ALIŞMAYIN!
Zahide UÇAR
ABD kuyruğunda Suriye’ye girip, Fırat’ın Doğusuna PKK’nın yerleşmesine neden olan AKP….
Gün yok ki bir şehit haberi gelmesin. Birkaç satır ve kuru başsağlığı dilekleri… Sonra unutuluyor. Sonra başka bir çocuğumuzun şehit haberini alıyoruz.
Ne uğruna?
Bu çocuklar gariban aile çocukları. Cami ve kışlada fakir, zengin yoktu. VİP Camii(dırar mescidi) yapıp camiyi böldüler. Paralı askerlik çıkarıp vatan savunmasını garibanın üzerine yıktılar. Ülkemizde işsizlik ürkütücü boyuta geldi. Mühendislere asgari ücret altında ücret teklif eden iş yerleri var. Acı tarafı bu ücreti kabul etmek zorunda kalan mühendisler var. Böyle bir ortamda ücretli askerlik garibanın seçeneği oldu. Ölen gariban olunca, gündem olmuyor. Arkasını arayan olmuyor. Bu durum bana Yemen Türküsü’nü hatırlatıyor:
Yemen yolu çukurdandır
Karavana bakırdandır
Zenginimiz bedel verir
Askerimiz fakirdendir
Yemen’de çocuklarımızı kırdıranların torunları, çocuklarımızı bizim olmayan bir cehenneme sürüyor. Kendi çocuklarına Lale Devri yaşatan, yandaşına 5-10 maaşlı iş yaratanlar, garibanın ekmek kavgasına ölüm seçeneğini koyuyor.
Vatanımız tehlikede değilse savaş cinayettir. Türk Askeri vatanımızı koruyacaksa, Ege’de Yunanistan’ın işgal ettiği adalarımızı korumalıdır.
Gazeteci İsmail Saymaz’ın ortaya çıkardığı bir haber içimizi isyanla doldurdu. Habere göre;
“Türk askerleri Sefter Taş ve Fethi Şahin’in Suriye’de yakılarak şehit edilmesinde fetva verdiği iddia edilen “IŞİD kadısı” Alwi’nin adli kontrolle serbest bırakıldığı, Gaziantep’te dükkân işlettiği ortaya çıktı.”
Böyle bir haber sonrasında, DEVLET DEVLETSE İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Adalet Bakanı derhal istifa eder. Hesap verir.
Askerinin katilini besleyen, işyeri açmasına göz yuman, adli kontrolle serbest bırakan bir devleti kimse ciddiye almaz.
ABD Türk askerinin başına çuval geçirdiğinde AKP Genel Başkanı “nota verecek misiniz” diye soranlara “müzik notası mı” diye cevap verdi. Bundan cesaret alanlar MİT personelimizi de derdest etti. Coni Türk askerinin başına çuval geçirirken resim çeken Neçirvan Barzani bu ülkede kırmızı halılarda karşılandı. Milli Görüşten gelen Ahmet Akgül “AKP UÇURUMA GİDİYOR” isimli bir kitap çıkardı. Kitapta Türk Askerine bir ders verilmesi için ABD ve AKP’nin anlaştığı iddiası var. Kitap sorgulanmadı. Hiçbir Genelkurmay Başkanı kitabı delil gösterip savcılıklara suç duyurusunda bulunmadı. Daha da rezili, askerinin başına çuval geçiren Amerikalı generalin elinden ödül alan Genelkurmay Başkanlarımız bile var.
Şehide kelle, bebek katile sayın diyenler, kahramanlık madalyası olan gazimiz Abdülkerim Kırcı’yı ölüme sürükledi.
Katillerin, sapıkların, vatan hainlerinin korunduğu, beslendiği, CESARETLENDİRİLDİĞİ BİR ÜLKEDE SABAH OL-MAZ!
Türk Milletinin bütün varlıklarını “batan geminin malları” gibi satan, çalan, ülkenin bütün değerlerini yağmalayan bir çete var. Ülkeyi borç batağına sürükleyen, Atatürk’ün kalelerimiz dediği fabrikaları yabancıya satan, Türk Vatandaşlığını ayağa düşürüp işportacı ağzıyla, reklamla satan bir çete ülkenin üzerine çöreklenmiştir.
