ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ

ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ
19 Mart 2022 23:55
333
A+
A-

Ceyhun Balcı

Son 20 yılda siyasi iktidarların başarısı otoyollara, köprülere, hastanelere ve havaalanlarına indirgendi. Tarım ve hayvancılığın dibe vurduğu, sanayide montajla yetinilen günümüzde böylelikle siyasi iktidara övünç kaynağı olabilecek çok fazla seçenek kalmıyor.

Çanakkale köprüsü bu övünç kaynaklarından bir diğeri olarak kullanıma açıldı.

Çanakkale gibi bir yere yapılan köprü bilindiği gibi Cumhurbaşkanı’nın yaş günü olan 26 şubatta açılmak istenmişti.

Düşmez kalkmaz bir Allah!

Olması hiç istenmeyen, acıklı sonuçlar yaratan savaş hiç olmazsa bu konuda hakkın yerini bulmasına yardım etti de köprü bir başka (haklı) savaşın yıldönümünde, 18 Mart’ta açıldı.

Gelibolu yarımadası yalnızca ülkemiz çapında değil küresel ölçekte de bir tarihsel ve doğal mekân. Böyle bir yerden otoyol geçirmek, bu yolu da köprüyle diğer yakaya aktarmak tartışmaya açık bir karardır. Tek övünç kaynağı tartışılmayacağına göre bu konuyu da tartışmak şimdilik gereksiz değilse de anlamlı sayılmaz.

Köprünün iki ayak arası açıklığı ve başkaca özellikleri şu günlerde her fırsatta yazılan ve konuşulan konular. Bunlar da bir şekilde öğrenilmiş olmalı.

Meteliğe kurşun atan Türkiye’nin kazanç güvenceli bir başka projeyi yaşama geçirmekte sakınca görmemiş olması tartışmaya değerdir.

Her zaman olduğu gibi bu köprüyü yapanlara da güvenceli kazanç olanağı sunulmasında kusur edilmedi.

Günde 45 bin araç geçsin geçmesin işletmeci kazancını cebine koyacak.

Bu sayı gerçekçi midir?

En çok aracın geçtiği günde boğazı denizyoluyla aşıp karşıya geçen taşıt sayısı 19 bini ancak bulsa da, ortalaması 12 bin olduğuna göre Çanakkale 1915 köprüsünün anlamlı adıyla birlikte yeni bir ekonomik kara delik olacağı kuşkusuzdur. Bu kara delik sözleşmeye göre 16 yıl 2 ay 12 gün boyunca kamu kaynaklarını tüketecektir. Öyle ki, öncekilerde olduğu gibi bu köprüden geçmeyenler ve hatta yaşamı boyunca bu köprüye yolu düşmeyecekler de para verecek. Başka deyişle, yüksek geçiş ederleri beni ilgilendirmez diyemeyecek Türkiye’de yaşayan hiç kimse.

Bu ön bilgilendirme sonrasında sorgulama hakkımızı kullanalım!

  • Durum bu denli açık ve ortadayken günlük ortalamanın neredeyse 4 katına varan geçiş güvencesi vermek hangi aklın ve ekonomik anlayışın ürünüdür? “Geçiş güvencesi sebep, kamusal zarar sonuç” deyip geçecek miyiz?
  • Geçiş güvencesi niceliği için çok daha gerçekçi bir sayı belirlenese olmaz mıydı?
  • Yukarıdaki gibi bir belirleme yapılsa yüklenici/işletmeci bu köprüyü yapmaya yine de istekli olur muydu? Yanıt evetse kamu zararını büyüten tutumu sorgulamak kaçınılmaz görevdir.
  • Yukarıdaki soruya yanıt hayırsa böyle bir köprü yalnızca kamu kaynağıyla yapılamayacağına göre hiç YAPILMAMALIYDI  demek hakkımız değil midir?
  • Son bir soru. Bir yerlerde dile getirildi mi bilmemekle birlikte, günün birinde yöreye demiryolu gelmesi göz önünde tutularak köprü demiryolu geçişine olanak verecek şekilde tasarlandı mı? En azından, gelecekte böyle bir ekleme gereksinimi doğabileceği akla getirildi mi?

Çanakkale boğazını 5-6 dakika içinde rahat ve hızlı biçimde geçip karşı kıyıya ulaşmak hiç kuşkusuz hoşa gidecek bir durumdur.

Ama hiç bir olumluluk bu köprüyü hak edip etmediğimizi sorgulamamıza engel olmamalıdır.

Ekonomik olanakları kısıtlı bir aile lüks ötesi bir konutta yaşamayı düşünebilir mi?

Benzer şekilde çok gelişmiş bir otomobile sahip olmayı aklından geçirebilir mi?

Çanakkale 1915 köprüsü de bu hesap.

Bireyler ve toplumlar her şeyden önce  iyiyi, güzeli ve doğruyu hak etmeli. Bu koşul göz ardı edildiğinde geçen geçmeyen, gören görmeyen kim varsa bu savurganlığın yol açacağı sonuçlara ortak olmaktan kurtulmayacaktır.

Hayırlı, uğurlu olsun Çanakkale 1915!

Her şeyden önce geçeni bol olsun!

Bu akaryakıt ederleriyle nasıl olacaksa…

Azim ve karar, 19.03.2022

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.