın egemenliğine giren Muğla adalarının sayısı 7’ye çıktı. Muğla İl sınırları içinde bulunan 7 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığı Yunanistan’ın başkenti Atina’dan yönetiliyor. Yunanistan, gözümüzün içine baka baka ve devamlı olarak Türk adalarını işgal edip adalarımıza Yunan ve Bizans bayraklarını çekerken, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Muğla Valisi Orhan Tavlı işgale seyirci kalıyor. Vatan elden giderken Yunanistan’a müzik notası bile verilmiyor.
TAYYİP ERDOĞAN, 3 YILDIR LOZAN DOSYASINI ÇIKARAMADI!…
Erdoğan, 27 Ocak 2018’de, partisinin Kocaeli Gençlik Kolları İl Kongresi öncesi kendisini bekleyen vatandaşlara yaptığı konuşmada, “Şimdi Kılıçdaroğlu’na sorarsan Lozan’da kazandığımızı söyler. Ondan sonra da adaların faturasını AK Parti’ye kesmeye kalkar. Adaları siz verdiniz, siz. Sizin partinizin başında olanlar verdi ve şimdi tarihi dosyaları hazırlatıyorum ve o tarihi dosyaları, Lozan da dahil olmak üzere bunların önüne de milletime de bunları o belgelerle anlatacağız” dedi. Erdoğan, kendi döneminde verilen adaları Lozan’a yüklemeye çalışarak Atatürk ve İnönü’yü suçladı. Ancak, Erdoğan, 3 yıldır Lozan Dosyasını çıkaramadı, iddiasını ispatlayamadı. Üstelik, Erdoğan’ın 2018’de yaptığı konuşmadan sonra 2 Türk Adası (Küçük Çuha, Limoniye) ve 1 Türk Kayalığı (Plati) daha işgal edildi.
TÜRK ADALARININ, YUNANİSTAN’IN EGEMENLİĞİ ALTINA KONULMASINDAN VE TÜRKİYE’NİN BÖLÜNMESİNDEN SORUMLU OLAN ESKİ BAŞBAKAN TAYYİP ERDOĞAN YARGILANMALI, AKP DE KAPATILMALIDIR.
Anayasamızın ilk üç maddesi değiştirilemeyecek hükümler kapsamında olup anayasal düzenin nasıl olduğunu tarif ediyor. Anayasanın 3. Maddesine göre; Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçe’dir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı “İstiklal Marşı” dır. Başkenti Ankara’dır. Siyasal iktidarlar, anayasanın ilk üç maddesinde tanımlanan anayasal düzeni korumak ve idame ettirmekle görevlidir. Siyasal iktidarların korumakla görevli olduğu anayasal düzen, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa AKP İktidarları döneminde değişikliğe uğrayarak ortadan kalktı. Adalar (Ege) Denizi’nde 20 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığının 2004’ten itibaren Yunanistan tarafından işgal edilmesiyle, Türkiye batıdan bölündü ve Türkiye’nin batısında ikili devlet düzenine geçildi.Türkiye’nin batısındaki 20 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı Yunanistan’ın Başkenti Atina’dan yönetiliyor. İşgal edilen Türk topraklarında 14 Yunan Askeri Üssü kurulmuş olup bu üslerde 5 binden fazla silahlı Yunan askeri elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Türkiye’nin batısındaki topraklarımız birisi Türk diğeri Yunan olmak üzere ikişer belediye başkanı, ikişer vali ve ikişer cumhurbaşkanı tarafından yönetiliyor. Türk topraklarında, Türkçe ile birlikte Yunanca konuşuluyor, Türk bayrağı ile birlikte Yunan ve Bizans bayrakları dalgalanıyor ve İstiklal Marşı ile birlikte Yunan Milli Marşı da okunuyor.Türkiye’de, Yunan askerleri kullanılarak darbe yapılmıştır.Devletin tekliği ve birliği ortadan kalkmış, otorite, Yunanistan ve İstanbul Fener Rum Patrikhanesi ile paylaşılarak Türkiye’nin batısında ikili devlet düzenine geçilmiş ve Türkiye batıdan bölünmüştür. Anayasanın 3. Maddesi fiilen değiştirilmiştir. Adaların işgalini önlemek için Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Hükümet Direktifi verilmedi. 2004 Yılında başlayan işgal için Yunanistan’a 17 yıldır nota verilmedi. Yani adalarımız alenen Yunanistan’a verildi. 