YUNANİSTAN’IN, KUZEY EGE ADALARI VE ONİKİADA ÜZERİNDE EGEMENLİK HAKKI YOKTUR !…
Ümit Yalım
Yunanistan’ın Ege adalarını silahlandırdığını mektupla Birleşmiş Milletler’e ileten Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, aynı konuda Atina’yı uyardı.10 Şubat 2022’de TRT Haber’e demeç veren Çavuşoğlu, “Söz konusu adalar, Lozan ve Paris Antlaşması ile Yunanistan’a silahsızlandırma şartıyla verilmiştir. Yunanistan, bu antlaşmaları ihlal ediyor. Yunanistan bundan vazgeçmezse, bu adaların egemenliği tartışılır. Gerekirse son uyarılarımızı yapacağız. Yunanistan aslında kabul ediyor: Neymiş, Türkiye’den bir tehdit görüyorlarmış ve o yüzden ihlal ediyorlarmış. Adaya koyduğun birkaç asker ve silahla mı tehdidi önleyeceksin” dedi.
Çavuşoğlu’nun söylemleri adaların hukuki statüsü ve mevcut durumla bağdaşmıyor. Çünkü, Yunanistan’ın, Kuzey Ege Adaları ve Onikiada üzerinde egemenlik hakkı yoktur. Ayrıca, adalarda birkaç asker ve silah değil tam teçhizatlı Tümen, Tugay, Alay ve Tabur seviyesinde Yunan askeri birlikleri ile yüzlerce tank, zırhlı personel taşıyıcı, top ve binlerce Yunan askeri var.
Çavuşoğlu’nun adaların silahlandırılmasına ilişkin sözlerine 14 Şubat 2022’de AB’den tepki geldi. AB Sözcüsü Peter Stano, “Yunanistan’ın bu adalardaki egemenliği sorgulanamaz. Türkiye buna saygı duymalı, provokatif ifade ve eylemlerden kaçınmalı” dedi. Yunan Dışişleri Bakanı NikosDendiasda,”Adaların silahlandırılmasında Türkiye’nin söz hakkı yok” dedi. Ancak, hem AB hem de Dendias, adaların hukuki statüsünü görmezden geliyor, gerçeklerin üzerini örtmeye çalışıyor.
KUZEY EGE ADALARI’NIN HUKUKİ STATÜSÜ VE MEVCUT DURUM
İkinci Balkan Savaşı’ndan sonra Londra’da düzenlenen Süfera Konferansı’nda Altı Büyük Devlet (Almanya, Avusturya-Macaristan, İngiltere, Fransa, İtalya, Rusya), Ege adaları konusundaki ortak kararlarını, 13 Şubat 1914’te Yunanistan’a ve 14 Şubat 1914’te de Osmanlı Devleti’ne birer nota ile bildirdiler. Karara göre, Gökçeada, Bozcaada ve Meis Adası Osmanlı Devleti’ne iade edildi, Yunan işgalindeki diğer Ege adaları ise silahlandırılmamak ve askeri amaçlarla kullanmamak şartıyla Yunanistan’a verildi.Yunanistan’a, adaların egemenliği değil, sadece kullanma hakkı yani zilyetlik (possession) hakkı verildi.
1923 Lozan Antlaşması’nın 12. Maddesi ile 13 Şubat 1914 tarihli Altı Büyük Devlet Kararı bir kez daha teyit edildi. Yunanistan’a, Kuzey Ege Adalarının egemenliği değil, sadece kullanma hakkı yani zilyetlik (possession) hakkı verildi. Kuzey Ege’de bulunan Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba, Midilli, İpsara, Sakız, Sisam ve Ahikerya adalarının mülkiyeti ve egemenliği ile deniz yetki alanları ve hava sahası Türkiye’de kaldı.1923 Lozan Antlaşması’nın 13.Maddesi ile Yunanistan’ın adaları askeri maksatlarla kullanmayacağı kararlaştırıldı.
Yunanistan, Kuzey Ege Denizi’nde bulunan gayri askeri statüdeki adalardan Midilli Adası’na 1 Yunan Mekanize Tümeni; Limni, Sakız veSisam adalarına birer Yunan Mekanize Tugayı olmak üzere 3 Mekanize Tugayı konuşlandırdı. Taşoz, Semadirek, Bozbaba, İpsaraveAhikerya olmak üzere toplam 5 ada’ya da Tabur- Alay seviyesinde askeri birlik konuşlandırdı.
