ON YEDİ YAŞINDAKİ KURBAN

ON YEDİ YAŞINDAKİ KURBAN
21 Eylül 2023 20:37
354
A+
A-

Ceyhun Balcı

Ata’ya saygısızlık yapan, yaptığını da görselleştirip paylaşan 17 yaşındaki genç tutuklanmış. Yaptığı yanına kazanç kalmasın diyenler çıkabilir. Bu ve benzeri gelişmelerde “nedensellik” ilişkisi gibi zorlu bir işe soyunmak yerine “oh olsun” demek de bir seçenektir.

Kolaycılığın alıcısı boldur.

Bu gelişmeye şaşıracaklar da çıkacaktır.

Öyle ya!

İktidarda siyasi İslam varken, yaman çelişki değil midir Ata’ya saygısızlığın yaptırımla karşılaşması.

Her gün her fırsatta Ata’ya, en büyük yapıtına ve onu anımsatan her şeye acımasızca, insafsızca ve ahlâksızca saldıranların on yedi yaşında bir gencin tutuklanmasından yola çıkarak “görüyorsunuz, biz de Atatürk’e sagısızlık karşılıksız kalmıyor”  demelerine şaşırılmaz.

Yere düşüp de avucunda bir avuç toprakla ayağa kalkmayı hüner edinmişlerin akla gelebilecek her yolu, yöntemi kullanmaları beklenen davranıştır.

Ata’ya saygısızlık kırmızı çizgimiz olsa da, sağduyulu olmamıza, nedensellik ilişkisi kurmamıza engel olmamalı.

Öfkemizi doyurmak için “iyi olmuş” demek yerine biraz çözümleme.

Küresel ölçekli bir iklim krizinden söz edildiği gibi ulusal ölçekli bir sosyoekonomik ve siyasal iklim krizi yaşadığımız su götürmez gerçektir.

On yedi yaşındaki bir gencin milletini kurtaran, ülke kuran ve bununla yetinmeyip milletinin çağdaş ve başı dik bir yaşam sürmesini sağlayan yüce kişiliğe saygısızlığı kabul edilebilir olmasa da anlaşılmayı gerektirir.

Kimilerine göre 10 Kasım 1938’de başlayan karşıdevrim kesintisiz sürmüştür.

Bence karşıdevrimin ilk köşe taşı 16 Haziran 1950’de dikilmiştir. Çok partili yaşama adım atıldığı savlanan, demokrasinin ülkemize geldiği gün olarak da belletilen 14 Mayıs 1950’den 32 gün sonra “Arapçalaştırılan ezan” yazılıdır bu köşe taşının üzerinde.

O günden bu yana irili ufaklı, önemli önemsiz sayısız karşıdevrim eylemi yaşama geçirildi. Hemen tümünün arkasındaki ana güç olarak millete gönderme yapıldı.

Cumhurbaşkanı’nın başbakanlığı sırasındaki şu sözleri yabana atılamaz!

“Millet isterse lâiklik, maiklik kalmaz!”

On yedi yaşındaki kurbana ödetilen diyetle Ata’ya saygı diriltilemez. Böyle beklentisi olanlar da, bu gencin başına gelenlere odaklanarak önemli ayrıntıları atlayanlar da bu olumsuzlukta pay ve sorumluluk sahibi olacaktır.

Hiç unutmuyorum!

Zamanın başbakanının geçtiği sırada evinin balkonundan ayakkabı kutusu gösteren bir kadın bile yargıç karşısına çıkartılmıştı Türkiye’de. Kısa süreli de olsa tutuklandığını anımsıyorum.

Henüz erişkin olmamış, başka deyişle büyümesini, fiziksel ve psikolojik gelişmesini tamamlamamış on yedi yaşındaki gencin tutuklanması hiç olmazsa düşünmemizi sağlamalıdır.

Bir de şunlar sorulmalı!

Bu genç nasıl bir ortamda dünyaya geldi?

Bu genç nasıl bir tarlada boy verdi?

Bu genç/çocuk hangi psikolojik dürtülerle böylesi bir saygısızlığın gözü pek öznesine dönüşebildi.

Aile, çevre ve elbette bireyleri şekillendirmekle ödevli devlet!

Her birisi sorgulanmaya değer sorumluluğa sahiptir.

Çok önemli ve vicdana sığmaz saygısızlığın sorumluluğunu tüm etkenleri göz ardı ederek 17 yaşında bir çocuğa yüklemek akla ve yaşamın olağan akışına uygun olamaz.

On yedi yaşındaki gençten önce sorgulanması gerekenleri bir yana bırakıp onu tutuklayan dizgenin olayı “nedensellik” bağlamında irdelmeye niyetli olmadığı anlaşılıyor.

On yedi yaşındaki kurban, Ata’ya ve yapıtına saldırıları görmezden gelen ve çoğu zaman özendirenler için kolay ve bir o kadar kullanışlı bir av olmuştur.

Bu yaştaki insanlar Ata’ya saygısızlık yapabilirler, Cumhurbaşkanı’na eleştiri sınırlarını zorlayan sözler de yöneltebilirler. Bunlara pek çok şey yapılabilir.

Yapılmayacak tek şey tutuklamadır.

Bir milleti ortaklaştıran değerler her geçen gün büyüklerce, hem de bilinçli şekilde aşındırılırsa çocukların ve gençlerin bu olumsuzluktan etkilenmemeleri düşünülebilir mi?

Sayamayacağımız kadar çok büyüğün yaptığına sırt çevirip günah keçisi seçilen gence mi ödetilecek tüm diyet?

Olmaz denen çok şeyin olduğu yerdeki bu örnek olmaz sanılanlara eklenen bir başkası olarak aldı tarihteki yerini.

Azim ve Karar, 21.09.2023

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.