AZMANBUL YARGISI
Ceyhun Balcı
“Bağımsız” Türk yargısının İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki özgürlüğü ve siyaseti bağlayıcı kararı kestirilemez değildi. Yeni Türkiye’nin yeni yargısı bağımsız görünse de belirli duyarlılıkları okşamaya alışmıştı. Bir dönem birisinden buyruk almış olsa da içinde bulunduğumuz son dönemde buna bile gerek kalmadığını sayısız örnekle doğrulayabiliyoruz.
Bir yerde rastladığım saptama : “Altılı masa Cumhurbaşkanı adayını belirlemekte gecikince mahkeme belirledi.” İlkeden ve tasarımdan yoksun Türk siyasetine uygun bir saptama olduğu kuşkusuz.
Komplo kuramcılarına da gün doğdu diyebiliriz.
Her türden komplo kuramcısına yer var bu bileşimde.
Birisi dese ki, verilen bu karar seçimde şimdiki Cumhurbaşkanını zorlayacak olan Ekrem İmamoğlu’nun önünü açmıştır. Dolayısı ile bu karar yargıdaki FETÖ kalıntılarının kurgusu olabilir.
Bir başkası çıkıp dese ki, yeni yargı bu süreci hızla tamamlayıp, Yargıtay aşamasını da bitirecektir. Dolayısı ile, Erdoğan zorlu bir karşıtını ayağına takılacak taş olmaktan çıkartmıştır.
Bu ve benzeri yorumları komploculara bırakarak olaya başka yanından bakalım!
İstanbul ya da güncellenen adıyla Azmanbul!
Türkiye’deki her 5 kişiden birisinin yaşadığı mega-hiper kent : Azmanbul.
Hemen her gelişmeye hazırlıklı olan kıdemli iktidarımızın İstanbul’daki iktidar değişikliğine hiç de hazır olmadığı 2019 seçimlerinden sonra anlaşıldı.
Azmanbul, ülkemizin her konuda olduğu gibi yağmalanmasında ve talan edilmesinde örnek kent. Kuzey kuşağına sokulan hançerle yeşilinin son kalıntıları da haklandı. Bu haliyle Azmanbul doğal ve kültürel yıkıma uğratılmış olsa da ülke siyasetinin gözbebeği konumunu koruduğu gibi her geçen gün güçlendirmektedir. Taşını, toprağını altın gibi değerlendiren siyaset cansuyuna ya da İstanbul’a gereksinim duymaktadır. Her ne kadar, son 20 yılda siyasi iktidar yaptığı değişikliklerle yerel yönetimi temizlik ve park bahçe hizmetleri vermekle sınırlamış olsa da İmamoğlu’nun seçilmesiyle kendisini gösteren kısıtlamalar iktidarı öfkelendirmişe benzemektedir.
Bu haliyle Azmanbul bir an önce yeniden fethedilesi bir kaledir.
Varlığını ve sürdürülebilirliğini olmazsa olmaz gereklilik sayan ve iktidara mecbur olan iktidarın İstanbul manevrasını bu yanıyla da görmek olanaklıdır. Ve belki de gereklidir.
Azmanbulsuz iktidarın tatsız tuzsuz olduğu birkaç yıl içinde de olsa ortaya çıkmıştır.
Her ne kadar İstanbul’un yeni yönetimi Azmanbul’dan geri dönüş şöyle dursun Azmanbul’u denetim altına almaktan bile kaçınsa da iktidarın yolunun Azmanbul’dan geçtiğinin fazlasıyla farkında olan iktidar Azmanbul için her şeyi yapmaya hazırdır.
Açıktır ki, Azmanbul giderse iktidar da gider. İktidar gitmese bile yağmanın ve talanın eksikli olacağı, tatsız tuzsuz olacağı kuşkusuzdur.
Son söz, 1921 anayasası heveslilerine söylenmiş olsun. Bölücü ve etnikçi tayfanın aradığı kanı içeren bu anayasanın “taş yerinde ağırdır” sözü gereğince o zaman anlamlı ve önemli olmakla kalmadığı gerekli olduğu açıktır. 1921 anayasasının ruhunu “kuvvetler birliği” oluşturur. Varlık savaşı veren bir millet adına bu savaşı BMM vermektedir.
Yüz yıl sonra bugün böyle bir ilkenin gereksizliği tartışılmazdır.
1921 anayasasını mal bulmuş Magripli gibi sahiplenenlerin bugün yaşananlar konusundaki görüşleri de merak konusudur.
Azim ve Karar, 15.12.2022