16 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığının Yunanistan’ın egemenliği altına konulmasından ve Türkiye’nin bölünmesinden sorumlu olanlar;Başbakan Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanları Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu, Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanları Abdülkadir Aksu, Beşir Atalay, İdris Naim Şahin, Muammer Güler, Efkan Ala, Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök. 4 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığının Yunanistan’ın egemenliği altına konulmasından ve Türkiye’nin bölünmesinden sorumlu olanlar;AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İçişleri Bakanları Efkan Ala, Süleyman Soylu, Savunma Bakanları Fikri Işık, Nurettin Canikli, Hulusi Akar ( 31 Temmuz 2016’da Kuvvet Komutanlıkları, 15 Temmuz 2018’de Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandı ), Genelkurmay Başkanları Hulusi Akar, Yaşar Güler. 16 Türk Adası ve 1 Türk Kayalığının Yunanistan’ın egemenliği altına konulmasından, anayasal düzenin ortadan kaldırılmasından ve Türkiye’nin bölünmesinden sorumlu olan eski Başbakan Tayyip Erdoğan Türk Ceza Kanunu Madde 302, 309 ve Terörle Mücadele Kanunu Madde 3’ten Ağır Ceza Mahkemesi(ACM)’nde yargılanmalıdır. Eski Başbakan Erdoğan’ın ACM’de yargılanmasının önünde kanunen ve hukukun hiçbir engel yoktur. Çünkü işlenen suç görevle bağlantılı olmayıp darbe ve terör suçudur. Ayrıca, Kenan Evren’in Genelkurmay Başkanı olduğu 02 Ocak 1980-08 Kasım 1982 dönemi ile Cumhurbaşkanı olduğu 09 Kasım 1982-06 Aralık 1983 tarihleri arasında işlediği suçlar gerekçe gösterilerek eski TCK 146’dan (Yeni TCK 311; Anayasal düzeni ortadan kaldırmak) Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığını hatırlatalım. Anayasamızın 10. Maddesine göre herkes kanun önünde eşittir. Kenan Evren’in yargılandığı gibi Eski Başbakan Tayyip Erdoğan da Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalıdır. İzmir, Aydın ve Muğla İl sınırları içinde bulunan adaların Yunanistan’ın egemenliği altına konulmasından sorumlu olanlar hakkında, anılan illerin Cumhuriyet Başsavcıları tarafından soruşturma açılmalıdır. Girit Adası’nın etrafındaki 6 Türk adasının Yunanistan’ın egemenliği altına konulmasından sorumlu olanlar hakkında da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma açılmalıdır. Sorumlular, TCK 302, 309 VE TMK 3’ten yani darbe ve terör suçu işlemekten Ağır Ceza Mahkemesi (ACM)’nde yargılanmalıdır.
MEGALİ İDEA / BÜYÜK YUNANİSTAN / BİZANS PROJESİ’Nİ UYGULAYAN AKP’NİN KAPATILMASININ ÖNÜNDE YASAL ENGEL YOKTUR!…
1920 Sevr Antlaşması’nda dayatılan Megali İdea / Büyük Yunanistan / Bizans Projesi’ne göre Adalar(Ege) Denizi Yunan Gölü’ne dönüşecek, Trakya bölgesi ile İstanbul, Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Çanakkale, İzmir ve Manisa Yunanistan topraklarına katılacaktı. 1923 Lozan Antlaşması ile engellenen Megali İdea / Büyük Yunanistan / Bizans Projesi, Tayyip Erdoğan ve AKP Hükümetleri tarafından adım adım uygulanıyor. Erdoğan ve AKP Hükümetleri 2004’te, Lozan Antlaşması’nı ihlal ederek Cumhuriyet tarihinde ilk defa Fener Rum Patrikhanesi’ne yurt dışından 6 yabancı papaz atanmasını sağladı. ABD, İngiltere ve Girit Başpiskoposları ile Rodos, Finlandiya ve Yeni Zelenda metropolitleri Patrikhane’nin Sen Sinod Meclisi’nde göreve başladı. Yurtdışından getirilen 6 papazdan 2’si İznik ve Bursa Metropoliti olarak atandı. Daha sonra 2016’da İzmir Metropoliti atandı. Halbuki Lozan