Ayrıca, Yunanistan, Türkiye’ye yönelik jet harekatı için, Limni ve Midilli Adası’na havaalanları inşa etti ve anılan adalardaki havaalanlarına savaş uçakları yerleştirdi. Ege Denizi’ne çıkan Türk savaş uçaklarına, anılan adalardan kalkan Yunan savaş uçakları tarafından önleme ve it dalaşı yapılıyor. Mevcut durum itibarıyla Kuzey Ege Denizi’nde, silahsız olmak kaydıyla Yunanistan’a kullanma hakkı verilen 9 Türk Adası’nın hepsi silahlandırılmıştır.
Yunanistan, 1914 Altı Büyük Devlet Kararı ve 1923 Lozan Antlaşması’na aykırı olarak adaları silahlandırdığı için Kuzey Ege Denizi’nde bulunan 9 Türk Adası üzerindeki kullanma hakkını kaybetti.
Yunanistan hukuken kullanma hakkını kaybettiği Kuzey Ege Adalarını yani Taşoz, Semadirek, Limni, Bozbaba, Midilli, İpsara, Sakız, Sisam ve Ahikerya adalarını boşaltarak Türkiye’ye teslim etmelidir.
ONİKİADA’NIN HUKUKİ STATÜSÜ VE MEVCUT DURUM
Türkiye, 1923 Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi ile Osmanlı Devleti döneminde 1915’te ilhak edilen Onikiada, Rodos ve Meis olmak üzere toplam 14 ada üzerindeki haklarından İtalya yararına vazgeçti. Anılan adalar, Batnoz, Lipso, İleriye, Kelemez, İstanköy, İstanbulya, İncirli, Sömbeki, İleki, Herke, Rodos, Kerpe ve Çoban adaları ile bu adalara bağlı olan adacıklar ve Meis Adası’dır.
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Onikiada önce Almanlar, daha sonra da İngilizler tarafından işgal edildi. Türkiye’nin Onikiada’yı geri alma talebi İngiltere tarafından reddedildi. Türkiye, İkinci Dünya Savaşı’na girmediği için Onikiada’nın kaderinin belirlendiği Paris Konferansı’na davet edilmedi. Bu konferans neticesinde 10 Şubat 1947 günü imzalanan Paris Antlaşması ile Onikiada’nın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a verildi. Antlaşmanın 14. Maddesi’ne göre Onikiada gayri askeri statüdedir.
Yunanistan, Onikiada bölgesinde bulunan gayri askeri statüdeki adalardan Rodos Adası’na 1 Yunan Mekanize Tümeni; İstanköy Adası’na 1 Yunan Mekanize Tugayı konuşlandırdı. Batnoz, Lipso, İleriye, Kelemez, İstanbulya, İncirli, Sömbeki, İleki, Kerpe, Çoban ve Meis olmak üzere toplam 11 ada’ya da Tabur- Alay seviyesinde askeri birlik konuşlandırdı. Ayrıca, Türkiye’ye yönelik jet harekatı için, İstanköy, Rodos ve Çoban Adası’na havaalanları inşa eden Yunanistan anılan adalardaki havaalanlarına savaş uçakları yerleştirdi. Herke Adası’nda henüz askeri birlik yoktur. Mevcut durum itibarıyla Onikiada bölgesinde, gayri askeri statüdeki 14 Adadan 13’ü silahlandırılmıştır.
1969 Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’ne göre (Madde 39, 9, 40 ve 35), çok taraflı antlaşma hükümlerinin değiştirilmesinde temel kural, antlaşma hükümlerinin oybirliği ile değiştirilmesidir. Oybirliği sağlanamazsa antlaşmanın üçte iki oy çokluğu ile değiştirilebileceği de kabul görmektedir. (1945 Birleşmiş Milletler Antlaşması Md.108)
Türkiye ile birlikte toplam 8 devletin taraf olduğu 1923Lozan Antlaşması Boğazlar Sözleşmesi, yine Lozan’a taraf olan toplam 8 devletin katılımı ve oybirliği ile1936’da değiştirilerek Türk Boğazları Montrö Sözleşmesi imzalandı. Yapılan değişiklik, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi ve BM Antlaşması’na uygun olarak yapıldığı için uluslararası hukuk kurallarına göre meşru bir değişikliktir.
Ancak, Türkiye ile birlikte toplam 8 devletin taraf olduğu 1923 Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi ise, Lozan’a taraf olan 5 devletin (İngiltere, Fransa, Yunanistan, Yugoslavya, İtalya) ve Lozan’a taraf olmayan 16 devletin katılımı ile 1947’de değiştirilerek Paris Antlaşması imzalandı. Yapılan değişiklik ile Onikiada’nın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a verildi. Lozan Antlaşması’na taraf olan 8 devletin oy birliği veya üçte iki oy çokluğu olmadan yapılan bu değişiklik, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi ve BM Antlaşması’na uygun olarak yapılmadığı için uluslararası hukuk kurallarına göre meşru bir değişik değildir. Bu değişiklik 1923 Lozan Antlaşması’nı şekil bakımından ihlal etmiştir.
