YİNE, YENİDEN FEODALİZM

YİNE, YENİDEN FEODALİZM
14 Ekim 2024 20:05
33
A+
A-

Leyla Aydemir’i anımsayan var mı?

Narin Güran cinayeti Leyla Aydemir cinayetinin kopyası gibidir.

Leyla Aydemir cinayetinin öznesi amcaya yaşam boyu hapis yaptırımı uygulanmış olsa da aramıza karışacağı günler hiç de uzak değildir.

Her iki cinayet de feodal yapımıdır.

Cumhuriyetin ülkemize ve milletimize kazandırdıkları konusunda feodalizme ölümcül darbe vurulmuş olması çok dile getirilmez.

Dile getirilmediği gibi feodalizme darbe demek olan Dersim başkaldırısının bastırılması olayından mağduriyet üretilir. Suçsuz insanlar öldürülmüş gibi bir izlenim (başarıyla) yaratılır.

Sağcısı, solcusu, orta yolcusu feodalizmde birleşir.

Tunceli’ye Seyit Rıza heykelini etnik bölücü belediye başkanı dikti. Heykelin karşısında saf tutanlarsa sağdan sola geniş bir kesimi kapsamaktaydı.

Yeni Türkiye’de Seyit Rıza aşkıyla yanar, tutuşur her kesimden kişi.

Bu aşka karşı durması gereken kurtarıcı ve kurucu parti bile onların arasında saf tutmaktan alamaz kendini. Önceki genel başkanın kendisine Dersimli denmesinden zevk duyar!

Narin Güran cinayetini izleyen günlerdeki 3 ayrıntı görmezden gelindi.

İlk olarak, iktidar partisinden bir milletvekili Güran ailesini yakından tanıdığını ifade ederek başladığı sözlerini suskunluk yasası omertaya göndermede bulunarak tamamladı. Anlayana, bu işi fazla kurcalamayın, unutun demek istedi.

Narin’in cenazesini almaya gidenler arasındaki bir kadın “yalan konuşun” diyerek meydan okudu sözde üzüntülü kalabalığa. Sözlerini tamamlar tamamlamaz bir yumruk patladı suratında.

İtirafçı marabanın “bu aileyle arasını iyi tutmayana, burada yaşam hakkı olamaz” anlamındaki sözleri de boşlukta yankılanıp gitti.

Avrupa’dan 300 yıl sonra Aydınlanmayla tanışan Türkiye aradaki farkı birkaç on yılda kapattı.

Bu korkunç bir gelişmeydi ağa, bey takımı için. Her türlü ayrıcalığını ve daha da önemlisi gücünü yitirmesi anlamına geliyordu bu gidiş.

Zamansız çok partili denemenin sonucu Türkiye için ağır olmakla kalmadı.

Yıkıcı da oldu.

Üç çeyrek yüzyıldır iktidarda olan ağa, bey takımı ortaçağ düzenini adım adım diriltti. Yetmedi mutlak üstünlük kurdu.

Cumhuriyetle birlikte canlı varlık konumuna yükselen çocuk ve kadın için karanlığın gölgesi her geçen gün koyulaştı.

Leyla Aydemir için de ağladığımızı anımsıyorum.

Aynısını Narin için yaptık, yapıyoruz.

Ne yapalım ki, unutmak gibi bir engellilikle donatılmış durumdayız.

Ne yaparsak yapalım unutacağız.

Doğamızın gereği bu.

Sözün özü, Türkiye’nin önde gelen sorunudur dirilmiş feodalizmi hedefe koymak ya da koymamak.

Olmak ya da olmamak gibi.

Elbette Türkiye’nin bunu yapabilmesi yeni bir devrimci duruşla olası.

Devrim ve Türkiye!

Biri birine bu denli uzak iki kavramı ancak sözde ve yazıda bir araya getirebiliyoruz.

Hüner onları eylemle bir araya getirmekte…