TERÖR
Bölücü terör bir kez daha içimizi yaktı! Eli kanlı terör örgütü PKK’nin elinde 4-5 yıldır tutsak olan 13 vatandaşımız şehit düştü.
Ortamda bu gelişmeye ilişkin pek çok yorum dolaşıyor!
Ne yazık ki, bu yorumların önemli bölümü bilerek ya da bilmeyerek terör örgütünün ekmeğine yağ sürüyor.
Bunun yerine Türkiye’nin “bölücü terör” sorununa odaklanmak gerek!
Türkiye Cumhuriyeti’nin bölücülük sorunu neredeyse Cumhuriyet’le yaşıttır. Çünkü, bu sorun emperyalist güdümlü ve uzun soluklu bir projedir. Hem Şeyh Sait hem de Tunceli kalkışmaları içlerinde farklı motifler barındırsa da özünde etnikçilik de taşımıştır. Her ikisinin emperyalizmle bağlantıları belgelidir.
Son kırk yıla yakın süredir ise silahlı unsurlarıyla çok daha emperyal maşası kimliğe kavuşmuştur. Bu açık ve yalın durumu yalnızca silahlı ayrılıkçı terör olarak tanımlamakla yetinmek hoşgörülmez bir eksiklik olur.
Türkiye’de PKK, Suriye’de YPG-PYD ve İran’da PJAK adlarıyla varlık gösteren örgütlerin özde bir oldukları unutulmamalıdır.
Başta ABD emperyalizmi olmak üzere Avrupa emperyalizminin ülkemizin var oluşundan bu yana kendisini gösteren ayrılıkçı terör dört dörtlük emperyalist projedir.
Bu önemli sorunla savaşımda Türkiye’nin de çeşitli dönemlerde (elbette emperyalist ülkelerin zorlaması ve etkisiyle) hatalar yaptığı kesindir. Çekiç Güç’e sessiz kalmak, Irak kuzeyindeki ayrılıkçı unsurları dost sayıp işbirliği yapmak, Oslo’da terörle masaya oturmak, terörle açılım adı altında uzlaşma niyeti sergilemek, çadır mahkemelerinde terörist aklamak ve terör unsurlarının topraklarımız içinde gövde gösterisi yapmasına izin vermek belleklerimize çivilenmiş hataların yalnızca bir kaçıdır.
Diğer yandan, iç politikada da terör unsurlarının etkinliği karşısında gereken kararlılık gösterilmedi.
Açılım sürecinde, “ben daha iyi açılım yaparım” yaklaşımıyla oy devşirme hatasına düşüldü.
Günümüzde ise, terör örgütünün döpiyesli ve kravatlı temsilcilerinin yer aldığı siyasi parti görünümlü örgütten çeşitli dönemlerde farklı siyasi partilerin ilgilerini esirgemedikleri görüldü.
Seçim aritmetiğinin albenisine kapılanlar bu siyasi partinin cezaevindeki genel başkanının yazdığı kitaplara terörist kod adları vermesini bile görmezden gelebildiler.
Bıçak sırtındaki Türk siyaseti yurttaşların şu ya da bu şekilde devşirilmiş oylarının doğru yöne gitmesini sağlayacak yerde o oyların sonsuza dek sahibi olduğu sanılan terör uzantılarına ilgi gösterme kolaycılığına saplandılar.
Irak’ın kuzeyindeki Gara’da verdiğimiz şehitler üzüntümüzü de öfkemizi de bir kez daha kabarttı.
Terörle alandaki askersel savaşım hiç kuşkusuz son derece önemlidir.
Olmazsa olmazdır!
Ama, terörün siyasi düzlemi kullanan sinsi unsurları da göz ardı edilemeyecek denli önemlidir. Bu önemli ayrıntı göz ardı edildiği için dönüp dolaşıp aynı yere geliyoruz!
Azim ve Karar, 14.02.2021