ZEKİ, ÇEVİK, AHLÂKLI
Ceyhun Balcı
Gençlik bayramında gençlerin iç burkan durumuna üzülmemek elde değil. Yüksek öğrenim görmek başlı başına zor. Barınma, beslenme, kaynaklara erişme, vb sorunlar dağlarca.
Sonrası da az üzücü değil!
İş bulmak, bir kamu görevine “mülâkat” ucubesini aşarak atanabilmek, emeğine, birikimine yaraşır gelir sağlayan bir iş bulabilmek…
Türkiye Yüzyılı iktidarın savladığının tersine “geri kalmaya kararlıyız” bildirgesiyle başladı.
Bağımsız olamamanın acıklı sonuçlarıdır yaşadıklarımız.
19 Mayıs’ta spora göz atalım!
Afyon işlevi de gördüğü kuşkusuz futbol içinde bulunduğu süreçte kirlenmenin ötesine geçerek çürüme evresine girdi. Oyuncusundan izleyicisine hakeminden yöneticisine futbolun hemen her öğesi olumsuzluk anıtı gibi yükseliyor.
Buna karşın kitlelerin ilgisi azalmak şöyle dursun yükselişte.
Basketbol da farklı sayılmaz.
Kulüp başarılarına kurban edilen milli başarı yoksunluğu.
Özellikle uluslararası karşılaşmalarda Türk basketbolcusunu ara ki bulasın!
Okçulukta Mete Gazoz, artistik jimnastikte aynı anda parlayan yıldızlarımız, yüzmede onlara eşlik etmeye çalışanlar. Boksta yükselen değer olan kadınlarımızı unutmak olmaz.
Güreş ve uzak doğu sporları diyeceklere bu dallarda başarılı olmak bizim için olağan bir durumdur derim.
Zekâ ve çeviklik göreceli kavramlar.
Her iki başlıkta da ortalamayı tutturmuş olmak başarı sayılabilir.
Yeşil kart fırtınası
Voleybolda milli maçlar başladı. Parlayan yıldızlarımız, kadınlarımız VNL’ye çok iyi başlamadılarsa da önlerindeki yol uzun. Toparlanma ve yükselişe geçme fırsatı kaçmış değil.
Onlardan söz edince “ahlâk” kavramına değinmeden geçemeyiz.
Türkiye’nin bugünlerde hemen her konuda ve alanda en çok gereksinim duyduğu öğedir “ahlâk”.
Öyle ki, sporda ahlâk uzak ara sportif başarımın da önünde yer almak zorundadır.
Kadın voleybolcularımızın ahlâklı olmada da öne çıkması doğrusu pek de bilmediğimiz bir uygulamayla tanıştırdı çoğumuzu.
Yeşil kart!
Başka sporlarda olduğu gibi voleybolda da çok tanık olmasak da kırmızı ve sarı kart uygulaması vardı.
Son günlerde yeşil kartı öğrendik.
Hakemin görmediğini hakeme söyleyen ve bu uğurda sayı yitimini göze alan sporcuya yeşil kart gösteriliyor. Kazancı ne diye soracak olursanız şan, şeref, onur, gurur demekten başka bir şey bulamam.
Ama, bu saydığımız kavramları her şeyin önüne koyduğumuzdan da kuşku duymam.
“Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlâklısını severim.” diyen kurtarıcımız, kurucumuz ve devrimcimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerine uygun davranarak da gönüllerde taht kuruyor Santarelli koçluğundaki aydınlık yüzlü kadınlarımız.
İç karartıcı tablonun öne çıktığı 19 Mayıs’ta onlarla ne kadar övünsek hakkımızdır.
Bu akşam uzunca süredir konuşulan GS-FB maçı var.
Benim tercihim kadınlarımızın Fransa maçı olacak.
Zeki, çevik ve ahlâklı sporcular izleme güvencesi var bu maçta…
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun.
Özellikle de zeki, çevik ve ahlâklı sporculara…
Azim ve Karar, 19.05.2024