1923 Lozan Antlaşmasıyla, Türkiye ile Yunanistan arasında Adalar (Ege) Denizi’nde bir denge sağlandı. 1947 Paris Antlaşması ile Onikiada’nın egemenliği İtalya’dan alınarak Yunanistan’a devredildiği için Ege Denizi’ndeki denge Türkiye’nin aleyhine bozuldu. Böylece Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi esaslı bir şekilde ihlal edildi. Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’ne (Madde 60) göre Lozan Antlaşması’ndaki denge esaslı bir şekilde ihlal edildiği için Lozan Antlaşması’nın 15. Maddesi sona ermiş ve geçerliliğini kaybetmiştir.
Onikiada’nın Yunanistan’a devrini öngören 1947 Paris Antlaşması, 1923 Lozan Antlaşması’nı şekil ve esas bakımından ihlal etmiştir. Anılan nedenle ve uluslararası hukuk kurallarına göre Yunanistan’ın Onikiada üzerinde egemenlik hakkı yoktur. Ayrıca, Türkiye, 1947 Paris Antlaşması’na taraf olmadığı için üçüncü devlet statüsündedir. Paris Antlaşması’nın Türkiye açısından hiçbir bağlayıcılığı yoktur.
Türkiye, Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi Madde 60 ve 65’e göre İtalya ve Yunanistan’a nota vererek Onikiada üzerindeki egemenliğini yeniden tesis etmelidir.
Yunanistan, Onikiada üzerinde bulunan bütün askeri birliklerini ve vatandaşlarını ana kıtasına çekerek adaları boşaltmalı ve bölgedeki toplam 14 adayı Türkiye’ye iade etmelidir.
ADALARIN SİLAHLANDIRILMASI, TÜRKİYE İÇİN POTANSİYEL BİR TEHDİTTİR !…
Mevcut durum itibarıyla, Ege Denizi’nin doğusundaki toplam 23 ada’dan 22’si Yunanistan tarafından silahlandırılmıştır. Adalara, toplam 2 Mekanize Tümen, 4 Mekanize Tugay, 16 Tabur-Alay konuşlandırılmış, 5 Havaalanı inşa edilmiş, yüzlerce tank, zırhlı personel taşıyıcı, top ve binlerce asker yerleştirilmiştir.
Yunanistan’ın Ege adalarındaki askeri yığınaklanması bir Ordu Komutanlığı seviyesinde olup Türkiye için potansiyel bir tehdittir. Yunanistan’ın bu askeri yığınaklanması savunma amaçlı değil taarruz amaçlıdır. Yunanistan’ın adaları silahlandırmasının maksadı; Türkiye’ye yönelik bir askeri harekatta kullanacağı, askeri birlik, tank, top ve araçlarını, ana kıta yerine daha kısa mesafe olan adalardan çıkarma gemileri ile Türk topraklarına aktarmaktır.
YUNAN SAVUNMA BAKAN YARDIMCISI’NDAN EGEMENLİK VE BAYRAK GÖSTERİSİDışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun 10 Şubat 2022’de adalar hakkında yaptığı açıklamaların hemen sonrasında Yunan Savunma Bakan Yardımcısı NikolaosHardalias, 10-13 Şubat 2022 tarihleri arasında Ege Denizi’ndeki silahlandırılmış adaları ve Yunanistan’ın işgal ettiği Türk adalarını ziyaret etti. Hardalias, “Bu adalar bizimdir, hiçbir şekilde taviz vermeyeceğiz” dedi.
Hardalias, 10 Şubat 2022’de Bozbaba, Semadirek ve Limni adalarını, 11 Şubat 2022’de Midilli, İpsara, Sakız adalarını, 13 Şubat 2022’de İstanköy, Sömbeki ve Meis adalarını ziyaret etti. Hardalias, 11 Şubat 2022’de, Yunan işgali altındaki Koyun Adası’nı, 12 Şubat 2022’de Yunan işgali altındaki Nergizçik, Eşek, Bulamaç, Kalolimnoz ve Keçi adalarını ziyaret ederek egemenlik ve bayrak gösterisi yaptı.
İşgal altındaki 20 Türk Adası’ndan 6’sına hiçbir engelle karşılaşmadan askeri helikopterle gelen Hardalias, Türk Hava Sahası’nı defalarca ihlal etti. Türk Dışişleri Bakanlığı, Yunanistan’a nota vermedi.