*** ***
Sözcü yazarı Saygı Öztürk savaşçı 5 generalin istifa ettiğini yazdı.
Askerlerimiz bizim olmayan haksız bir savaş için Suriye’de. Suriye gerçeği yazılmıyor. Ne olduğunu bilmiyoruz.
AKP Genel Başkanı;
“Rusya hata yapmadı” diyor. O zaman 37(iddiaya göre daha fazla olduğu) askerimizi kim öldürdü? 37 askerimizin öldürülmesinde Rusya suçlu değil de suçlu kim? Rusya’nın iddia ettiği gibi Rusya’ya yanlış bilgi verildiği için mi askerlerimiz bombalandı?
Türkiye’nin menfaati Suriye’nin bölünmez bütünlüğündedir. Türkiye’nin Esat ile görüşüp geçici sığınmacılar sorununu çözmesi gerekir. Esat ile anlaşarak yeni göçlerin gelmesi engellenebilir. Türkiye’nin menfaati değil de, ABD’nin çıkarını öncelerseniz, Suriye’de Fırat’ın Doğusunu İsrail’e yurt yaparsınız. AKP sayesinde Fırat’ın doğusunda 100 bin kişilik bir PKK silahlı gücü oluşturuldu. ABD eğitip donattı. Sahi, AKP hükümeti ev ödevi olan eğit-donat projesi gereği PKK’nın hangi kolunu eğitmişti? Hatırlayan var mı?
Anlaşılan 5 general vebal altında kalmak istememiş. Bir suça ortak olmak istememiş. Hastanesi, okulu elinden alınan, özlük haklarına el konulan, psikolojik operasyon birimi bile kapatılan Türk Ordusu’nun içi boşaltılıyor. 2020 Askeri Şurada 624 Albayın emekli edilmesini de Saygı Öztürk yazmıştı.
Asker demek bağışıklık sistemi demektir. Bağışıklık sistemine virüs, yani düşman saldırır. 2004 yılından beri Türk Ordusu KENDİ ÜLKESİNDE saldırıya uğruyor. Ve bir millet bu saldırıyı kendi üzerine almadan seyrediyor.
Hava sahası kapalı, yaralı askerini Rusya olmadan taşıyamayan bir bölgede konuşlanan Türk Askeri sürekli kayıp veriyor. Orada bir suç işleniyor. Yaralı tahliyesi yapamadığın bir yerde inatla bulunmak suç değil mi? Çocuklarımız ne uğruna toprağa düşüyor?
Her gün bir çocuğumuzun şehit haberini alıyoruz. “Şehidimiz var. Ruhu şad olsun. Allah ailesine sabır versin.” Öyle mi? Vicdanlarınız rahatlıyor mu? O giden çocuğumuz ailesine ömür boyu göz yaşı bırakıp gidiyor. O ailenin artık hiçbir bayramı bayram olmuyor. İçlerine sönmeyen bir kor ateş bırakıyor. Çocukları hep öksüz kalıyor. Okul karnesi aldığında, hasta olduğunda, bir bisiklet istediğinde, nişanlanırken, evlenirken babasızlığını en derinde hissediyor.
Bu haberlere alışmayın! ALIŞTIRMAYIN!
Hele ki;
Gazeteci İsmail Saymaz’ın ortaya çıkardığı habere göre;
“Türk askerleri Sefter Taş ve Fethi Şahin’in Suriye’de yakılarak şehit edilmesinde fetva verdiği iddia edilen “IŞİD kadısı” Alwi’nin adli kontrolle serbest bırakıldığı, Gaziantep’te dükkân işlettiği ortaya çıktı.”ise… Ve Gaziantep’ten başlayarak Türkiye’de kıyamet kopmadıysa… Hiçbir muhalefet partisi Adalet Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Gaziantep Adliyesi önüne bir siyah çelenk bile bırakamadıysa… Şehit Aileleri Dernekleri susuyorsa… O ülkede yaşayan gerçek insan yok demektir.
İçimde bir yerlerde aldığım hançer yarası kanıyor. Yakılan iki çocuğumuzun ruhu karşıma dikilmiş ebedi mahkumiyet kararımı veriyor. Ben kendime soruyorum:
BİZ İNSAN MIYIZ? BEN İNSAN MIYIM?
Azim ve Karar, 25. 09. 2021