Site Rengi

19 MAYIS

18.05.2022
843
A+
A-

Ceyhun Balcı

23 Nisan’da ÇOCUK, 19 Mayıs’ta GENÇ(LİK) öne çıkar. Her iki durumda bu önemli günlerin böylelikle içinin boşaltıldığını görmek pek çoğumuzu üzer. Çocuklara odaklananlar ULUSAL EGEMENLİĞİ özenlerden kaçırma derdindedir. GENÇLİK üzerinden de MİLLİ MÜCADELE gözden kaçırılır.

Tümünün odağında Türkiye’yi kurtarıcıdan, kurucudan ve devrimciden arındırma çabası vardır.

Yaşadığım kent İzmir’de belediyelerin 19 Mayıs etkinlikleri de bu durumu gözler önüne sermeye yeter. 19 Mayıs gecesi bir kent meydanında bir popçunun konseri GENÇLİK’e borcun ödenmesine yeter de artar.

Gençliğin eğitimden, öğretimden, barınmadan ve elbette ayrılmaz gereklilik parasal kaynaklardan yoksunluğuna değinene elinde fenerle arasan rastlayamazsın.

Gençliğe Sesleniş ya da Bursa Söylevi de bir şekilde öğrenilmiş söylemlerdir.

Çoğu zaman olduğu gibi eylemlerden söz edilmez.

ÇOCUK ve GENÇLİK Atatürk’ün her şeyin üzerinde tuttuğu değerler. Yalnızca söylemde değil, eylemde de.

Bir örnek yararlı olacaktır.

Atatürk’ün yurt gezileri bilinir. Ülkeyi kurtardıktan, Cumhuriyet’i kurduktan sonra bir yandan Devrimler’i yaşama geçirirken diğer yandan da ülkenin her köşesine uzanan gezilere çıkmıştır. Bu gezilerin öne çıkartılan protokol yanı bir yana, hemen her gittiği yerde okul ziyaretleri vardır.

Özellikle liselere olan ilgisi her nedense çok bilineler arasında yer almaz.

Atatürk bu okullarda derslere girer. Kimi zaman izler girdiği dersleri. Kimi zaman da etkin şekilde katılır derse. Öğrencilere sorular yönelttiği bile olur.

28 Haziran 1933

Medeni Bilgiler dersinde bir öğrenciye sorduğu soru : “Devletçilik, devlet sosyalizmi nedir?” Soruyu yönelttiği 11. Sınıf öğrencisi Aydın efendinin örneklerle bezediği derinlikli yanıtlarından hoşnut kalan Gazi Maarif Vekili Dr Reşit Galip’e şu sözleri söylemiştir :

“Bu çocuk çok iyi düşünüyor, adeta bir hocadır…”

On yaşını doldurmaya gün sayan Cumhuriyet’in geleceği gençlerden birisinin dağarcığına yansıyan derinlik göz kamaştırıcıdır.

Ata’ya göre gençlik : “Her kafanın anlayamayacağı yüksek bir varlıktır.”

Bundan 30 yıl önce ekonomiyi kim bilir kaçıncı kez dibe batıran hükümetlerden birinin başındaki hanımefendi acı reçeteyi pazarlamak için allayıp, pulladığı konuşmasının bir yerinde şu sözleri söylemişti :

“Yeryüzündeki son sosyalist devleti yıktık.”

Devletçiliğin geride kalan izlerini sildik, siliyoruz demek istemişti. Bu konuda ne yazık ki başarılı olmuştu.

Bu satırları kaleme alan gözler İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi hastanesinin girişine manav açıldığını gördü. Yok edilen devletin gerekli olduğunun yansımasıydı bu ibretlik gelişme oysa.

Gençliğe dönecek olursak, devletin sahneden çekildiği ortamda eğitim, öğretim paralılaştı.

Gençlik için barınma ve beslenme olanaksızlaştı.

Harçlık denen en doğal hak ve gereklilik yerine gelmediği için milyonlarca gencimiz açlar ordusunun neferleri oldu.  

Sonuç tarikat egemenliğiydi. İstenendi bu.

Askerinden polisine, hukukçusundan doktoruna varıncaya dek uğraş sahipleri öğrenimleri sırasında devşirildi. Varlıklarını borçlu oldukları Atatürk Cumhuriyeti’ne ve dolayısı ile ülkelerine düşman edildiler.

Sonuçta, devletini yıkmaya çalışan, o devletin milletini bombalayan bir vicdansızlar topluluğu ülkenin başına sarıldı.

Bir başka sonuç.

Ülkenin iç karartıcı ortamında yılgınlık ve bezginlik anıtına dönüşmüş gençler sınırların ötesinde arar oldular geleceği ve gönenci.

Yirmili yıllarda Gazi’nin “Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyorum, ateş topu olarak dönmelisiniz.” diyerek yüreklendirdiği gençler günümüzde “bir barut fıçısı” gibi ülke sınırları dışına çıkma derdiyle sınırladılar varlıklarını ve amaçlarını.

Kent meydanlarındaki pop konserleriyle gönülleri alınacak gençlerin, gençlik bayramında.

Kim bilir kaçıncı kez!

Azim ve Karar, 18.05.2022

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.