YUNANİSTAN’IN ADALARI SİLAHLANDIRMASI ULUSLARARASI HUKUKA GÖRE GAYRİ MEŞRUDUR !…
1923 Lozan Antlaşması’nın 12 ve 13. Maddeleri ile 1947 Paris Antlaşması’nın 14. Maddesine göre gayri askeri statüde olan adalar 1960’ların ilk yarısından itibaren Yunanistan tarafından silahlandırılmaya başlandı. Türkiye bu durumu ilk defa 1964’te protesto etti. Daha sonra Nisan 1975’te Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ne nota gönderen Türk Hükümeti, Yunanistan’ın adaları silahlandırmasını protesto etti ve bu durumun Türkiye’nin güvenliğini tehdit ettiğini bildirdi. 1976’da tırmanışa geçen sorun daha sonra Yunanistan’ın adalara büyük çaplı askeri birlikler yerleştirmesi ile devam etti. Yunanistan’ın Kuzey Ege Adaları ve Onikiada’yı silahlandırması hakkında öne sürdüğü görüşler ve uygulamalar uluslararası hukuka göre meşru değildir. Yunanistan’ın meşru savunma hakkı ve adaların kıta sahanlığı konusundaki görüşleri ile Türk görüşü aşağıya çıkarılmıştır.
Meşru Savunma Hakkı
Yunan Görüşü: Yunanistan, gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmasına gerekçe olarak, BM Antlaşması’nın 51. Maddesine dayanarak meşru savunma hakkının bulunduğunu, Ege Ordusu ve Amfibi Kuvvet nedeniyle kendisine Türkiye’den yönelik açık bir tehdidin var olduğunu, bu nedenle adalarda tedbir alma hakkının bulunduğunu ve 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra tehdidin Doğu Ege Adalarına yöneldiğini öne sürüyor.
Türk Görüşü: BM Antlaşması’nın 51. Maddesi’ndeki meşru savunma hakkı, fiilen saldırının yapılmasından sonra ortaya çıkan bir haktır. Bugüne kadar Türkiye’den Yunanistan’a fiili bir saldırı yapılmamıştır. Tam aksine, Yunanistan, Türkiye’ye fiilen saldırmış ve 2004’ten bugüne kadar 20 Türk Adası ve 2 Türk Kayalığını işgal etmiş ve adalara 6 bin Yunan askerini yerleştirmiştir. Ayrıca, Yunanistan gayri askeri statüdeki adalara Apache Taarruz Helikopteri konuşlandırmış ve adalara yerleştirdiği tankların namlularını Türkiye’ye yönlendirmiştir.
Ege Ordusu, adaların silahlandırılmasından çok sonra 1975’de kurulmuştur. Tamamen eğitime yönelik olarak teşkil edilen Ege Ordusu’nun meşru savunma hakkına gerekçe olarak gösterilmesi gerçekçi değildir. Yunanistan’ın gayri askeri statüdeki adalarda bulundurduğu askeri güç, 2 Mekanize Tümen, 4 Mekanize Tugay, 16 Tabur-Alay olup Türkiye’ye yönelik potansiyel bir tehdittir.
Türkiye’nin Amfibi Güce sahip olması ve Amfibi Gücü konuşlandırdığı yer tamamen egemenlik tasarrufudur. Ayrıca, Gökçeada, Bozcaada ve diğer Ege adalarının savunması da Amfibi Gücün varlığına ve konuşlanmasına etki etmektedir.
Yunanistan da Ege bölgesinde büyük çaplı Amfibi Güç bulundurmakta ve gayri askeri statüdeki adalarda Amfibi Harekat icra etmektedir.
1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Kıbrıs’ta 20 bin Yunan askeri vardı. Halihazırda, KKTC’de Kolordu seviyesindeki askeri birliğe karşılık GKRY’de Ordu seviyesinde Rum Milli Muhafız Ordusu vardır. Bu bağlamda, tehdidin Doğu Ege Adalarına yöneldiğini öne sürmek gerçekçi değildir.
Adaların Kıta Sahanlığı
Yunan Görüşü: Yunanistan, Kuzey Ege Adaları ve Onikiada bölgesinde kıta sahanlığı hakkının olduğunu öne sürüyor.
Türk Görüşü: BM Deniz Hukuku Sözleşmesi’nin 121. Maddesine göre adaların kıta sahanlığı vardır. Ancak, Yunanistan’ın Kuzey Ege Adaları ve Onikiada üzerinde egemenlik hakkı olmadığı için anılan adaların karasuları, münhasır ekonomik bölge, kıta sahanlığı gibi deniz yetki alanlarında da egemenlik hakkı yoktur.
Azim ve Karar, 22.02.2022