BEN SENİN BABANI DA SEVMEZDİM!

BEN SENİN BABANI DA SEVMEZDİM!
26 Haziran 2020 23:53
561
A+
A-

Ceyhun BALCI

Unutulmaz Türk filmlerinden Süt Kardeşler’de Şener Şen Kemal Sunal’a söylemişti sanırım.

Açıklama: https://cumhuriyetciyorum.files.wordpress.com/2020/06/5da5cc412269a21e98e7695d.jpg?w=750

“Ben senin babanı da sevmezdim!”

Filmlerde güldüren bu replik gerçek yaşamda ağlatı nedenidir. Kolaycı olduğu kadar sağduyulu ve akılcı insana yakışmayan bir davranış olduğu kuşkusuz.

Oysa, soy sop üzerinden suçlama ya da mevcut suçlamayı bu yolla güçlendirme hiç de gerekli değildir.

Bülent Arınç için de söz konusu olmuştu anımsadığım kadarı ile. Dedelerinden birinin Menemen kalkışmacısı olduğu öne sürülmüştü. Öyle olsa ne olur olmasa ne olur? Bir insan büyüklerinin hatasının ya da yanlışının yükünü taşımak zorunda mı? Düşünülmeden üretilen ve günümüz sosyal medya geyikleri için bire bir bu türden zevzeklikler insanım diyeni utandırmalıdır. Öte yandan, Bülent Arınç gibi günah küpü birisine atası üzerinden günah yüklemeye çalışmak ironiktir.

Benzer yaklaşım geçtiğimiz yerel seçimler öncesinde, şimdi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olan Tunç Soyer için sergilenmişti. Babası, askeri yargıç Nurettin Soyer üzerinden yük altına sokulmaya çalışılmıştı. Ayıptı, günahtı, utanç vericiydi. Kaldı ki suçlama olarak gündeme getirilen konu Soyer soyadını taşıyanlar için övünç kaynağıydı. Yakın zamana dek FETÖ kumpaslarının aracısı olmuşların çokluğu göz önüne alındığında 40 yıl önce FETÖ tehlikesini görmek ancak olumlu ayrıcalık olabilirdi.

Son olarak Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu hedef yapıldı. Dedesinin Milli Mücadele karşıtı bir kişi olduğu savıyla. Bir kez daha yineleyelim! Doğru da olsa uydurma da! Fark etmez! Kişiler soy öncüllerinin hataları üzerinden eleştirilemez. Bu yaklaşım en azından evrensel ilkelere uymaz! Niyet Feyzioğlu’nu eleştirmekse son birkaç yıldaki duruşu ve söylemleri yetip de artmalı!

Arınç, Soyer ya da Feyzioğlu eleştirilebilir!

Bu ayrı konu!

Ama, bu kimseleri eleştirmek için soylarına soplarına gereksinim duyulması her şeyden önce bu bilgileri kullananlar açısından sorunlu bir durumun varlığının göstergesidir.

Babanı da sevmezdim söylemine denk düşen kötü alışkanlıkların bir an önce terk edilmesi gerekir. Bu söylemi kullanmak ilkesizlik ve düzeysizlik göstergesidir. Ayrıca, bu söylemi kullananlara şan ve şeref getirmeyeceği de açıktır.

Bu kötü alışkanlığa ilişkin yakın tarihimizden bir örnekle bağlayalım yazıyı!

Milli Mücadele karşıtı gazeteci Ali Kemal’i tanımayanımız kalmamış olsa gerektir.

Milli Mücadele karşıtlığını sivri dili ve keskin kalemiyle katmerleyen söylem ve yazıları vatan hainliğiyle damgalanmasını kaçınılmaz kılmıştır.

Durum böyleyken Türkiye Cumhuriyeti devletinin verdiği bilgelik dersini görmezden gelmemek gerekir.

Hainlikle damgalanan ve olmaması gerektiği şekilde yaşamına linçle son verilen Ali Kemal’in oğlu Zeki Kuneralp Türkiye Cumhuriyeti’nin Büyükelçisi olarak Madrid’de bulunurken eşi Necla Kuneralp’i ASALA terörüne kurban vermiştir. Oğlu Selim Kuneralp de Türkiye Cumhuriyeti’ne uzun yıllar büyükelçi olarak hizmet etmiştir. Ne oğul ne de torun Kuneralp’e “biz senin babanı da sevmezdik” deme çiğliği sergilenmemiştir.

Açıklama: https://cumhuriyetciyorum.files.wordpress.com/2020/06/2-24.jpg?w=568

Bilindiği gibi İngiltere’nin şu andaki Başbakanı Boris Johnson da Ali Kemal’in torunudur.

Hiç kimse özellikle babasının ya da dedesinin ya da bir başka atasının hatalarının ya da günahlarının hesabını vermekle yükümlü değildir. Bunu düşünmek ve bir şekilde dile getirmek ayıp olduğu kadar insanlık dışı bir tutumdur.

Tersini düşünenler Cumhuriyet’in kurucu kadrolarının bilgeliğe eşdeğer uygulama ve kararlarını öğrenmeliler.

Azim ve Karar, 26.06.2020

ETİKETLER:
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.