Antlaşması’na göre İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada dışındaki tüm Rumlar mübadeleye tabi tutulmuş ve tüm dini örgütleri lağvedilmişti. Adalar(Ege) Denizi’ndeki 20 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığı 2004’ten itibaren Yunanistan’ın egemenliği altına konuldu. Adalarımızda Yunan ve Bizans bayrakları dalgalanıyor. Adalar(Ege) Denizi Yunan gölüne dönüştü. Megali İdea / Büyük Yunanistan / Bizans Projesi’nin Ege bölümü tamamlanmış oldu. Boğaziçi Üniversitesi ve Rektör Gülay Barbarosoğlu, Lozan Antlaşması’nı ihlal ederek, Yunanistan ile birlikte adalarımızın işgaline ortak olan ve TCK 302, 309 ve TMK 3’ten yargılanması gereken Patrik Bartholomeos’u 2013’te Ekümenik Patrik ilan etti ve Bartholomeos’a fahri doktora unvanı verdi. Başbakan Erdoğan ve AKP Hükümeti bu duruma sessiz kaldı. Sessiz kalmak onaylamaktır. Verilen somut örneklerden anlaşılacağı üzere Erdoğan ve AKP Hükümetleri, Türk topraklarında Büyük Yunanistan / Bizans Devleti’ni kuruyor. Hem de saklamadan, gizlemeden ve göstere göstere. AKP, hem vatana hem de kendisine oy veren vatandaşlarımıza ihanet etmiştir. Anayasanın 68. Maddesinin 4. Fıkrasına göre, “siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne aykırı olamaz.” Anayasa Mahkemesi günümüze kadar 13 siyasi partinin kapatılmasında bu ilkeyi esas almıştır. Anılan ilke kapsamında ilk olarak 1971 yılında Türkiye İşçi Partisi kapatılmış, son olarak 2009 yılında Demokratik Toplum Partisi kapatılmıştır. 20 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığının Yunanistan’ın egemenliği altına konulmasından, Büyük Yunanistan / Bizans Projesi’nin uygulanmasından, anayasal düzenin ortadan kaldırılmasından ve Türkiye’nin bölünmesinden sorumlu olan, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı haline gelen ve bu şekilde; Anayasa’nın 68. Maddesinin 4. Fıkrasına, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 78,79,80 ve 90. Maddelerine aykırı eylemlerde bulunduğu açıkça görülen Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) kapatılmalıdır. HDP DE KAPATILMALIDIR !… Anayasa Mahkemesi, Demokratik Toplum Partisi (DTP)’ni, eylemleri yanında terör örgütüyle olan bağlantılarını da değerlendirerek, partinin Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı nitelikteki fiillerin işlendiği bir odak haline geldiğini belirtmiş ve kapatılmasına karar vermiştir. Halkların Demokratik Partisi (HDP) de DTP gibi kapatılmalıdır.
TÜRKİYE, CUMHUR İTTİFAKI DÖNEMİNDE 2 ADA VE 1 KAYALIĞINI KAYBETTİ. MHP VE BBP, CUMHUR İTTİFAKI’NDAN DERHAL AYRILMALIDIR!…
AKP, MHP ve BBP’den oluşan Cumhur İttifakı için hazırlanan ve 2018’de YSK’ya teslim edilen Cumhur İttifakı Protokolü’nde; “Cumhur İttifakı, Türkiye’yi hedef alan saldırılar karşısında, parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye’yi zayıflatarak uluslararası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır” ifadesi yazılıdır. Ancak, Cumhur İttifakı döneminde, 2 Türk Adası (Küçük Çuha, Limoniye) ve 1 Türk Kayalığı (Plati) Yunanistan tarafından işgal edilirken, ittifak ortağı 3 parti tarafından ortak bir duruş gösterilmediği gibi Yunanistan’a müzik notası bile verilmedi. AKP ile birlikte MHP ve BBP de vatan topraklarında dalgalanan Yunan ve Bizans bayraklarına seyirci kaldı. MHP ve BBP, Cumhur İttifakı’ndan derhal ayrılmalıdır. Aksi halde, ittifakta kalmak, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmesine, Megali İdea / Büyük Yunanistan / Bizans Projesi’ne açık destek vermektir.
Azim ve Karar, 02.03.2021