VALİ BEYLER
Ceyhun Balcı
Geçtiğimiz günlerde deprem bölgesine başka illerden eşgüdüm amaçlı atanan iki valinin çıkışına tanık olduk. İz bırakan sözler söylediler.
İlki yaşanan yıkımın ve yitimlerin kestirilenin 4-5 katı büyüklüğünde olduğunu ileri sürdü. Hiç de akla yatkın olmayan bir saptama değildi. Bir bakıma gözden uzak tutulan gerçeğin devletin valisince ifadesiydi.
Bir başka vali beyin önerisine ise gözlerimle görmesem, kulaklarımla işitmesem inanmakta zorluk çekerdim.
Yine yıkımın ve gereken parasal kaynağın büyüklüğüne vurgu yaptı.
İmeceye çağırdı halkı.
Her çalışan bir aylığını bu havuza bağışlasa kimse aç kalmaz demekten alamadı kendini. Bu sözler sayın valinin ağzından çıkmış olsa da, Türkiye’de son derece yaygın olan, tepki görebilecek sözleri başkasına söyletme alışkanlığı göz önüne alındığında “acaba” demekten alamadım kendimi.
Her neyse!
Sayın valinin çalışanların aylığına göz dikildiği izlenimi veren sözleri söylemezden önce başka kaynaklar bulunabileceği gerçeğinden haberdar olduğunu sanırım.
Örneğin!
Otoyol, köprü, tünel, batan, çıkan, uçan ve de kaçan yol yüklenicileri.
Ya da kazanç güvenceli şehir hastaneleri işletmecileri.
Biraz daha geriye gidelim.
Bugün depremin yarattığı yıkım ön planda olsa da 3 yılı aşkın süredir, başka deyişle salgından bu yana yaşamımızdaki ekonomik zorluklar belirginleşmiştir.
Salgının tavan yaptığı sırada da aklıma gelmişti bu durum.
Salgınla birlikte işini, aşını ve hatta eşini yitiren sayısız yurttaşımızın olduğu biliniyor.
Devletin hemen her şeyini yitiren vatandaşlara bir şeyler verebilmesini İBAN numaralarına aktarılacak niceliklere bağlaması elbette kabul edilir gibi değildi.
Salgın akılcı ve kabul edilir bir gerekçe oluşturmuşken az önce adını andığım ve kazançları devlet güvencesinde olan yükleniciler ve işletmeciler özveride bulunamaz mıydı? Diyelim ki bunu onlar akıl edemediler. Devletin başındakiler onları bir masa çevresinde toplayıp bu durumu anlatsalar ve isteği dile getirseler söz konusu kişiler ellerini ceplerine atmazlar mıydı?
Benzer isteği sayın valinin aylıklara göz diken konuşması sonrasında yeniden aklıma getirdim.
Hemen eklemekte yarar var!
Türkiye Cumhuriyeti’nin baştan bu yana Merkez Bankası’nda biriktirdiği yedek akçe bile olur olmaz yerlere harcanırken bu günleri öngöremeyen bir yönetimimiz olduğu belliydi.
Toplamda yönetsel yeteneksizlik kaynaklı parasal darlığın çalışanların aylıklarıyla çözüme kavuşturulması önerisini ilk kez işittim.
Sınır tanımazlığın, halden anlamazlığın vardığı noktayı anlamamız bakımından yararlı oldu sayın valinin bu sözleri.
Plan, program ve hazırlık olmadığında içine düşülen umarsızlığı da çok iyi yansıtıyor valinin bu çıkışı.
Elbette anlayana…
Azim ve Karar, 25.02.2023